44- Ahzâb Gazası —ki Hendek de Odur— Bâbı 4771- Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. Lafız İbn'l-Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bera'ı dinledim; şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ahzâb gününde bizimle bitlikte toprak taşıyordu. Hakîkaten toprak, karnının beyazını Örtmüştü. Kendisi şunları söylüyordu: «Vallahi sen olmasan biz ne hidayete erer; ne sadaka verir; ne de namaz kılardık.» «O halde üzerimize mutlaka sekînet indir! Çünkü bunlar bize karşı geldiler!» Râvi Dedi ki: Bazan da şöyle derdi: «Bu adamlar bize karsı geldiler. Onlar fitne çıkarmak istediler mi biz karşıyız!» Bunları yüksek sesle okuyordu. 4772- Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahmân b. Mehdî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk’dan naklen rivâyet etti. Dedi ki: Ben Berâ'dan dinledim... Ve râvi yukariki hadîs gibi anlatmış. Yalnız o: «Bunlar bize zulüm ettiler!» demiştir. 4773- Bize Abdullah b. Mesleme ENKa nebi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülâzîz b. Ebî Hâzim, babasından, o da Sehl b. Sa'd'dan naklen rivâyet etti. Sehl Şöyle dedi: Biz hendeği kazıyor ve toprağı omuzlarımızda taşıyorken yanımıza Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi de: «Allahım! Âhiret hayâtından başka hayât yoktur. O halde sen Ensar'-la Muhacirlere mağfiret eyle!» buyurdu. 4774- Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. Lâfız İbn'l-Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Muâviye b. Karra'dan, o da Enes b. Mâlik'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'en naklen rivâyet etti ki, şöyle buyurmuşlar: «Allahım! Âhiret hayâtından başka hayât yoktur. O halde sen Ensar'la Muhacirlere mağfiret eyle!» 4775- Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. İbn'l-Müsennâ (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den naklen haber verdi. (Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allahım! Gerçekten hayât, âhiret hayâtıdır.» dermiş. Şu'be Dedi ki: Yahut şöyle buyurdu: «Allahım! Âhiret hayâtından başka hayât yoktur. O halde sen En-sar'la Muhacirlere ikram eyle!» 4776- Bize Yahya b. Yahya ile Şeybân b. Ferrûh da rivâyet ettiler. Yahya: Bize haber verdi tâ'birini kullandı. Şeybân ise: Bize Abdülvâris, Ebû't-Teyyûh'dan rivâyet etti, dedi. (Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ de beraberlerinde olduğu halde ashâb racez okurlar ve: «Allahim! Ahiret hayrından başka hayır yoktur. O halde sen Ensar'la Muhacirlere yardım eyle!» derlerdi. Seyhan'ın hadîsinde «yardım eyle!» yerine «mağfiret eyle!» ifâdesi vardır. 4777- Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Sabit, Enes'den naklen rivâyet etti ki, Hendek (harbi) günü Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı: «Bizler sağ kaldıkça ebediyyen İslâmiyet üzerine Muhammed'e bey'at edenleriz!» derlermiş. Yahut râvi Sabit «İslâmiyet üzerine» yerine «Cihâd üzerine» demiştir. (Burada) Hammâd şekketmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: «Allahım! Gerçekten hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensarla Muhacirlere mağfiret eyle!» dermiş. Bu hadîsin Berâ' rivâyetini Buhârî «Cihâd», «Megâzi» ve «Temenni» bahislerinde; Nesâî «Siyer»'de tahrîc ettiği gibi Sehl rivâyetini Buhârî «Menâkıb» ve «Megâzî» bahislerinde; Nesâî «Menâkıb» ile «Rikaak»'da; Enes rivâyetini Buhârî «Cihâd, Menâkıb» ve «Rikaak» bahislerinde; Nesâî «Rikaak» ve «Menâkîb»'-de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Hendek harbi hicretin beşinci yılında olmuştur. Buna Ahzâb muharebesi dahi denilir. Ahzâb: Hızibler, kabileler demektir. Arap kabileleri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile harp etmek için birleşmişlerdi. Bunu haber alınca Medîne'yi müdafaa için etrafına hendek kazmaya karar verdiler. Bu karara Hazret-i Selmân-ı Fârisî'nin tavsiyesiyle vardıkları rivâyet olunur. Hendek soğuk bir günde muhacirlerle Ensâr tarafından kazılmıştır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabının aç ve çıplak olmalarına rağmen canla başla hendek kazmağa çalıştıklarını görünce: «Allahım! Gerçekten hayât âhiret hayatıdır, imdi sen Ensarla Muhacirlere mağfiret eyle!» diye duâ etmiş; onlar da kendisine: «Bizler sağ kaldıkça ebediyyen cihâd (bir rivâyette İslâmiyet) uğruna Muhammed'e bey'at eden kimseleriz!» diye mukabele etmişlerdir. Racezin muhtelif şekillerde okunduğu rivâyet olunmuştur. «Âhiret hayâtından başka hayât yoktur!» cümlesinin mânâsı: «Ondan başka baki hayât yahut matlûb hayât yoktur.» demektir. Bu rivâyetler: Bina yaparken racez okumanın müstehab olduğuna, memleketi İ'mar için yeri kazmak gibi fi'li yardımlarda bulunmanın harbetmiş kadar sevâb olacağına delildirler. |