Geri

   

 

 

 

İleri

 

10- Köpeklerin Öldürülmesini Emir; Bu Emrin Neshedildiğini, Av, Ekin, Hayvan ve Emsali Şeyler İçin Beslenenler Müstesna Olmak Üzere Köpek Edinmenin Haram Kılındığını Beyan Bâbı

4099- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu.

4100- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Usâme rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet eyledi. İbn Ömer şunu söylemiş:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu ve köpekler Öldürülsün diye Medine'nin nahiyelerine haber gönderdi.»

4101- Bana Humeyd b. Mes'ade rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Bişr yani İbn Mufaddal rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsmail yani İbn Ümeyye, Nâfi'den, o da Abdullah'dan naklen rivâyette bulundu. Abdullah Şöyle dedi:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurur; biz de Medine ve etrafına sökün ederek öldürmedik köpek bırakmazdık. Hattâ çöl halkından bir kadıncağızın ardından giden köpeğini bile öldürürdük.-

4102- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd b. Zeyd Amr b. Dinar'dan, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi kij Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) av köpeği yahut koyun veya hayvan köpeği müstesna olmak üzere köpeklerin öldürülmesini emir buyururdu.

Bunun üzerine İbn Ömer'e: Ebû Hüreyre (yahut ekin köpeği) diyor; demişler. İbn Ömer: «Şüphesiz Ebû Hüreyre'nin ekini var!» cevâbını vermiş.

4103- Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ravh rivâyet etti. H.

Bana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ravh b. Ubade haber verdi.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işitmiş:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize köpekleri öldürmeyi emir buyurdu. Hatta kadın köpeği ile çölden gelirdi de biz o köpeği bile Öldürürdük. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) köpekleri öldürmeyi yasak etti ve:

— Hâlis siyahını, iki noktalısını öldürmeye bakın; çünkü o şeytandır; buyurdu.»

4104- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû't-Teyyâh'dan rivâyet etti. O da Mutarrif b. Abdillah'ı İbn Mugaffel'den naklen rivâyet ederken dinlemiş. İbn Mugaffel

Dedi ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpekleri öldürmeyi emreyledi. Sonra:

«Köpekler onların ne işine giriyor!» buyurdu. Sonra av köpeği ile çoban köpeği hakkında ruhsat verdi.

4105- Bana bu hadîsi Yahya b. Habîb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hâlid yani İbn Haris rivâyet etti. H.

Bana Muhammed b. Hâtinı dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. H.

Bana Muhammed b. Velîd de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. H.

Bize İshâk b. İbrahim dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Nadr haber verdi. H.

Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vehb b. Cerîr rivâyet etti.

Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır.

İbn Hatim, Yahya'dan rivâyet ettiği hadîsinde: «Koyun köpeği ile av ve ekin köpekleri hakkında ruhsat verdi.» dedi.

Bu hadîsin Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) rivâyetini Buhârî «Bed'ü’l-Halk»;, Nesâî ile İbn Mâce «Sayd» bahislerinde tahrîc etmişlerdir.

İmâm Mâlik ile mezhebi uleması ve diğer birçok zevat bu hadîslerde istisna edilen köpeklerden maadasının öldürülebileceğine kail olmuşlardır. Onlara göre öldürmekten istisna edilenlerden geriye kalan köpekler hakkındaki öldürme emri mensûh değil, muhkemdir. Kâdi Iyâz: «Bence köpek edinmek evvelâ umumî surette yasak edilmiş; ve bütün köpeklerin öldürülmesi emrolunmuş; sonra kara köpeklerden maadasının öldürülmesi yasaklanmış, fakat av köpeği ile hayvan ve ekin bekçiliği yapan köpeklerden bıska herhangi bir köpeğin edinilmesi menedil-miştir.» diyor. Nevevî, Kâdî'nin bu sözünü hadîslerin zahirine uygun bulmaktadır. Gerçi İbn Mugaffel hadîsinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Köpekler onların ne işine giriyor!» buyurmuştur. Bunun mânâsı «Öldürmesinler hayvanları!» demektir; ve âmindir, yani kara köpeği de şâmildir; fakat kara köpeğin öldürülmesi icâbettiği, önceki rivâyetten anlaşıldığı için İbn Mugaffel hadîsi o rivâyetle tahsis edilmiş demektir.

