Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- Memlüküne Zina İsnadında Bulunan Kimseye Ağır Ceza Verileceği Bâbı

4401- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn NÜmeyr rivâyet etti. H.

Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Fudayl b. Gazvân rivâyet etti.

(Dedi ki): Abdurrahmân b. Ebî. Nu'm'u dinledim.

(Dedi ki): Bana Ebû Hüreyre rivâyet etti,

(Dedi ki): Ebû'l-Kâsım (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Her kim memlûküne zina isnadında bulunursa, ona kıyâmet gününde had vurulacaktır. Meğer ki, dediği gibi ola!» buyurdular.

4402- Bize bu hadisi Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. H.

Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İshâk b. Yusuf El-Ezrak rivâyet etti. Her iki râvi Fudayl b. Gazvân'dan bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır. İkisinin hadisinde de «Tevbenin peygamberi Ebû'l-Kâsım (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim.» ibaresi vardır.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-hudûd»da; Ebû Dâvud «Edeb»de; Tirmizî «Birr»de; Nesâî de «Recim» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

Hadîs-i şerif, köleye zina isnadında bulunan kimseye dünyada had vurulmayacağına delildir. El-Mühelleb'in beyanına göre hür bir kimse bir köleye zina isnadında bulunursa kendisine had vurulmıyacağı-na bütün ulema ittifak etmişlerdir. Delilleri bu hadîstir.

İmâm Şafiî ile İmâm Mâlik: «Bir kimse birini köle zannederek ona zina isnadında bulunur da sonra o kimsenin hür olduğu anlaşılırsa kendisine had vurulur.» demişlerdir.

İbn'l-Münzir: «Ümmü veled bir cariyeye zina isnadında bulunan kimse hakkında ulema ihtilâf etmişlerdir. İbn Ömer'e göre o kimseye had vurmak vacib olur. İmâm Mâlik'in kavli de budur. Şafiî' nin kavli de bu olmak gerekir. Hasen'den had la zım gelmediği rivâyet olunmuştur.» diyor.

Köle birisine zina isnadında bulunursa cumhûra göre cezası, hürrün yarısıdır. Bu hususta köle ile câriye müsavidir. Ömer b. Abdi!-âzîz, Zührî, Evzâî ve Zahirîler kölelere de hürler gibi seksen dayak vurulaclağına kail olmuşlardır.

Hadîsin ikinci rivâyetinde Resûlûllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e «tevbeain peygamberi.» denilmiştir. Kâdî Iyâz diyor ki: «Ona bu ismin verilmesi, ümmetinin sözle ve i'tikadla yaptıkları tevbenin kabul edileceğini bildirdiği içindir. Bizden önceki milletlerin tevbesi kendilerin öldürmekle olurdu. Mamafih tevbeden murâd îman yahut küfürden İslâm'a dönüş de olabilir; zîra tevbenin aslı dönüştür.»