Geri

   

 

 

 

İleri

 

41- Ebü Cehlin Katli Bâbı

4763- Bize Aliy b. Hucr Es-Sa'dî rivâyet etîi.

(Dedi ki): Bize îsmâîl (yani İbn Uleyye) haber verdi,

(Dedi ki): Bize Süleyman Et-Teymî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bizim için kim bakacak; Ebû Cahil ne yapmış?» buyurdu. Bunun üzerine İbn Mes'ûd gitti. Ve onu Afrâ'nın iki oğlu vurmuş da yere serilmiş buldu. Hemen sakalından yakalayarak:

— Ebû Cehil sen misin? dedi. O da:

— öldürdüğünüz (yahut: kavminin Öldürdüğü) bir adamın üzerinde mi? cevâbını verdi.

Râvi diyor ki: Ebû Miclez şöyle dedi: Ebû Cehil: Keski beni çiftçiden başkası öldürseydiL demiş.

4764- Bize Hâmid b. Ömer El-Bekrâvî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mu'temir rivâyet etti.

(Dedi ki): Babamı şöyle derken işittim: Bize Enes rivâyet etti.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ebû Cehrin ne yaptığını bana kim öğretecek?» buyurdular. Râvi, İbn Uleyye'nin hadîsi gibi rivâyet etmiştir. Ebû Hiclez'tn sözü de İsmail'in zikrettiği gibidir.

Bu hadîsi Buhari «Kitâbü'l-Meğâzî»'de tahric etmiştir, Kirmânî: «Bu hadis sahabenin mürsellerindendir; zira esah olan kavle göre Enes, Bedir'de bulunmamıştır.» demişse de bu söz doğru değildir. Esah kavle göre Hazret-i Enes, Bedir harbinde bulunmuştur. «Bedir gününde ben arkadaşlarıma su veriyordum!» dediği sahîh senetle rivâyet olunmuştur.

Bedir harbinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Ebû Cehl'i sorması, öldürüldüğünü anlayıp da müslümanları sevindirmek içindir. Ebû Cehil Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ve müslümanların baş düşmanı idi. Onun tepelenmesi ile müslümanlar şerrinden kurtulmuşlardır. Müslim'in rivâyetine göre onu öldürenler'Muâz b. Amr ile Muâz b. Afra'dır. Afra, Muâz'in annesidir. Babası Hars b. Rif ââ'dır. Burada Ebû Cehl'i Afra’nın iki oğlunun öldürdüğü bildiriliyor. Bunlar Muâz'la Muavviz'dirler. ölmesine ramak kalan Ebû Cehl'in kafasını da İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) kesmiştir.

Bu kavillerin arası şöyle bulunmuştur: Ebû Cehl'i öldürmekte bu zevatın hepsi müşterektir. Yalnız her râvi vururken kimi gördü veya kimin vurmasi ile öldüğüne inandı ise onun öldürdüğünü söylemiştir.

Ebû Cehl'in Hazret-i İbn Mesûd'a: «Öldürdüğünüz bir adamın üzerinde mi?» demesi: «Siz beni öldürmekle ben ayıplanmam!» manasınadır. Hadîsteki «yahut kavminin öldürdüğü» ifadesinde şek eden râvi Süleyman Et Teymi'dir.

Ekkâr: Çiftçi demektir. Araplarca çiftçi itibarlı bir insan sayılmazmış. Ebû Cehil «Keşki beni çiftçiden başkası öldürseydi!» sözü ile Afra' oğulları Muâz'la Muavviz'i kasdetmiş; onları küçültmek istemiştir. Afra' oğulları Ensârdandılar. Ensâr bağ, bahçe ve tarla sahibi insanlardı.

İbn Mes'ud (radıyallahü anh)'ın Ebû Cehil'i sakalından yakalayarak: «Ebû Cehil sen misin?» diye sorması ondan öcünü almak içindi. Zira Mekke'de iken Ebû Cehil kendisine görülmedik ezâ ve cefâda bulunurdu. Hazret-i İbn Mes'ud, Ebû Cehil'in kafasını kesmeden aralarında muhtelif sözler geçtiği rivâyet olunur. Ez cümle İbn Mes'ûd: «Allah seni kahretsin ey Allah'ın düşmanı!» demiş; kafasını kesmek için boynuna bastığında Ebû Cehil de ona: «Gerçekten çok yüksek yere çıktın ey koyun çobancağızı!» diye hakaret etmiştir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Cehil'in öldürüldüğünü görünce üç defa:

«İslâm'ı ve müslümanları azız eyleyen Allah'a hamdolsun!» demiştir.