31- Allahü teâlânın Cennette Mücahid İçin Hazırladığı Derecelerin Beyanı Bâbı 4987- Bize Saîd b. Mansûr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû Hânî El-Havlânî, Ebû Abdirrahmân El-Hubulî'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Ebâ Saîd! Her kim Rabb olarak Allah'a, dîn olarak İslama, Peygamber olarak da Muhammed'e razı olursa o kimseye cennet vâcibtir.» buyurmuş. Ebû Saîd buna şaşmış ve: — Bunları bana tekrarla yâ Resûlallah! Demiş. O da tekrarlamış. Sonra: «Başka bir şey var kif onunla cennete bir kul yüz derece yükseltilir. Her iki derecenin arası yerle gök arası gibidir.» buyurmuş. Ebû Saîd: — Nedir o yâ Resûlallah? Diye sormuş. «Allah yolunda cihâddır; Allah yolunda cihâddir!» buyurmuşlar. Bu hadîs hakkında Kâdi Iyâz şunları söylemiştir; «Bundan zahirî mânâsı kasdedilmîş olması muhtemeldir. Bu takdirde buradaki derecelerden murâd, görünürde bir birinden yüksek olan menzillerdir Bu da cennet menzillerinin sıfatıdır. Nitekim cennet köşklerinin sahihleri hakkında: onlar birbirlerine parlak yıldız gibi görünürler, buyurul-muştur. Hadîsden manevî yükseklik kasdedilmiş olması da muhtemeldir, ki bu yükseklik insanın hâtır-u hayâline gelmeyen ve mahlûk sıfatında olmayan büyük ihsanlar ve bol nimetlerdir. Allah'ın cennet ehline lütul buyurduğu nimet ve kerametlerin nevî'leri bir birinden çok farklıdır. Fa-zîlet hususunda bunların bir bîrinden uzaklığı yerle gök arası gibi olur. Ama birinci ihtimâl daha açıktır.» Nevevî, Kâdînin sözlerini tasdik etmiştir. |