Geri

   

 

 

 

İleri

 

32- Allah Yolunda Öldürülen Kimsenin —Borç Haric-Bütün Günahlarının Affedilmesi Bâbı

4988- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bizt Leys, Saîd b. Saîd'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da Ebû Katade'den, naklen rivâyet etti ki, Abdullah, Ebû Katâde'yi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ederken dinlemiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) aralarında ayağa kalkarak onlara:

Allah yolunda cihâdla îmânın amellerin en faziletlisi olduğunu söylemiş Bunun üzerine bir adam kalkarak:

— Ya Resûlallahî Ne buyurursun, ben Allah yolunda öldürülsenı günahlarım affolunur mu? Demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona:

«Evet, ihlâsla sabrettiğin halde ileri gidip gerî dönmeyerek Allah yolunda Öldürülürsen!» buyurmuş. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Nasıl dedin?» diye sormuş. Adam:

— Ne buyurursun, ben Allah yolunda öldürülürsem günahlarım affolunur mu? demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Evet İhlâsla sabrettiğin halde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yolunda öîdürülürsen!.. Yalnız borç müstesna! Gerçekten bunu bana Cibrîl aleyhisselâm söyledi.» buyurmuşlar.

4989- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. El-Mösennâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yezîd b. Hârûn rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (yânî İbn Saîd), Saîd b. Ebî Saîd El-Makburî’den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle dedi:

Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Ne buyurursun, ben Allah yolunda ödlürülürsem... dedi.

Râvî, Leys'in hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuştur.

4990- Bize Saîd b. Mansûr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân, Amr b. Dinar'dan, o da Muhammed b. Kays'dan naklen rivâyet etti. H.

Süfyan

Dedi ki: Bize Muhammed b. Aclân da, Muharamed b. Kays’dan, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen —biri diğerinden fazla ederek— rivâyette bulundu ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) minberde iken bir adam gelerek:

— Ne buyurursun, ben kılıcımla vurursam..,» demiş. Râvî hadîsi, Makburî'nin hadîsi gibi rivâyet etmiştir.

4991- Bize Zekeriyyâ b. Yahya b. Salih el-Misrî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mufaddal (yânî İbn Fadâle) Ayyaş'dan —Bu zât İbn Abbâs El-Kıtbânî'dir— o da Abdullah b. Yezîd Ebû Abdirrahmân El-Hubulî'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şehidin her günahı affolunur. Yalnız borç müstesna!» buyurmuşlar.

4992- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Yezîd El-Mukrî' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Saîd b. Ebî Eyyûb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ayyaş b. Abbâs El-Kıtbânî, Ebû Abdirrahmân El-Hubulî'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Allah yolunda ölüm her şeye keffâret olur; yalnız borç müstesna!» buyurmuşlar.

Bu rivâyetler dahi cihâdın faziletine delildirler Görülüyor ki, cihâd kul hakkından maada bütün günahlara keffârettir. Ancak keffâret olması hadîsde beyân buyurulan şartlara riâyetledir. Bu şartlar, harbde sırf Allah rizâsı için sebat etmek, ilerlemek, geri dönmemektir. ilerleyip geri dönmemek kaydı, bir gazada ilerleyip başka gazada gerilemekten ihtiraz için olsa gerektir.

«Yalnız borç müstesna!» ifâdesi insan haklarına tenbîh içindir. Cihâd ve sair hayırlı ameller yalnız Allah hakları için keffaret olurlar. Kul haklarına keffaret olamazlar.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Evet» cevâbını verdikten sonra «Yalnız borç müstesna!» demesi, o anda bunu vahiy yolu ile anladığına hamledilmiştir.

Nitekim «bunu bana Cibrîl ('Aleyhisselâm) söyledi.» ifadesi de bunu gösterir.