6- Müzeffet Dübba, Hantem ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı 5281- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys İbn-i Şibab'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti. Enes haber vermiş ki. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müzeffei ve dübba' (denilen kaplar)'da nebiz yapılmasını yasak etmiş. 5282- Bana Amr'un-Nakıd da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cîübbs' ve müzellelde nebiz yapılmasını yasak etmiş. 5283- Dedi ki: Ona Ebû Seleme de haber vermiş ki, Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Dübbâ' ile müzeffefte nebîz yapmayın!» buyurdular. Sonra Ebû Hüreyre: «Hantemlerden de sakının!» demiş. 5284- Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vüheyb Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, müzeffet, hantem ve nekîr (denilen kaplan kullanmak)'dan nehiy buyurmuş. Râvi diyor ki: Ebû Hüreyre'ye: Hantem nedir? diye soruldu. — Yeşil küplerdir, cevabını verdi. 5285- Bize Nasr b. Alî El-Cehdamî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Nuh b. Kays haber verdi. (Dedi ki): Bize İbn-i Avn, Muhammed'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdul-Kays heyetine: «Sİzi dübbâ', hanîem, nekîr ve mukayyer'den men ediyorum. Hantem ağzı kesilmiş küptür. Lâkin tulumundan iç ve ağzını bağla!» buyurmuşlar. 5286- Bize Said b. Amr El-Eş'asî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abser haber verdi. H. Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerir rivâyet etti. H. Bana Bişr b. Hâlid dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed (yani, Ibn-i Ca'fer) Şu'be'den naklen haber verdi. Bu râvilerin hepsi A'meş'den, o da İbrahim Et-Teymî'den, o da Haris b. Süveyd'den, o da Ali'den naklen rivâyet etmişlerdir. Ali Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ' ile müzeffetde nebiz yapılmasını yasak etti. Bu Cerir'in hadîsidir. Abser ile Şu'be'nin hadîslerinde ise: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ' ile müzeffetden nehiy buyurdu.» ifadesi vardır. 5287- Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim ikisi birden Cerir'den rivâyet ettiler. Züheyr (Dedi ki): Bize Cerir Mansûr'dan, o da İbrahim'den naklen rivâyet etti. İbrahim Şöyle dedi. Esved'e: Sen Ünı-mü'l-Mü'minine hangi kab içinde nebiz yapmanın mekruh olacağını sordun mu? Dedim. — Evet! dedim ki: Ey mü'minlerin Annesi! Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hangi kabın içinde nebiz yapmaktan nehiy buyurduğunu haber ver! — Biz ehl-i beyti dübba' ile müzeffetde nebiz yapmaktan men etti, dedi. İbrahim Dedi ki: Esved'e, Hantem'le Cerri anmadı mı? diye sordum. — Ben sana ancak işittiğimi söylüyorum. İşitmediğim şeyi de sana söyüyeyim mi? dedi. 5288- Bize Saîd b. Amr El-Eşasîde rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abser, Ameş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âİşe'den naklen haber verdi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ' ile müzeffetden nehiy buyurmuş. 5289- Bana Muhammed b. Hatim dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya (Bu zât Kattandır) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân ile Şu'be rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Mansûr ile Süleyman ve Hammâd, İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti. 5290- Bize Şeyban b. Ferrûh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Kaasım (yani İbn-i Fadl) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Sümame b. Hazn El-Kuşeyrî rivâyet etti. (Dedi ki): Âişe'ye rastladım da, ona mebizi sordum. O da bana rivâyet etti ki, Abdu’l-Kays hey'eti Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek kendisine nebizin hükmünü sormuşlar da onlara dübbâ', nekîr, müzeffet ve hantem de nebiz yapmaktan nehiy buyurmuş. 5291- Bize Ya'kub b. İbrahim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Uleyye rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İshâk b. Süveyd, Muâze'den, o da Âişe'den, naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ', hantem, nekîr ve müzefi'et'den nehiy buyurdu. 