6- Fera' ve Atire Bâbı 5230- Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amr'un-Nâkid ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Yahya: Bize haber verdi tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti, dediler.) Süfyân Ziihri'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamoer (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyette bulunmuştur. H. 5231- Bana Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd de rivâyet ettiler. (Abd Bize haber verdi tâbirini kullandı. İbn-i Râfi' ise: Bize Abdürrezzâk rivâyet etti, dedi.) Abdürrezzâk: Bize Ma'mer, Zührî'den, o da İbn-i Müseyyeb'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi, demiştir. Ebû Hüreyre şunu söylemiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Fera' ve Atire yoktur.» buyurdular. İbn-i Râfi' kendi rivâyetinde: «Fera': İlk yavrudur. Arablar hayvanlarının doğurduğu ilk yavruyu keserlerdi.» ibaresini ziyade etmiştir. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Akîka»'da; Tirmizî «Kurban» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Atîre, Arabların Kecebiyye dedikleri ve Recep ayının onunda kestikleri hayvandır. Bu hayvanın kanını putlarının başlarına serperlermiş. Ferâ' ise burada tefsir edildiği vecihle hayvanın doğurduğu ilk yavrudur. İmâm Şafiî'nin beyanına göre Arablar anasının bereketi ve nesli çoğalsın diye bu yavruyu keserlermiş. Bazı lügat ulemâsına göre Fera' hayvanın doğurduğu ilk yavru olup Arablar bunu. putlarına kurban ederlermiş.« Fera' develeri yüze baliğ olan kimsenin elde ettiği ilk yavrudur. Onu keserlerdi.» diyenler de vardır. Bu tarife göre de doğan ilk yavru mutlaka kurban edilirmiş. Nevevî: «Bu hadîste Fera' ve Atî-re'nin emredildiği sahih olmuştur...» diyorsa da hadîs-i şerifte bunlar emir değil nehiy buyrulmakta, yani yasaklanmaktadır. Bu hadîsten ancak atîre ile fera’nın vaktiyle âdet olan ameller olduğu anlaşılır. Evet, bunları isbat eden başka hadîsler vardır. Meselâ: Ebû-Dâvûd ve başkaları Hazret-i Nebîse'den şu mealde bir hadîs rivâyet etmişlerdi: «Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e nida ederek: — Biz cahiliyyet devrinde Recep ayından atîre kurbanı keserdik, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Hangi ayda olursa olsun Allah için kurban kesin, Allah'a itaatkâr olun ve kestiğiniz hayvanı fukaraya yedirin.» buyurdu. Adam: — Biz cahiliyyet devrinde Fera' kurbanı da kesiyorduk. İmdi bize ne emir buyurursun, dedi. Efendimiz: «Kırda gezen her sürüde Fera' vardır. İlah...» buyurdular.» İbn-i Münzir: «Bu hadîs sahihtir» demiştir. Bu babda Beyhakî Hazret-i Âişe'den, Ebû Dâvud, Amr b. Şuayb'dan hadîsler rivâyet etmişlerdir. Beyhakî'nin Haris b. Ömer'den rivâyet ettiği bir hadîste şöyle denilmektedir: «Arafat'ta (yahut Minâ'da) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Je geldim. Ona bir zat atîreyi sordu da: «İsteyen Atîre kurbanı keser; isteyen kesmez. Dileyen Fera' da keser. Dileyen kesmez.» buyurdular. İmâm Şafiî diyor ki: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in (Fera' haktır) hadîsinin mânâsı bâtıl değildir. Bu söz Arabcadir. Sual sorana cevap olarak söylenmiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Fera' ve Atîre yoktur» sözünün mânâsı vâcib olan Fera' ve Atîre yoktur, demektir...» Hazret-i İmâm bu sözleriyle Fera' ve Atîre kurbanlarının müstehab olduğunu anlatmak istemiştir. Fakat Bedrüddin Aynî bu te'vîlin yerinde olmadığını şu sözleriyle beyan etmiştir: «Nesâî'nin bu hadîsi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Fera' ile Atîre'den nehiy buyurdu şeklinde rivâyet etmiş olması bu te'vîli reddeder.» Kâdî Iyâz cumhûr-ı ulemâya göre Fera' ve Atîre kurbanlarının nesh edilmiş olduğunu söylemiştir. |