Geri

   

 

 

 

İleri

 

5- Ehli Eşek Etlerinin Haram Kılınması Bâbı

5116- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki)- Mâlik b. Enes'e, İbn Şihab'dan dinlediğim onunda Muhammed b. Ali'nin iki oğlu Abdullah ile Hason'den, onlarında babalarından, onun da Ali 1). Ebî Tâlib’den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber (vak'ası) günü kadınlara müi'a yapmaktan ve ehli eşeklerin elinden nehiy buyurdu.»

5117- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân rivâyet etti. Bize İbn-ü Nümeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah rivâyet etti. H.

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi

(Dedi ki): Bana Yûnus haber verdi. H.

Bize İshak ile Abd b. Hıuneyd de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdûrrezzâk haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ma'mer haber verdi. Râvilerin hepsi Zührî'den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır. Yunus'un hadisinde: «Ehli eşek etlerini yemekten de» cümlesi vardır.

5118- Bize Hasen b. Aliyy El-Hulvâni ile Abd b. Humeyd ikisi birden Ya'kıib b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler.

(Dedi ki): Bize babam, Salih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. Ona da Ebû İdris haber vermiş ki Ebû Sa'lebe:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ehli eşeklerin etlerini haram kıldı.» demiş.

5119- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Nafi' ile Salim, İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ehli eşek etlerinin yenmesini yasak etmiş.

5120- Bana Harun b. Abdillah da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

(Dedi ki): Bana Nafi' haber verdi.

(Dedi ki): İbn'ü Ömer şunu söyledi... H.

5121- Bize İbn Ebi Ömer dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babamla Ma'n b. İsa, Malik b. Enes'den. o da Naü'den o da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiler. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hay-ber (harbi) günü ehli eşekleri (ne yenmesini) yasak etti. İnsanlar onlara muhtaç olmuşlardı.

5122- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Alî b. Müshir Şeybânî'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Abdullah b. Ebi Evfâ'ya ehli eşeklerin etlerini sordum da şunları söyledi:

— Hayber günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraber olduğumuz halde bize açîık isabet etti. Düşmanın şehirden çıkan eşeklerini ele geçirerek onları boğazladık. Gerçekten çömleklerimiz de kaynıyordu. Birden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dellâh «Çömlekleri devirin! Eşek etlerinden hiç bir şey yemeyin!» diye nida etti.

Ben onian neden haram etti acaba? dedim. Abdullah: Biz aramızda söz ettik ve Onları katı surette haram etti: hem onları beşte biri alınmadığı için haram etti dedik.

5123- Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdülvâhit (yani İbn Ziyad) rivâyet etti.

(Dedi ki): Abdullah b. Ebî Evfâ'yı şunu söylerken işittim:

— Hayber gecelerinde bize açlık isabet etti. Hayber (vak'ası) günü gelince, ehli eşeklere tesadüf ederek onları boğazladık. Çömlekler onlarla kaynarken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dellâh:

— Çömlekleri devirin ve eşeklerin etlerinden hiç bir şey yemeyin! diye nida elti. Bunun üzerine bazı kimseler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'uı bunu yasak etmesi ancak beşte biri alınmadığı içindir, dedi. Diğerleri de onları kati olarak yasak etti. dediler.

5124- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be. Adiy'den rivâyet etti. (Bu zat İbn Sabit'tir)

Dedi ki: Bera' ile Abdullah b. Ebi Evfa'yi şunu söylerken işittim: Bir takım eşekler ele geçirdik ve onları pişirdik, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dellâlı nida etti." «Çömlekleri devirin!..»

5125- Bize İbn Müsenna ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler, (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bera' şunu söyledi: Hayber günü bir takını eşekler ele geçirdik onun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in dellali: «Çömlekleri devirin!»- diye nida etti.