5292- Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim dalıi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdül Vehhab Es-Sekafî haber verdi. (Dedi ki): Bize İshâk b. Süveyd bu isnadla rivâyette bulundu. Yalnız o, müzeffet'in yerine mukayyer'i koydu. 5293- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abbâd b. Abbâd, Ebû Cemre'den, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi. H. Bize Hanef b. Hişâm da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Zeyd, Ebû Cemre'den rivâyet etti. (Dedi ki): İbn Abbâs'ı şunu söylerken işittim. Abdul Kays hey'eti Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara): «Sizi dübbâ', hantem, nekîr ve mukayyer'den nehy ediyorum!» buyurdular. Hammad'ın hadîsinde mukayyer'in yerine müzeffet'i koymuştur. 5294- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Alî b. Müshir, Şeybânî'den, o da Habîb'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ' ile hantem, müzeffet ve nekîr'den nehiy buyurdular. 5295- Bize yine Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Fudayl, Habib b. Ebî Amra'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ' ile hantem, müzeffet ve nekîr'den, bir de koruk hurma ile olgunlaşmaya başlamış hurmayı karıştırmaktan nehiy buyurdular. 5296- Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahman b. Mehdî Şu'be'den, o da Yahya El-Behrânî'den naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Ben İbn Abbâs'dan işittim. H. 5297- Bize Muhammed b. Beşşâr da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Yahya b. Ebî Ömer den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ', nekîr ve müzeffet'den nelıîy buyurdu. 5298- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezid b. Zürey', Teymî'den nakien haber verdi. H. Bize Yahya b. Eyyûb da rivâyet etîi. (Dedi ki): Bize İbn-i Uleyye rivâyet etti. (Dedi ki):. Bize Süleyman Et-Teymî Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küplerde nebîz yapılmasını yasak etmiş. 5299- Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Uleyye rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Saîd b. Ebî Arûbe Katâde'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dübbâ', hanlem, nekîr ve miizeffeften nehiy buyurmuş. 5300- Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muâz b. Hişam rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bana babam, Katâde'den bu isnadla rivâyet etti ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) nebiz yapılmasından nehiy buyurmuş. Râvi yukarki hadîsin mislini söylemiştir. 5301- Bize Nasr b. Ali El-Cehdami dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bana babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bana El-Müsennâ (yani İbn-i Saîd) Ebû’l-Mütevekkîl'den, o da Ebû Saîd'den, naklen rivâyet etti. Ebû Saîd Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hantem'e, dühbâ' ve nekîrden içmeyi yasak etti. 5302- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Süreye b. Yûnus rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dediler ki): Bize Mervân b. Muâviye, Mansûr b. Hayyan’dan, o da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): İbn-ü Ömer'le İbn-i Abbâs'a şehadet ederim ki, bunlar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dübbâ', hantem, müzeffet ve nekîr'den nehiy buyurduğuna şahit olmuşlardır. 5303- Bize Şeyban b. Ferrûh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerir (yani İbn-i Hâzim) rivâyet etti. Dedi ki): Bize Ya'la b. Hâkim, Saîd b. Cübeyr'den rivâyet etti. Saîd Şöyle dedi: İbn Ömer'e küp nebizini sordum da: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp nebizini haram kıldı, dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs'a geldim. Ve İbn-i Ömer'in ne dediğini işitmiyor musun? dedim. — Ne diyor? dedi. — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in küp nebizini haram kıldığını söyledi, dedim. O da: — İbn-i Ömer doğru söylemiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp nebizini haram kıldı, dedi. Ben: — Bu küp nebizi nedir? diye sordum. — Çamurdan yapılan her şeydir, cevabını verdi. 5304- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim. Onun da İbn-i Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gazalarının birinde cemaata hutbe okumuş... İbn-i Ömer (Dedi ki): Ben ona doğru geldim. Fakat ben yanına varmadan oradan ayrıldı. (Oradakilere): — Ne söyledi? diye sordum. — Dübbâ' ile müzeffet'de nebiz yapılmasını yasak etti, dediler. 