40- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Duası ve Münafıkların Ezasına Sabrı Hakkında Bir Bab 4760- Bize İshâk b. İbrahim El-Hanzalî ile Muhammed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Lâfız İbn Râfı'indir. (İbn Râfi'; haddesenâ ta'birini kullandı. Ötekiler: Bize Abdürrazzâk haber verdi dediler.) (Abdürrezzâk Dedi ki: Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den naklen haber verdi. Ona da Üsâme b. Zeyd haber vermiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerinde semer bulunan bir eşeğe binmiş. Altında bir Fedek kadifesi varmış. Arkasına da Üsâme'y» bindirmiş. Kendisi Haris b. Hazrec oğullarındaki Sa'd b. Ubâde'yi dolaşmağa gidiyormuş. Bu iş Bedir vak'asından önce olmuş. Nihayet müslümanlarla putperest müşriklerden ve içlerinde Abdullah b. Übeyy de olduğu halde ya-hudîlerden müteşekkil karma bir toplantının yanına uğramış. Toplantıda Abdullah b. Revâha da varmış. Hayvanın kaldırdığı toz duman meclisi kaplayınca Abdullah b. Übeyy elbisesi ile burnunu kapamış; sonra: Üzerimize tozatmayın! demiş. Müteakiben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara selâm vermiş. Sonra durarak inmiş; ve kendilerini Allah'a (îmâna) da'vet etmiş; onlara Kur'ân okumuş. Bunun üzerine Abdullah b. Übeyy: — Be adam! Bundan daha güzel bir şey yok!.. Eğer söylediklerin hak ise bizi toplantılarımızda rahatsız etme de evine dön!.. Artık bizden sana kim giderse ona anlat! demiş. Abdullah b. Revâha da: — Sen bize toplantılarımızda gel!.. Zira biz bunu istiyoruz! mukabelesinde bulunmuş. Derken müslümanlarla müşrikler ve Yahûdiler birbirlerine söğmüşler. Hattâ birbirlerinin üzerine atlamayı gönüllerinden geçirmişler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ise onları yatıştırmağa çalışıyormuş. Sonra hayvanına binerek Sa'd b. Ubâde'nin yanına girmiş ve şunları söylemiş: «Ey Sa'd! Ebû HubSb'ın (yani Abdullah b. Übeyy'in) ne söylediğini işitmedin mi? Şöyle... şöyle dedi.» Sa'd: — Onu affet yâ Resûlallah, bağışla! Vallahi Allah sana verdiğini vermiştir. Gerçekten bu yerin ahâlisi ona tâc giydirmeye, sarık sarmaya ittifak etmişlerdi. Allah, sana verdiği hak ile bunu reddedince bu onun boğazına durdu. İşte ona gördüğün şeyi yaptıran budur! demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu affetmiş. 4761- Bana Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Huceyn (yani İbn'l-Müsennâ) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Ukayl'den, o da İbn Şihâb'dan bu isnâdda bu hadîsin mislini rivâyet etti. Şunu da ziyâde eyledi: «Bu mesele Abdullah müslüman olmazdan önce idi.» Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü’l-Edeb», «Kitabü't-Tefsîr», «Kitâbü'l-isti'zân», «Kitâbü’l-Cihâd» ve «Kitâbü'l-Libâs»'da kimi kısaca, kimi tam olarak tahrîc etmiş; Nesâî dahi «Tıbb» bahsinde rivâyet etmiştir. Fedek: Medîne'ye iki veya üç konak mesafede meşhur bir yerdir. Buhayra: Bahîra'nın ismi tasgiridir. Burada her iki şeklinden murâd şehir yani Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yaşadığı Medînei Münevvere'dir. Tâc giydirmekten maksat; Kıral yapmaktır. Araplar birini kıral i'lân edecekleri vakit ona tâc giydirirler; başına kırallara mahsus bir sarık sararlardı. Ebû Hûbâb: Abdullah b. Übeyy'in künyesidir. Künye ekseriyetle ikram bildiren bir lâkab ise de bazen, burada olduğu gibi Şöhret ve saire için de kullanılır. Anlaşılıyor ki Abdullah b. Übeyy tam kıral i'lân edileceği sırada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zuhur ederek Hak dîni ve Kur'ân'ı getirmiş; bu onun kıral-lığma mâni' olmuştur. «Bu onun boğazına durdu.» cümlesinin mânâsı: Buna çok üzüldü ve kıskandı demektir. Abdullah b. Übeyy münafık, (yani dışı müslüman içi kâfir) bir adamdır. Gerçi bu hadîsin sonunda: «Bu mesele Abdullah müslüman olmazdan önce idi.» deniliyorsa da bundan maksat hakîkaten müslüman olduğunu değil, müslüman görünmeye başladığını anlatmaktır. Yoksa kendisi açık açık münafık idi. Münafıklığına sebep. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i çekememesi olmuştur. 4762- Bize Muhammed b. Abdilâla El-Kaysî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Mu'temir, babasından, o da Enes b. Mâlik'ten naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: — Abdullah b. Übeyy'e gitsen (iyi olur) dediler. O da gitti. Ve bir eşeğe bindi. Müslümanlar da gittiler. O yer çoraktı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına varınca Abdullah: — Yanımdan çekil! Vallahi eşeğinin pis kokusu beni rahatsız etti! dedi. Bunun üzerine Ensârdan bir zât: — Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in eşeği koku i'tibârı ile senden daha güzeldir! cevabını verdi. Derken Abdullah namına, kavminden biri gadaba geldi. Ve her iki taraf namına arkadaşları gadaba geldiler. Aralarında hurma dalı ile, ellerle ve ayakkabıları ile kavga oldu. Duyduğumuza göre: "Eğer mü'minlerden iki taife çarpışırlarsa hemen onların arasını yatıştırın!" Sûre-î Hucurât, âyet: 9. âyeti onlar hakkında inmiş. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü's-Sulh»'da tahrîc etmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Abdullah b. Übeyy'e gitmesi onu dîne davet içindi. Abdullah kavminin reisi olduğu İçin o müslüman olursa kavminin de İslâmiyeti kabul etmesi me'muldü. Bu ziyaret hicretin ilk günlerinde olmuştu. Enes (radıyallahü anh) âyet-i kerimenin Abdullah b. Übeyy kıssası hakkında indiğini söylüyor. Fakat İbn Battal buna imkân görememiş ve şunları söylemiştir: «Âyet-i kerîmenin Abdullah b. Übeyy kıssası ve onun arkadaşları ile ashabın çarpışması hakkında inmesi imkânsızdır. Çünkü Abdullah’ın arkadaşları mü'min değillerdi... Âyet, bir had meselesinde ihtilâfa düşerek sopalarla ve ayakkabıları ile döğüşen Evs ve Hazrec kabileleri hakkında inmiştir. Bunu Saîd b. Cübeyr, Hasan ve Katâde söylemişlerdir.» Bu âyetin iniş sebebi hakkında muhtelif kaviller vardır. Bunlar tefsirlerde görülebilir. Abdullah b. Übeyy'e cevap veren zât bir rivâyette Hazret-i Abdullah b. Revana'dır. |