5126- Bize Ebû Kureyb ile İshâk b. İbrahim de rivâyet ettiler. Ebû Küreyb

(Dedi ki): Bize İbn Bişr, Misar'dan, o da Sabit b. Ubeyd’den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Berâ'i dinledim: «Biz ehli eşeklerin ellerinden nehyolunduk» diyordu.

5127- Bize Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerir, Âsim’dan, o da Şa'bî'den o da Bera' b. Âzibden naklen rivâyet etti. Byra şöyle dedi: Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gerek çîğ gerek pişmiş bütün ehli eşek etlerini atmamızı emir buyurdu. Sonra fbir dam-;' eşek yemeyi bize emretmedi.

5128- Bana bu hadisi Ebû Saîd El-Eşecc dahi rivâyet etti.

(Dedi ki); Bize Hafs (yani İbn Gıyâs) Âsim'dan bu isnatla bu hadisin benzerini rivâyet etti.

5129- Bana Ahmed b. Yûsuf El-Ezdî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ömer b. Hafs b. Gıyâs rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam Asim'dan, o da Âmir’den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: Bilmiyorum Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in eşeği yasak etmesi ancak ve ancak insanların taşıma vasıtası olduğundandır. O halde yük taşıma vasıtalarının elden gideceğinden çekinmiştir. Yahut onu (yani) ehli eşek etlerini Hayber gününde haram kılmıştır.

5130- Bize Muhammed b. Abbâd ile Kuteybe b. Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hatim -Bu zât İbn İsmail'dir- Yezîd b. Ebi Ubeyd'den, o da Seleme b. Ekva'dan naklen rivâyet etti. Seleme şöyle dedi.

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Hayber'e çıktık sonra gerçekten Allah onu müslümanlara açtı. Onun fethedildiği gün, cemaat akşamlayınca bir çok ateşler yaktılar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Bu ateşler ne? (Onları) ne üzerine yakıyorsunuz?» diye sordu. Ashâb:

— Et üzerine, dediler.

«Ne eti üzerine?» buyurdu.

— Ehli eşek etleri üzerine, cevabını verdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Onları dökün ve kırın!» buyurdu. Bir adam:

— Ya Resûlallah yahut onları dökelim ve yıkayalım, dedi. «Yahut öyle olsun» buyurdular.

5131- Bize İshâk b. İbrahim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd b. Mes'ade ile Safvan b. İsâ haber verdiler. H.

Bize Ebû Bekr b. Nadr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Âsim En-Nebîl rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Yezid b. Ebî Ubeyd'den bu isnâd ile rivâyette bulunmuşlardır. (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Talha'ya emir buyurdu. O da?

5132- Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân Eyyûh'dan o da Muhammed'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayberi feth edince şehrin dışında, bir takım eşekler ele geçirdik ve onlardan yemek yaptık. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dellalı: Dikkat!.. Allah ve Resûlü sîzi bunlardan nehy ediyorlar. Çünki bunlar şeytan işinden bir pisliktirler! diye nida etti. Hemen çömlekler içlerindeki ile devrildi. Onlar içlerinde olan etlerle kayniyorlardı.

5133- Bize Muhammed b. Minhal Ed-Darîr rivâyet etti.

(Dedi ki) Bize Yezid b. Zürey' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişam b. Hassan, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi Hayber gazası olunca bir zât gelerek:

— Ya Resûlallah, eşekler yenildi dedi. Sonra bir başkası gelerek:

— Ya Resûlellah eşekler ifna edildi dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Talha'ya emir buyurdu. Oda;

— Gerçekten Allah ve Resûlü sizi eşek etleri yemekten nehyediyor-lar. Çünkü onlar rics'dir. Yahut necistir! diye nida etti ve hemen çömlekler içlerinde olanlarla birlikte devrildiler.