5305- Bize Kuteybe ile İbn-i Rumh, Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H. Bize Ebû'r-Rabî ile Ebû Kâmil de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammad rivâyet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail rivâyet etti. Bunların hepsi Eyyûb'dan rivâyet etmişlerdir. H. Bize İbn-i Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah rivâyet etti. H. Bize İbn-i Müsennâ ile İbn-i Ebî Ömer dahi Sekafî'den, o da Yahya b. Saîd'den naklen rivâyet ettiler. H. Bize Muhammed b. Râfi' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Ebî Füdeyk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dahhâk (yani İbn-i Osman) haber verdi. H. Bana Harun El-Eyli de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Üsâme haber verdi. Bu râvilerin hepsi Nâfi’den, o da İbn-i Ömer'den naklen Mâlik'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Ama «gazalarının birinde» ifâdesini Mâlik ile Üsâme'den başkaları anmamıştır. 5306- Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Zeyd, Sabit'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): İbn-i Ömer'e Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp ner izini yasak etti mi? diye sordum. — Öyle söylerler, dedi. — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu yasak etti mi? dedim. — Öyle söylerler, dedi. 5307- Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Uleyye rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süleyman Et-Teymı Tâvüs'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bir adam İbn-i Ömere Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp nebizini yasak etti mi? diye sordu. İbn-i Ömer: — Evet! cevâbını verdi. Bundan sonra Tavus: Vallahi ben bunu ondan işittim, demiş. 5308- Bana Muhammed b. Râfi de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdûrrezzak rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Cüreyc haber verdi. (Dedi ki): Bana İbn-i Tavus, babasından, o da İbn-i Ömerden naklen haber verdi ki: İbn-i Ömer'e bir adam gelerek: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) küp ile dübbâ'da nebiz yapılmasını yasak etti mi? diye sormuş. İbn-i Ömer: — Evet! cevâbnı vermiş. 5309- Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Tavus, babasından, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp ve dübbâ'dan nehiy buyurmuş. 5310- Bize Amr'un-Nâkid rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, İbrahim b. Meysera'dan naklen rivâyet etti ki: Kendisi Tâvus'u şöyle derken işitmiş: İbn-i Ömer'in yanında oturuyordum. Derken ona bir adam gelerek: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp, dübbâ' ve müzeffet nebizini yasak etti mi? diye sordu. İbn-i Ömer: — Evet! cevâbını verdi. 5311- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn-i Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Muharîb b. Disar'dan rivâyet etti, (Dedi ki): Ben İbn-i Ömer'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hantem, dübbâ' ve müzeffet'den nehiy buyurdu- Ben onu birkaç defa dinledim. 5312- Bize Saıd b. Amr El-Eş'asî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abser, Şeybânî'den, o da Muharip b. Disar'dan, o da İbn-i Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bu hadîsin mislini haber verdi. İbn-i Disar: «Zannederim İbn-i Ömer nekîr'den de dedi.» demiş. 5313- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn-i Beşşar rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Ukbe b. Hureys'den rivâyet etti. (Dedi ki): Ben İbn Ömer'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp, dübbâ’ ve müzeffet'den nehiy buyurdu da: «Tulumlarda nebiz yapın!» buyurdular. 5314- Bize yine Muhammed o. Müsennâ rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be; Cebele'den rivâyet etti. (Dedi ki): Ben İbn-i Ömer'i şunu rivâyet ederken dinledim. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanteme'den nehiy buyurdu. Ben: — Bu hanteme nedir? dedim. — Küptür, cevâbını verdi. 