Geri

   

 

 

 

İleri

 

6- At Etlerinin Yenmesi Hakkında Bir Bab

5134- Bize Yahya b. Yahya İle Ebû’l-Rabİ El-Ateki ve Kuteybe b. Saîd rivâyet ettiler. Lafız Yahyanındir. (Yahya Bize haber verdi tabirini kullandı. Ötekiler bize Hammâd b. Zeyd rivâyet etti dediler.) Haın-znad, Amr b. Dinar'dan, o da Muhammed b. Ali'den, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etmiş ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber günü ehli eşeklerin etlerini yasak etmiş; at etlerine izin vermiştir.

5135- Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

(Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki kendisi Câbir b. Abdillah'i şunu söylerken işitmiş:

— Biz Hayber zamanı at ve yaban eşeklerini yedik ama bizi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ehli eşekten nehy buyurdu.

5136- Bana bu hadisi Ebût-Tahir dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi. H.

Bana Yakub Ed-Devrakî ve Ahmed b. Osman En-Nevfelî de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Âsim rivâyet etti. Her iki râvi İbnû Cüreye'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır.

5137- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babamla Hafs b. Giyâs ve Veki', Hişam'dan o da Fatima'dan, o da Esmâ'dan, naklen rivâyet ettiler. Esma şöyle dedi:

— Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir at keserek yedik.

5138- Bize bu hadisi Yahya b. Yahya dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye haber verdi. H.

Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsame rivâyet etti. Her iki râvî Hişâm'dan bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır.

Cabir hadisini Buhârî «Megazî» ve «Zebâyıh» bahislerinde; Ebû Dâvud «Kitabu'l-et'ıme»'de; Kesâî «Sayd» ile «Velime» bahislerinde tahrîc ettikleri gibi Esmâ hadisini Buhârî, Nesâî ve İbnü Mâce «Zebâyıh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

At etinin yenilip yenilmiyeceği hususunda ulema ihtilaf etmişlerdir. Yenilir deyenlerin delili bu rivâyetlerdir. Hanefîler'den İmâm Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed'e diğer mezheb İmâmlarından İmâm Şafiî İmâm Ahmed, Ebû Sevr, Leys, İbnül Mübarek, İbnü Şîrîn, Hasen-i Basri. Ata', Esved b. Yezid Şureyh, İbrahim Nehâî, Hammâd b. Süleyman. Saîd b. Cübeyr, Dâvûd-u Zahirî ve cumhûr ulemâ at etinin mubah olduğuna kaildirler. Bu kavil Ashabı Kiramdan Abdullah b. Zübeyr, Yedâle b. Ubeyd, Enes b. Malik. Esma binti Ebî Bekir ve Süveyd b. Gafele hazerâtından naklolunmustur.

Başta İbn Abbâs (radıyallahü anhûm) olmak üzere bir taife bunu mekruh görmüştür. O halde bu keraheti Bazıları tahrimiyye bazıları da tenzîhiyye diye rivâyet etmişlerdir. İmâm A'zam'la İmâm Mâlik'in ve Hatem'in mezhebleri de budur. İmâmı A'zam: «At etini yiyen günahkâr olur ama buna haram ismi verilemez» demiştir. Hazret-i İmâmın bu hükme varması atın pis olduğuna inandığı için değil neslinin tükenmesi mülahazasına metnidir. Çünkü at harb âletidir. Bunların delilleri.

«Atları katırları ve eşekleri do binesiniz diye bir de zînet için yaratmıştır» âyet-i kerîmesi ile İbn Mâce'nin rivâyet ettiği Halid İbn Velid hadisesidir. Mezkûr hadise:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) at, katır ve eşek etleriyle yırtıcılardan azı dişlileri yemekten men etti.» denilmektedir. Bu hadîsi Ebû Dâvûd ile Nesâî de tahric etmişlerdir. Ancak hadîs ulemâ taraûndan zayıf görülmüş. Hattâ basıları nesh edildiğine bile kail olmuşlardır. Bununla beraber Aîlâme Ayni şöyle demektedir: «Hâlid hadisinin senedi güzeldir. Bundan dolayıdır ki Ebû Dâvûd onu kitabına aldığı vakit sükût etmiştir. Binaenaleyh ona göre bu hadis hasendir»

Hadisin bir rivâyetinde «bir at boğazladık» diğerinde «bir at kestik» deniliyor. Kesmek ameliyesi çene altından, boğazlamak ise göğüsten yapıldığına göre iki rivâyetin arasını bulmak için bunların ayrı ayrı iki vak'a olduğuna hükmedilir. Kesmekle boğazlamak sözlerinden birinin mecaz olarak kullanılması da mümkündür. Bu taktirde vak'a birdir. Ulemâdan Bazıları: «Kesme hususunda atın hükmü sığırın hükmü gibidir» demiş. Bununla atın hem boğazlanmasının hem de kesilmesinin caiz olduğunu anlatmak istemişlerdir. Fakat kesmek efdaî görülmüştür.