Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- Nefel Îhsanı ve Müslümanlara Bedel Esirlerin Fidye Verilmesi Bâbı

4672- Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Ömer b. Yûnus rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İkrime b. Ammâr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana İyâs b. Seleme rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam rivâyet etti

(Dedi ki):

Fezâre (kabilesi) ile harb ettik. Başımızda Ebû Bekir vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize onu kumandan tâyin etmişti. Su ile aramızda bir saat mesafe kalınca Ebû Bekir bize emrederek sabaha karşı mola verdik. Sonra süvarileri (hücum için) dağıttı. Az sonra suya vardı; ve onun başında öldürdüğünü öldürdü; kimini de esir aldı. Ben halktan bir cemaata bakıyordum. İçlerinde kadın ve çocuklar vardı. Bunların benden önce dağa varacaklarından endîşe ederek onlarla dağın arasına bir ok attım. Oku görünce durdular. Ben de kendilerini sürerek getirdim. İçlerinde Beni Fezâre (kabilesinden) bir kadın bulunuyordu. Üzerinde sahtiyandan bir kaş' vardı. Kaş' sahtiyan yaygı demektir. Beraberinde bir kızı Vardı ki, ara bin en güzellerin dendi. Ben bunları sürerek Ebû Bekr'e getirdim. Ebû Bekir de bana o kadının kızını nefel olarak bağışladı. Müteakiben Medine'ye geldik. Ama kızın elbisesini (bile) açmadım. Derken bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çarşıda tesadüf etti. Ve:

«Yâ Seleme, bu kadını bana hibe et!» dedi. Ben:

— Ya Resûlallah! Vallahi bu benim pek hoşuma gitti; ama onun elbisesini açmadım; dedim. Sonra ertesi gün çarşıda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bana (tekrar) rastladı; ve bana:

«Yâ Seleme, baban Allah'a emanet, bu kadını bana hibe el!» buyurdular.

— O senindir ya Resûlallah! Vallahi onun elbisesini açmadım! dedim. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu Mekkelilere gönderdi; ve Mekke'de esir edilen bir takım müsliimanlara onu fidye yaptı.

Hazret-i Seleme'nin: «Onun elbisesini açmadım.» sözünden muradı: Onunla cinsî münâsebette bulunmadım; demektir.