5315- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Amr b. Mürre'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Zâzân rivâyet etti. (Dedi ki): İbn-i Ömer'e: Bana Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in meşrubattan senin dilinle neyi yasak ettiğini söyle! Ve bunu bana bizim dilimizle açıkla! Çünkü sizin bizim dilimizden başka bir diliniz var, dedim. Bunun üzerine şunu söyledi: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hantemden nehiy buyurdu. Bu küptür. Dübbâ'dan da nehiy buyurdu. Bu kabaktır. Müzeffet'den de nehiy buyurdu. Bu ziftli kabdır. Nekîr'den de nehiy buyurdu. Bu da iyice kabuğu soyulan ve güzelce içi oyulan hurma ağacıdır. Ve tulumlarda nebiz yapmayı emir buyurdu, dedi. 5316- Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile İbn-i Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Dâvud rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be bu isnâdla rivâyet etti. 5317- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezid b. Harun rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdulhalık b. Seleme haber verdi. (Dedi ki): Saîd b. Müseyyeb'i şunu söylerken işittim. Ben Abdullah b. Ömer'i şu minberin yanında —Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’în minberine işaret etmiş— şöyle derken işittim; Abdü'l-Kays'ın hey'eti Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek ona meşrubatı sordular. O da kendilerini dübbâ', nekîr ve hantem'den nehiy buyurdular. (Râvi Abdûl Hâlık diyor ki): Bunun üzerine ben Saîd'e: Yâ Ebâ Muhammed! Müzeffet'den nehiy buyurmadı mı? dedim. Zannetti ki onu unuttu. Saîd: O gün bunu ben Abdullah b. Ömer'den işitmedim, dedi. Gerçekten (Abdullah da müzeffetde nebiz yapmaktan) hoşlanmıyordu. 5318- Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Züheyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Elbu'z-Zübeyr rivâyet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Hayseme Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbır ile İbn Ömer'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nekîr, müzefiet ve dübbâ'dan nehiy buyurmuş. 5319- Bana Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrezaâk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn-i Cüreyc haber verdi. (Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, İbn-i Ömer'i şunu söylerken işitmiş: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i küp, dubbâ' ve zeffet'den nehiy buyururken işittim. 5320- Ebû'z-Zübeyr (Dedi ki): Ben Câbir b. Abdullah'ı da «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp, müzeffet ve nekîr'i yasak etti» derken işittim. 5321- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine içinde nebiz yapılacak bir şey bulamazsa, kendisine taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı. 5322- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e taştan bir çanak içinde nebiz yapılır mış. 5323- Bize Ahmed b. Yûnus da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Züheyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû'z-Zübeyr rivâyet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. Câbir Şöyle dedi: bulamazlarsa kendisine taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı. Cemâat-Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için tulumda nebiz yapılırdı. Tulum tan biri Ebû'z-Zübeyr'e —Ben de işittiğim halde—: — Taştan mı? dedi. Ebû'z-Zübeyr: — Taştan! cevâbını verdi. 5324- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Müsennâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Fudayl rivâyet etti. (Ebû Bekr, Ebû Sinan'dan dedi: İbn-i Müsennâ ise: Dırara b. Mürre'den, dedi.) O da Muharib'den, o dü İbn-i Büreyde'den, o da bahasından naklen rivâyet etmiştir. H. 5325- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Fudayl rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dırar b. Mürre Ebû Sinan, Muharip b. Disar'dan, o da Abdullah b. Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti. Babası Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı «Ben sizi tulumdan başka kablardan neb'ız içmekten nehy ettim. Artık bütün tulumlardan için ama sarhoşluk veren şey içmeyin!» buyurdular. 5326- Bize Haccâc b. Zâlim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dah-hâk b. Mahled, Süfyân'dan, o da Alkame b. Mersed'den, o da İbn-i Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ben sizi kaplardan nehy ettim. Gerçekten kaplar —yahut kab— bir şeyi ne helâl kılar, ne harami Her sarhoşluk veren şey haramdır.» buyurmuşlar. 