Saldırgan köpeğin öldürüleceğinde bütün ulemâ müttefiktir. Zararı olmayan köpeklerin öldürülüp öldürülemeyeceği ihtilaflıdır. Şafilerden îmamülharemeyn şunları söylemiştir:

«Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evvelâ bütün köpeklerin Öldürülmesini emir buyurmuş; sonra bu hükmü neshederek kara köpekten maadasını Öldürmeyi yasak eylemiş; bilâhare şerîat —kara olsun olmasın— bütün zararsız köpeklerin öldürülmemesi hususunda karar kılmıştır.» îmamülharemeyn İbn Mugaffe (radıyallahü anh) dan rivâyet olunan şu hadîsle istidlal etmiştir:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Eğer köpekler de ümmetlerden bir ümmet olmasa idi, ben onların öldürülmesini emrederdim!» Bu hadîsi «Sünen» sahipleri rivâyet etmişlerdir.

Hazret-i Ebû Hüreyre hakkında gerek İbn Ömer (radıyallahü anh)'nın: «Şüphesiz onun ekini var!» demesi, gerekse müteakib rivâyetlerin birinde Sâlim'in: «Ebû Hüreyre: Yahut ekinlik köpeği derdi; kendisi çiftçi idi.» sözü onun rivâyetini gevşetmek yahut rivâyeti hakkında şüpheye düşürmek için değildir. Bu sözlerden murâd Hazret-i Ebû Hüreyre'nin çiftçi olması dolayısiyle bu hususa dikkatli davranarak herkesten iyi bellediğini anlatmaktır. Zîra bir şeyin içinde bulunan kimsenin onu herkesten iyi bilmesi âdettir.

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’in rivâyet ettiği ziyadeyi İbn Mugayfel , Süfyân b. Ebî Züheyr ve İbn Hakem de zikretmişlerdir. Binâenaleyh bu hususta Hazret-i Ebû Hüreyre yalnız değildir. Kaldı ki, yalnız başına da rivâyet etse rivâyeti yine makbuldür.

Benim: Hâlis, koyu kara demektir. Aynî bunu «faydadan uzak, zarara yakın şeytan» diye ta'rîf etmiştir.

Köpeğin iki noktalısından murâd: Gözlerinin üstünde iki nokta gibi beyazı olanıdır.

İmâm Ahmed b. Hanbel ile Şafiîler'den Bazıları bu hadîsle istidlal ederek hâlis siyah renkli köpeğin avcılıkta kullanılamıyacağına kail olmuş: «Çünkü siyah köpek şeytandır; helâl olan av şeytanın değil, köpeğin avladığıdır.» demişlerdir.

Cumhûru ulemâya göre sair köpekler gibi kara köpeğin de avda kullanılması helâldir. Hadîste ona şeytan denilmesi köpek cinsinden olmadığını anlatmak için değildir. Bundan dolayıdır ki, beyaz köpeğin ağzını soktuğu kab nasıl yıkanırsa kara köpeğinkini de yıkamak îcâb eder. İmâm A'zam, Mâlik ve Şafiî'nin mezhepleri de budur.

Ebû Ömer İbn Abdilberr şöyle diyor: «Bizim ihtiyar ettiğimiz vecih şudur ki, zarar vermedikçe hiç bir köpek Öldürülmez. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) canlı mahluku silâha hedef yapmaktan nehî buyurmuştur. Köpeği sulama hadîsi vardır; bir hadîste «Her hararetli ciğeri sulama mukabilinde ecir vardır.» buyurulmuştur. Bir de bütün şehirlerde, bunca ulema ve alenî ma'sıyete, mün-kerâta asla göz yummayan zevat olduğu halde köpek öldürme işi terk edilegelmiştir. Ben müslümanların fukahâsından hiç birinin köpek edinmeyi adaleti cerhe sebep saydığını, hiç bir hâkimin köpek sahibinin şehâdetini reddettiğini bilmiyorum. Yalnız Şafiî mezhebine göre ihtiyaç yokken köpek edinmek haramdır.»

İbn Abdilberr, köpeklerin öldürülmesi emrinden etlerinin de yenilemiyeceğine istidlal etmiş ve: «Güvercinin kesilmesi, köpeklerin ise öldürülmesi Bâbında Ömer'le Osman'dan gelen rivâyeti görmüyor musun?» diyerek eti yenilen hayvan hakkında (kesmek) yenilmeyen hakkında ise (öldürmek) tâbirleri kullanıldığına işaret etmiştir.

Evet, bu hadîsler hakîkaten eti yenilen hayvanla yenilmeyenin aynı hükümde olmadığına delâlet etmektedir; zîra kesilip yenilen hayvanın öldürülmesi için emir vermek caiz değildir.

