Geri

   

 

 

 

İleri

 

18- Parmakları ve Kabı Yalamanın, Bulaşan Pisliği Sildikten Sonra Yere Düşen Lokmayı Yemenin Müstehab Oluşu ve Eli Yalamadan Silmenin Keraheti Bâbı

5414- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Amru'n-Nâkıd İshâk b. İbrahim ve İbn-i Ebî Ömer rivâyet ettiler. (İshâk: Ahberanâ Ötekiler ise: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar.) (Dediler ki): Bize Süfyân, Amr’dan, o da Atâ'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti, (Şöyle dedi) ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Birinin bir yemek yediği vakit etini yalamadıkça yahut yalatmadıkça onu silmesin!» buyurdular.

5415- Bana Harun b. Abdillah rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Haccâc b. Muhammed rivâyet etü. H.

Bize Abd b. Humeyd de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû Asım haber verdi. Bunlar toptan İbn-i Cüreyc'den rivâyet etmişlerdir. H,

Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn-i Cüreyc rivâyet etti.

(Dedi ki): Ata' şunu söylerken işittim. İbn Abbâs'ı dinledim, şunu söylüyordu:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Biriniz yemekten yediği vakit yalamadıkça veya yalatmadıkça elini silmesin!» buyurdular.

5416- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Hatim rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn-i Mehdî, Süfyân'dan, o da Sa'd b. İbrahim'den, o da İbn-i Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i yemekten (kalkarken) üç parmağım yalarken gördüm.

İbn Hatim: «Üç'ü zîkretmemiştir. İbn Ebî Şeybe kendi rivâyetinde Abdurrahman b. Ka'b'dan, o da babasından» dedi.

5417- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye, Hişam b. Urve'den, o da Abdurrahman b. Sa'd'dan, o da İbn-i Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç parmakla (yemek) yer; elini silmeden Önce yalardı.

5418- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm Abdurrahman b. Sa'd'dan rivâyet etti ki, ona da Abdurrahman b. Kâ'b b. Mâlik — yahut Abdullah b. Kâ'b— babası Ka'b'dan naklen haber vermiş. Babası kendilerine anlatmış ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç parmakla yemek yermiş. Yemekten kalktı mı parmaklarını yalarmış.

5419- Bize bu hadisi Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn-i Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişam, Abdurrahman b. Sa'd'dan rivâyet etti. Ona da Ahdurrahman b. Kâ'b b. Mâlik'le, Abdullah b. Kâ'b — yahut tunlardan biri— babası Kâ'b b. Mâlik'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etmiştir

5420- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne Ebû’z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) parmaklarla sahfuım yıkanmasını emir buyurmuş:

«Çünkü siz bereketin hangisinde olduğunu bilmezsiniz;) demiştir.

5421- Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân Ebû’z-Züheyr’den, o da Câbir’den naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Birinizin lokması düştüğü vakit hemen onu alsın ve Üzerindeki bulaşığı gidererek yesin, onu şeytana bırakmasın! Parmaklarını yalamadıkça elini mendile silmesin çünkü bereket yemeğinin hangisinde olduğunu bilmez.» buyurdular.

5422- Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Dâvud El-Hâferi haber verdi. H.

Bana bu hadîsi Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. Her iki râvi Süfyân'dan bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir.

Her ikisinin hadîsinde de:

«Elini yalamadıkça yahut yalatmadıkça mendille silmesin.» ibaresi ve ondan sonrası vardır.

5423- Bize Osman b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim:

«Şüphesiz şeytan her halu sânında sizden birinize gelir. Hattâ yemeği esnasında da gelebilir. İmdi birinizden lokma düşerse hemen ondaki bulaşığı gidersin, sonra onu yesin! Onu şeytana bırakmasın. Yemekten ayrıldığı zaman parmaklarını yalarsın. Çünkü bereketin yiyeceğinin hangisinde olduğunu bilmez.»

5424- Bize bu hadîsi Ebû Küreyb ile İshâk b. İbrahim de hep birden Ebû Muâviye'den, o da A'nneş'den bu isnadla:

«Birinizin lokması düşerse ilah...» şeklinde rivâyet ettiler. Râvi hadîsin başını:

«Şüphesiz şeytan bîrinize gelir.» cümlesini anmamıştır.

5425- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. FudayI, A'meş'den, o da Ebû Salih ile Ebû Süfyân'dan, onlar da Câbir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den parmak yalama hakkında... Bir de Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den lokmayı da zikrederek yukarkilerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır.

5426- Bana Muhammed b. Hatim ile Ebû Bekr b. Nâfi' El-Abdî rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Behz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammad b. Seleme rivâyet etti,

(Dedi ki): Bize Sabit, Enes'den rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemek yediği vakit üç parmağını yıkar ve şöyle buyururmuş:

«Birinizin lokması düştüğü vakit hemen omdan bulaşığı gidersin ve onu yesin, onu şeytana bırakmasın!» buyururdu. Bir de bize sahanı silmemizi emir buyurdu:

«Çünkü siz bereketin hangi yiyeceğinizde olduğunu bilmezsiniz.» dedi.

5427- Bana Muhammed bi Hatim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vüheyb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süheyl babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti:

«Biriniz yemek yediği vakit parmaklarını yalasın. Çünkü bereketin bunların hangisinde olduğunu bilmez.» buyurmuşlar.

5428- Bana bu hadîsi Ebû Bekr b. Nâfi de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrahman (yani İbn-i Mehdi) rivâyet etti. Her iki râvi demişlerdir ki: Bize Haramad bu isnadla rivâyette bulundu. Yalnız o: «Biriniz sahanı silsin» dedi. Bir de: «Bereket yemeğinizin hangisinde olduğunu yahut size bereket verildiğini» dedi.

Bu Bâbın İbn Abbâs rivâyetini Buhârî ve İbn-i Mâce «Kitâbu’l-Et'ime»'de, Nesâî «Velîme» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

«Elini yalamadıkça veya yalatmadıkça onu silmesin...» cümlesinden murad: Elini yalamadan silmesin, kendi yalayamazsa hanımı, cariyesi, çocukları ve kendisini sevip sayan hizmetçileri gibi, bundan iğrenmeyecek kimselere yalatsın demektir. Talebe gibi bu sayılanlar mânâsında olup o zattan bereket uman ve parmağını yalamakla teberrük arzu eden kimselere de yalatmak caizdir. Hattâ keçi, koyun gibi hayvanlara da yalatabilir.

«Çünkü sîz bereketin hangisinde olduğunu bilmezsiniz. » cümlesinin mânâsı ; Bereketin yediğiniz lokmalarda mı, parmağınızda veya sahanın dibinde kalan yiyecekte mi, yoksa yere düşen lokmada mı olduğunu bilemezsiniz, demektir. Binâenaleyh bereketi elde edebilmek için bütün bu hususata dikkat etmez gerekir.

Nevevî diyor ki: «Bereketin aslı ziyade, hayrın sübût bulması ve ondan istifâdedir. Allâhu a'lem burada ondan murad kendisiyle beslenilip akıbeti ezadan salim kalan ve Allah'a ibâdet için kuvvet veren şeydir.»