5327- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki', Muarrif b. Vâsıl'dan, o da Muharib b. Disar'dan, o da İbn-i Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ben sizi deri kaplardan meşrubat içmekten nehy etmiştim. Artık her kabdan için! Elverir ki, sarhoşluk veren bir şey içmeyin!» buyurdular. 5328- Bize Ebû Bekr b. Em Şeybe ile İbn-i Ebi Ömer de rivâyet ettiler. Lâfız İbn-i Ebî Ömer'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân, Süleyman Ahvel'den, o da Mücahid'den, o da Ebû ivazdan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kaplardan nebizi yasak edince ashab: (Deriden tulumu) herkes bulamaz ki!., dediler. Bunun üzerine müzeffetten gayri küpler hakkında kendilerine ruhsat verdi. Bu Bâbın Enes, Alî, Âişe ve Abdullah b. Amr (radıyallahü anh) rivâyetlerini Buhârî «Kitâbu'l-Eşribe»'de İbn Abbâs rivâyetini «zekât» bahsinde tahrîc ettiği gibi, Abdullah b. Amr rivâyetini Ebû Dâvûd ile Nesâî, Hazret-i Ali rivâyetini Nesâî «Kitabu'l-Eşribe»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bu Bâbın şerhi ve zikredilen muhtelif kaplarda nebiz yapmanın hükmü iman bahsinde görülmüştü. Tekrar edelim ki, burada zikri geçen kaplardan nebiz içmek İslâmiyetm ilk zamanlarında yasak edilmişti. Çünkü herhangi bir meyve şırasının bu kaplardan birinde şarab olmayacağından kimse emin değildi. Çok defa bir insan bunlardaki şıranın içki olmadığını zannederek bilmeden sarhoş olabilirdi. İçki de yeni haram kılınmıştı. Bundan dolayı yalnız tulumlara konulan nebizîn içilmesine müsaade edilmişti. Çünkü bunlardaki nebiz kolay kolay içki olmaz, içki olduğu zaman da tulum patlar bu suretle içindekinin hâli belli olurdu. Aradan uzun zaman geçip içkinin haram kılındığı her tarafa yayıldıktan ve bu bütün müslümanların kalblerine yerleştikten sonra bu hüküm kaldırılarak deriden olsun, toprak veya ağaçtan yapılsın bütün kaplara nebiz konulmasına müsaade buyurulmuştur. İbn-i Ömer hazretlerine küplere nebiz konmanın yasak edildiği sorulduğu vakit «Öyle diyorlar...» diye cevap vermesi, zahire göre bu nehyi inkârdır. Fakat diğer rivâyette aynı suale: «Evet, yasak edildi...» diye cevap vermiştir. Bu iki rivâyetin arası şöyle bulunur: İbn-i Ömer (radıyallahü anh) evvelâ Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu işi yasak ettiğini unutmuş; onun için inkâr etmiştir. Sonra hatırlayınca «Evet» demiştir. Hazret-i Câbir rivâyetinde «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı» denilmesi, yasak hükmünün kaldırıldığına, bundan böyle testi ve kabağa, ziftli ve katranlı kablara hatta onlardan daha kesif olan taştan yapılma çanaklara bile meyve şıralarının envai konulabileceğine açık delildir. Müslim'in Haccâc b. Şâir'den rivâyet ettiği altmış dört numaralı hadîs hakkında Kâdî Iyâz şunları söylemiştir: «Bu rivâyetle râvilerin biri tarafından değişiklik yapılmıştır. Doğrusu şöyledir: Ben size deri kaplardan maada bütün kaplara meşrubat koymanızı yasak etmiştim. Demek oluyor ki, ibareden istisna edatı olan «illâ» atılmıştır. Fakat bu edat mutlaka lâzımdır.» Kâdî Iyâz bundan önceki rivâyette de değişiklik yapıldığını söylemiştir. Ona göre ibarenin sahih şekli «Arlık bütün tulumlardan için!» değil; «Artık bütün kablardan içini» dir. Çünkü deri kablardan içmek zâten mubahdı. O anda mubah kılınan tulumlar değil; taş, toprak vesâireden yapılan diğer kaplardı. Hâsılı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in eski hükmü nesh eden buradaki beyanatından anlaşılıyor ki, kablar sarhoş eder endişesi ile yasak edumiştir. Onlara çeşitli meyve nebizlerinin bir neviden yahut karışık nevilerden konmasının hükümde tesiri yoktur. Binâenaleyh karışık cinslerden yapılan nebizin içilmesine cevaz veren İmâm A'zam'a ve başkalarına bu kabda yapılan itiraz haksızdır. Mezheb taassubundan ileri gelmektedir. Bâbımızın son hadîsinde «MÜzeffetten gayri küpler hakkında kendilerine ruhsat verdi...» cümlesi kendilerine evvelâ müzeffet denilen ziftli küpten başka küpler hakkında ruhsat verdiğine, sonradan bu ruhsatı bütün kaplara teşmil ettiğine hamledilmiştir. |