Kara köpeği şeytan kabul edenlere bu hadîslerde delîl yoktur. Çünkü Teâlâ Hazretleri kötülüğü iyiliğine galebe çalan insanlara da şeytan ismini vermiş; bununla beraber Öldürülmelerini emir buyurmamıştır.

Köpeğe'şeytan denilmesi hususunda Nevevî bir şey söylememiştir. Aynî behîmi şeytan diye tefsir ettikten sonra şöyle mütâlea-da bulunuyor: «Bu gibi şeyler tefekkür ve teemülle anlaşılamaz; bunlara kıyas yolu ile de erişilemez; şeriat sahibinden ne gelmişse onda karar kılınır. Filhakika İbn Abdilberr, Hazret-i İbn Abbâs'dan:

 (Köpekler cinlerdendir; onlar cinlerin zayıf olanlarıdır.) hadîsini rivâyet etmiş; bir rivâyette:

 (Köpeklerin karaları ile alacaları cinlerdendir.) denilmiştir. İbnü'l-A'râbî: Köpekler cinlerin sefîl ve zayıf olanlarıdır; diyor...»

Anlaşılıyor ki, Aynî hadîsin müteşâbihattan olduğuna işaret etmek istiyor. Bizce en salim yol da budur. Mâmâfîh yukarıda da arzettiğimız vecihle köpeğe, şerri hayrından fazla olmasına bakarak cin denilmiş olması ihtimalinden de bahsetmiştir.

İbn Abdilberr'in bahsettiği «Köpeği sulama» hadîsini Buhârî «Bed'ü'l-halk» bahsinde Hazret-i Ebu Hüreyre'den rivâyet etmiştir. Hadîs şudur:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Fahişe bir kadın bir kuyu başında susuzluktan dilini çıkarmış soluyan ve ölümle pençeleşen bir köpeğin yanına uğradı. Hemen ayakkabısını çıkararak baş Örtüsü île bağladı ve hayvana su çıkardı; bu sebeple de günahları affolundu; buyurdular.»

İbn’l Arabı diyor ki: «Kopeği sulama hadisinin köpekleri öldürme yasağından evevi de, sonra da varid olması ihtimâli vardır. Evvel varıd oldu ise bu husustaki yasağı neshedemez; çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün çöldeki köpekleri değil, yalnız Medine'nin köpeklerini öldürmeyi emir buyurmuştu. Neshedilen de budur, Çöllerdeki köpekler hakkında ne öldürme emri vardır, ne de nesih. Hadîsin zânirı dam bunu göstermektedir. Bir de köpeği öldürmek vâcib olsa sulaması icab etmezdi. Susuzluk hararetiyie ölüm bir araya getirilemez Nitekim bu, âsî olan kâfire bile yapılmaz; isyanı olmayan köpeğe nasıl tatbik edilebilir!..» bahih hadîste vârid olduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem);Yahûdilerin katlini emir buyurduğu zaman susuzluktan şikâyet etmişler de:

 (Onların üzerine kılıcın harareti ile susuzluğun hararetini bir araya getirmeyin!) buyurmuş; yuhudiler su verildikten sonra öldürülmüşlerdir.»

4106- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum. İbn Ömer şunu söylemiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Çoban köpeği ile av köpeği müstesna, her kim köpek edinirse amelinden her gün iki kîrât eksilir.» buyurdular.

4107- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân, Zührî'den, o da Sâ-lim'den, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyette bulundu.

«Av veya çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün iki kîrât eksilir.» buyurmuşlar.

4108- Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. Yahya b. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize İsmâîl yani İbn Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivâyet etti ki, Abdullah, İbn Ömer'i şunu söylerken işitmiş dediler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):.

«Av yahut çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün İki kîrât eksilir.» buyurdular.

4109- Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize İsmail, Muhammed'den yani İbn Ebî Harmele'den, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından, naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Çoban yahut av köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün bir kîrât eksilir.» buyurmuş; dediler.

Abdullah

Dedi ki: «Ebû Hüreyc: Yahut ekinlik köpeği, dedi.»

4110- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vekî' haber verdi.

(Dedi ki): Bize Hanzale b. Ebî Sülyân, Sâlim'den, o da babasından, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyette bulundu:

«Av yahut çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün iki kîrât eksilir.» buyurmuşlar.

Salim

Dedi ki: «Ebû Hüreyre: Yahut ekinlik köpeği, derdi. Kendisi arazî sahibi- idî.»

