7- Kaadinin Öfkeli Olduğu Halde Hüküm Vermesinin Keraheti Bâbı 4587- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Bekra'dan, naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Babam, Ubeydullah b. Ebî Bekra'ya Sicistan'da kaadî iken: «Öfkeli olduğun halde iki kişi arasında hüküm verme! Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «Hiç bir kimse Öfkeli olduğu halde iki kişi arasında hüküm vermesin! Buyururken işittim.» diye mektup yazdı. Mektubu onun nâmına ben yazdım. 4588- Bu hadîsi bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Hüşeym haber verdi. H. Bize Şeybân b. Ferrûh dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme rivâyet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vekî", Süfyân'dan rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. Bunların ikisi de Şu'be'den rivâyet etmişler. H. Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hüseyır b. Amy, Zâide'den naklen rivâyet etti. Bu râvilerîn hepsi Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Bekra'dan, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Ebû Avâne hadîsinin mislini rivâyet etmişlerdir. Bu hadîsi Buhârî ile İbn Mâce «Ahkâm» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Sicistan kaadîsi Ubeydullah, Hazret-i Ebû Bekra'-nın oğludur. Yani mektup babadan oğula yazılmıştır. Kâtipliğini de Ebû Bekrâ (radıyallahü anh)’ın diğer oğlu Abdurrahmân yapmıştır. Sicistan: İran'la Afganistan arasında geniş bir sahadır. Ubeydullah bu yerin merkezi sayılan Zeren şehrinde hâkimlik etmiştir. Vaktiyle bu şehre de Sicistan denirmiş. Hadîs-i şerîf öfke ve gadap halinde hüküm vermeyi yasak etmektedir. Bunun sebebini El-Mühelleb şöyle beyân etmiştir: «Çünkü gadap hâlinde verilen hüküm bâzan hakkın ötesine geçer; bu sebeple men'edilmiştir.» Ulemânın beyanına göre doğru düşünüp doğru hüküm vermesine engel olan fazla açlık, i'azla tokluk, üzüntü, fazla sevinç, korku, şiddetli ağrı ve uyuklama gibi şeyler de gadap hükmündedir. Buradaki nehyin hükmü cumhûr-u ulemaya göre kerahettir. Hattâ bir hâkim gadap hâlinde doğru bir hüküm verse hükmü nafiz olur. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gadap halinde bâzı hükümler . verdiği sahîh hadîslerle sabit olmuştur. Zahirîler buradaki nehyi tahrim mânâsına almışlardır. Onlara göre hâkimin gadap halinde hüküm vermesi haramdır. |