Geri

   

 

 

 

İleri

 

8- Şarab İçip de Tevbe Etmeyen Kimsenin Âhirette Ondan Men Edilmek Suretiyle Cezalandırılması Bâbı

5340- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim, onun da İbn-i Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Her kim şarabı dünyada içerse, âhirette ondan mahrum bırakılır.» buyurdular.

5341- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mâlik, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi):

«Her kim şarabı dünyada içer de ondan tevbe etmezse, âhirette ondan mahrum bırakılır. Ve kendisine sunulmaz.»

Mâlik'e: Bunu ref etti mi? diye sordular.

— Evet! cevâbını verdiler.

5342- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Nümeyr rivâyet etti. H.

Bize İbn-i NÜmeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Her kim şarabı dünyada içerse, âhireile onu içmez. Meğer ki, tevbe ede!» buyurmuşlar.

5343- Bize İbn-i Ebî Ömer dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm

 (yani İbn-i Süleyman El-Mahzumî) İbn-i Cüveyc'den rivâyet etti. (Demiş ki): Bana Mûsa b. Ukbe, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Ubeydullah hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Esribe»'de; Nesâî «Eşribe» ve «Velîme» bahislerinde tahrîc etmişlerdir. Hadîs-i şerif şarab içip de tevbe etmeden ölenin cennet şarabından içemiyeceğine delildir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Günah işlemek cennete girememeyi icâb etmez. Bu sualin cevabı şudur: Evet icab etmez fakat, cennete girer de onun şarabından içemeyebilir. Çünkü cennet şarabı, cennetin en kıymetli ikram vâsıtalarından biridir. Gerçi cennette nefslerin arzu edeceği her şey mevcut ise de. az evvel beyân ettiğimiz gibi, âsiye bunu istemek unutturulacak yahut unutmasa bile arzu etmeyecektir. Bu da dünyada içki içenlerle içmeyenler bir olmadığını göstermek için onun hakkında bir eksiklik olacaktır.

Kurtubi diyor ki: Hadîsin zahiri bu şarabın onun hakkında ebe-diyyen haram olmasını göstermektedir. Cennete girerse onun bütün meşrubatından içecek yalnız şarabından mahrum kalacak, bununla beraber bir üzüntü duymayacak, içenlere hased etmeyecektir. Bunun hâli alçaklık ve yükseklik hususunda derece sahiplerinin hâli gibi olacaktır. Bir derecede bulunan bir kimse ondan daha yükseğinde bulunmayı arzu etmeyecekse o da cennet şarabını arzu etmeyecektir. Bu onun için bir ceza değildir...»

Hadîs-i şerîf tevbenin büyük günahları örttüğüne de delildir. Bu hususta bütün ulema müttefiktir. Yalnız ehl-i sünnetten kelâm uleması bunun kat'î mi, zanni mi olduğunda ihtilâf etmişlerdir.

Şâfiîler'e göre zannidir. Hanefîler'e göre ise Allahü teâla Hazretlerinin va'di muktezası tevbenin günahları mahvetmesi kafidir.