4111- Bize Dâvûd b. Ruşeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mervân b. Muâviye rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ömer b. Hamza b. Abdillâh b. Ömer haber verdi.

(Dedi ki): Bize Salim b. Abdillâh, babasından naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Çoban yahut avcı köpeği müstesna, herhangi bir hâne halkı köpek edinirlerse amellerinden her gün iki kîrât ekşitir.» buyurdular.

4112- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'-fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Ebû'l-Hakem’den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben İbn Ömer'i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyette bulunurken İşittim:

«Ekinlik yahut koyun veya av köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün bir kîrât eksilir.» buyurmuşlar.

4113- Bana Ebû't-Tâhir Üe Harmele rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb’dan, o da Saîd b. Müseyyeb'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi:

«Bir kimse av, koyun veya araz? köpeği olmayan bir köpek edinirse gerçekten o kimsenin ecrinden her gün iki kîrât eksilir.» buyurmuşlar. Ebû't-Tâhir'in hadîsinde «Arazî köpeği» yoktur.

4114- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Abdurrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Koyun, av veya ekinlik köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün bir kîrât eksilir.» buyurdular.

Zührî şunu söylemiş: «İbn Ömer'e Ebû Hüreyre'nin sözünü andılar da: Allah Ebû Hüreyre'ye rahmet eylesin, ziraat sahibi idi; dedi.»

4115- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsmail b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm-ı Destevâî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Ebi Kesîr, Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bir kimse (kapısında) köpek tutarsa amelinden her gün bir kırât eksilir; yalnız ekinlik veya koyun köpeği müstesna!» buyurdular.

4116- Bize İshâk b. İbrâhîm rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şuayb b. İshâk haber verdi.

(Dedi ki): Bize Evzâî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Yahya b. Ebî Kesir rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû Seleme b. Abdirrahmân rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû Hüreyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bu hadîsin mislini rivâyet etti.

4117- Bize Ahmed b. Münzir rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdüssa-med rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Ebî Kesir bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etti.

4118- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdül-vâhid yani İbn Ziyâd, İsmâîl b. Sümey'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Rezîn rivâyet etti.

(Dedi ki): Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işittim.: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bir kimse av ve koyun köpeği olmayan bir köpek edinirse, amelinden her gün bir kîrât eksilir.» buyurdular.

4119- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Malik'e, Yezîd b. Husayfa'dan dinlediğim, ona da Sâib b. Yezid'in haber verdiği, onun da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabından Şenûe kabilesine mensûb bir zât olan -Süfyân b. Ebî Züheyr'den dinlediği şu'hadîsi okudum. Süfyân Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i:

«Bir kimse kendisine ekin veya hayvan beklemeğe faydası olmayan bir köpek edinirse, amelinden her gün bir kîrât eksilir.» buyururken işit-tim.

Sâib: «Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sen mi işittin?» diye sormuş. Süfyân:

«Şu mescidin Rabbına yemîn olsun ki, evet!» demiş.

4120- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail, Yezîd b. Husayfa'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Sâib b. Yezîd haber verdi ki, yanlarına Süfyân b. Ebî Züheyr eş-Şeneî gelmiş de: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yukarıki hadîs gibi îrâdda bulundu.» demiş.

Hazret-i Ebû Hüreyre ve Süfyân b. Ebî Züheyr rivâyetlerini Buhârî «Müzârea» ve «Bed'ü’l-Halk» bahislerinde; Süfyân rivâyetini Nesâî ile İbn Mâce «Kitâbü's-Sayd» da tahrîc etmişlerdir.

Mâşiye: Deve, sığır ve koyun gibi hayvanların hepsine verilen bir isimdir; ekseriyetle koyun hakkında kullanılır.

Dar': Aslında çift tırnaklı ve tabanlı hayvanlara verilen isimdir. Burada mâşiyeden kinayedir.

Dârî: Ava alıştırılmış; Öğretilmiş manasınadır. Bu kelime hadîsin muhtelif rivâyetlerinde: «dâriyen, dârî, dârin, dâriyetin» şekillerinde kullanılmıştır. Dâriyen şeklinin îrâbı hakkında söz yoktur. Dârî ile dârin şekilleri (mâşiye) üzerine atı'f suretiyle mecrûr olup mevsûfun sıfatına izafeti kabîlindendirler. Bu takdirde «dârî» deki yânın hazf edilmemesi meşhurun hilâfınadır. Bazıları buradaki «dârî» kelimesinin «sâid» yani avcıya sıfat olduğunu söylemişlerdir; yani avcıya istiare yolu ile «dârî» denilmiştir.