Bu hadîsin Ali b. Ebi Talib rivâyetiyle İbn Ömer Berra' ve İbn Abbâs rivâyetlerini Buhârî «Megâzî» bahsinde; Hazret-i Ali hadisini Buhârî «Zebâyih, Nikâh» ve «Ter-kü-l-Hıyeb» bahislerinde eyni hadîsi Tirmizî ile İbn Mâce «Nikâh»'da; Nesâî «Sayd» bahsinde muhtelif râvilerden tahric ettikleri gibi; Ebû Sa'îebe hadisini Buhârî «Zebâyıh» ve «Tıb» bahislerinde; Ebû Dâvud ile Tirmizî ve İbn Mâce «Kitabu's-Sayd»'da; İbn Ebî Eviâ hadisini Buhârî «Fardu» ile «Megâzî» bahislerinde; Nesâî «Kitabu's-Sayd»'da; İbnû Mâce, Zebayıh'da; Seleme b. Ekva' hadisini Buhârî «Kitâbül-Mezâlim» ile «Megâzî, Edeb» ve «Zebâyıh» bahislerinde, İbnü Mâce dahi «Zebâyıh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Bu rivâyetler az çok lafız değişikliği ile ve birbirlerini tefsir ederek ayni hükmü bildirmektedirler. Hüküm ehli eşek etlerinin yenmesiyle Mut'a denilen nikâhın haram kılınmalarıdır. Vak'a Hayber gazasında geçmiştir. Yerinde de görüldüğü veçhile Hayber, Medîne-i Münevvere'ye dört konak mesafede bir Yahûdi kal'ası idi. Kal'ayı muhasara eden Ashâb şehîr dışında rasladıkları eşekleri kesmiş ve ateşler yakarak etlerini pişirmeye koyulmuşlardı. Resûlül-lâh (sallallahü aleyhi ve sellem) onu görünce dellâlı Ebû Talha vasıtasiyle kaynayan kapları döktürmüş ehli eşek etlerinin haram olduğunu bildirmiştir. Aynı zamanda Mut'a nikâhının da haram kılındığı ilân edilmiştir.

Bu rivâyetlerden eşek etleriyle mut'a nikâhının her ikisinin Hayber'de haram kılındığı anlaşılıyor. Bazıları eşek etlerinin Hayber'de; Mût'anınsa başka bir yerde haram kılındığını söylemişlerdir. Ebû Avâne «Sahih»inde: «Ulemânın şöyle dediklerini işittim: Hazret-i Ali hadisinin manası Hayber gününde eşek etlerinin yasak edilmiş olmasıdır. Mût'aya gelince Ali onun hakkında sükût etmiştir. Mut'a ancak Mekke'nin fethedildiği gün yasak edilmiştir.» demektedir. Filhakika Mut'a Nikâhının altı defa ruhsat verilip neshedildiği rivâyet olunmuştur. Bu yerler: Hayber, Ömretül Gaza. Mekke'nin fethi, Evtaz gazası, Tebük gazası ve Haccetül Veda'dır. Yalnız bazılarının sübûtuna ihtilaf edilmiştir.

Nevevî diyor ki: «Müt'anıri haram edilip sonra mubah kılınması iki defa olmuştur. Vaktiyle mübahdı, sonra Hayber vak'asında haram kılındı. Mekke'nin fathinde -ki Evtaz harbi de o sene olmuştur- tekrar mubah kılınmış sonra ilelebet haram edilmiştir...»

Mut'a: Muvakkat nikâhın bir nevidir. Ondan farkı bu nikâhın müt'a kelimesiyle yapılmasıdır. Evlenmek isteyen adam kadına: «Bana nefsini bir aylığına bin lira karşılığında temti' et» der. Kadın da: «Nefsimi sana temti' ettim» diye mukabele eder. Kelimenin lügat manası istifâdedir. Yani müt'a muayyen para mukabilinde muayyen zamanda kadının cİmâmdan istifade için yapılan bir akiddir. Muvakkat nikâh ise müt'a kelimesini anmadan şahitler huzurunda bir kadını muayyen bir müddet için nikâhlamaktır. Bunların ikiside bâtıldır. Nitekim nikâh bahsinde görmüştük.