6- Hıyanetin Ağır Şekilde Haram Kılınması Bâbı 4839- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Is-mâîl b. İbrahim, Ebû Ha yy ân'dan, o da Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda ayağa kalkarak hıyaneti andı. Onu büyüttü; onun hâlini de büyüttü. Sonra şöyle buyurdu: «Sakın sizden birinizi kıyâmet günü, boynunda böğürmesi olan bir deve olduğu halde gelerek: Yâ Resûlallaht Beni kurtar! Derken, kendimi de: Senin için bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim; diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyâmet günü boynunda kişneyişi olan bir at olduğu halde gelerek: Yâ Resûlallah! Beni kurtar' Derken, kendimi de: Senin için hiç bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim; diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyâmet günü boynunda meleyişi olan bir koyun olduğu halde gelerek: Yâ Resûlallah! Beni kurtar! Derken, kendimi de: Senin için hiç bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim; diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyâmet günü boynunda çığlığı olan bir kimse olduğu hâlde gelerek: Yâ Resûlallah! Beni kurtar! Derken, kendimi de: Senin için hiç bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim! diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyâmet günü, boynunda dalgalanan giysiler olduğu halde gelerek: Yâ Resûlallah! Beni kurtar! Derken, kendimi de: Senin için hiç bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim! Diye cevap verirken bulmayayım! ÇcVmi sHden birinizi kıyâmet günü, boynunda altın gümüş olduğu halde gelerek: Yâ Resûlallah! Benİ kurtar! Derken, kendimi de: Senin için hiç bir şeye Mâlik değilim; ben sana tebliğ ettim. Diye cevap verirken bulmayayım!» 4840- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrahîm b. Süleyman, Ebû Hayyân'dan rivâyet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerîr, Ebû Hayyan ile Umara b. Ka'kaa'dan, bunların hepsi Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen İsmail'in Ebû Hayyân'dan rivâyet ettiği hadîs gibi rivayette bulundu. 4841- Bana Ahmed b. Saîd b. Sahr Ed-Dârimî de rivâyet ettiJ, (Dedi ki): Bize Süleyman b. Harb rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Hammâd (yani İbn Zeyd) Eyyûb'dan, o da Yahya b. Saîd'den, o da Ebû Zür'a b. Amr b. Cerîr'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hıyaneti anarak onu büyüttü. Ve râvi hadîsi kıssa eylemiştir. Hammâd: «Bilâhare Yahya'yı bu hadîsi rivâyet ederken işittim. Bize Eyyûb'un kendisinden rivâyet ettiği gibi rivâyette bulundu. 4842- Bana Ahmed b. Hasan b. Hırâş da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Ma'mer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülvâris rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Eyyûb, Yahya b. Saîd b. Hayyân'dan, o da Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yukarıkilerin hadîsi gibi rivâyette bulundu. Bu hadîsi Buhârî «Zekât» ve «Cihâd» bahislerinde tahrîc etmiştir. Hadîs-i şerif gdfeûl yani hıyanetin şiddetle haram olduğuna delildir. Gulûlün aslı hıyanet demekse de sonradan ganimete hıyanet mânâsında kullanılmıştır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadîste: «Sakın ganimet malını hıyanetle yeyip de kıyâmette benden yardım istemeyin! Zira size bu hususta hiç bir yardım yapamam! Demek istemiştir. Anlaşılıyor ki, ganimet malından aşırılan her şey kıyâmet gününde aşıranın boynunda asılı olarak gelecektir. Bundan murâd: «Kimseyi bütün mahşer halkı huzurunda rezîlü rüsvay etmektir. Hadîs-i şerif: "Her kim ganimeti aşırırsa, kıyâmet gününde aşırdığı şeyle gelecektir." Sûre-i Âl-i Imrân, âyet: 161. âyet-i kerîmesinin tefsir ve izahıdır. Kâdi Iyâz'ın beyanına göre bu şiddet ve gadabı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz evvel emirde gösterecektir; çünkü emirlerine muhalefet edilmiştir. Sonra bütün günahkârlara şefaat edecektir. |