 «Dâriyetin» rivâyetine gelince: Burada hazif olduğu söylenmiştir.

Terkîb: yani «Ancak talimli köpekler sahibinin köpeği» takdirindedir.

Kîrât: Lügatte beş arpa ağırlığı, yarım dâmk ve bir şeyin, yirmi dörtte biri gibi mânâlara gelir. Burada Allah'ın bildiği bir mikdâr manasınadır. Hadîsten murâd: Köpek edinen kimsenin amellerinden bir cüz'ünün sevabı eksilmesidir.

Hadîsin bâzı, rivâyetlerinde köpek edinen kimsenin ecrinden bir kîrât, diğerlerinde iki kîrât eksileceği bildiriliyor. Ulema bu iki muhtelif rivâyetin arasını muhtelif şekillerde te'lîf etmişlerdir. Bazıları kîrât farkının insanlara eziyet hususunda birbirinden farklı iki nevi' köpeğe nis-betle yapılmış olması ihtimâli üzerinde durmuşlardır. Bunlara göre iki kîrât» fazla eziyet veren köpeğin sahibine aittir. Bir takımları: «İki kîrât kasaba ve köylere, bir kîrât kır ve çöllere mahsustur.» demiş; daha başkaları iki nevi' kıratın ayrı ayrı iki zamana ait olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu takdirde evvelâ bir kîrâttan bahsedilmiş; bilâhare iki kîrât azalacağı bildirilmek suretiyle hüküm daha ağırlaştırılmıştır.

Sevapların niçin eksiltüeceği de ihtilaflıdır. Bâzılarına göre buna sebep, köpek bulunan haneye meleklerin girmemesidir. Bu hususta: KÖpe-ğin yoldan geçenlere saldırması, yasak olan bir şeyi irtikâb ettikleri için sahiplerine bir ceza olması, köpeğin çok necaset yemesi, fena kokması, bazı köpeklerin şeytan olması, sahibinin haberi yokken kaplara ağzını sokması gibi birçok ihtimâller üzerinde durulmuştur.

Eksiltilecek ecrin geçmişe mi yoksa geleceğe mi âit olacağında ve keza kıratın mahallinde ihtilâf olunmuştur. Bazıları: «İki kîrâttan biri gündüz, diğeri gece amellerine aittir.» demiş; diğerleri, bir kîrât farzdan, bir kîrât da nafile ibâdetten eksiltileceğim söylemişlerdir.

Köpek edinmenin caiz olup olmaması hususunda şâfiîler'den Nevevî şunları söylüyor: "Bizim mezhebimize göre ihtiyaç yokken köpek edinmek haramdır. Ama av. ziraat ve hayvan muhafazası gibi şeyler için edinilmesi caizdir. Evleri, sokakları ve bunlara benzer yerleri muhafaza için edinilip edinilemeyeceği hususunda iki vecih vardır. Birinci veçhe göre caiz değildir. Çünkü hadîslerin zahirleri ziraat, av ve çoban köpeğinden maadasını sarahaten yasak etmektedir. Esah olan veçhe göre bu üç nevi' köpeğe kıyâsen diğerlerini edinmek de caizdir; bu hususta hadîslerden anlaşılan illetle amel olunur ki, o da ihtiyaçtır.

Acaba köpek yavrusu edinerek av, ziraat ve hayvan muhafazası hususatında terbiye etmek caiz midir? Bu bâbda dahi iki vecih vardır. Esah olan veçhe göre câizdir.

Hanefîler'den Kemâl b. Hümâm «Fethü'l-Kadîr» adlı eserinde: «Köpeği av yahut hayvan, ev ve ziraat muhafazası için edinmek bilicmâ' caizdir; lâkin hırsız yahut düşman korkusu olmadıkça onu haneye sokmamalıdır...» diyor.

Mâlikîler'den Bazıları, edinilmesi caiz olan köpeğin temizliğine bu hadîslerle istidlal etmişlerdir. Çünkü insanların arasında bulunduğu hâlde ondan korunmak son derece güç bir iştir. Onlara göre köpeği edinmeğe izin vermek, ondan maksud olan hususâtı tamamlayan şeyler için de izin sayılır. Fakat bu zevâtm görüşleri, köpeğin ağzını soktuğu kabın yedi defa yıkanmasını emreden hadîse muarızdır. Hadîs-i şerîf hayırlı işlere teşvik, sevabı eksiltecek işlerden sakınmayı tenbîh etmektedir.