2- Taş Atımı Satışı İle İçinde Aldatma Olan Satışın Butları Bâbı 3881- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. İdrîs ile Yahya b. Saîd ve Ebû Üsâme, Ubeydullah'dan rivâyet ettiler. H. Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû'z-Zinâd, A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şunu söylemiş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) taş atımı satışı ile aldatma satışım yasak etti.» Bu hadîsin şerhinde Nevevî şunları söylemiştir: Taş atımı satısı hakkında üç te'vîl vardır. Birinci te'vîle göre bu satış: Şu attığım taş hangi elbiseye isabet ederse sana onu sattun; yahut: Şu arazîden, attığını taşın vardığı yere kadarım sana sattım, diyerek yapılır. îkinci te'vîle göre.: Şu malı sana elimdeki taşı atıncaya kadar muhayyer kalman şartiyle sattım; diyerek yapılır. Üçüncü te'vîle göre: Taş atmayı satış saymakla olur. Bu takdirde satıcı: Şu elbiseye taş attın mı, sana şu kadara satılmış sayılacak; der. " Aldatma satışının yasak edilmesine gelince: Bu hadîâ alış veriş bahsinin kaidelerinden büyük bir kaidedir. Bundan dolayıdır ki, İmâm Müslim orlu Ön plânda zikretmiştir. Kaçak köle ile ma'dûm, mechûl, teslimi imkânsız, henüz tamamen satıcının milkine, geçmemiş malların, büyük sudaki balıkların, hayvan memesindeki sütün, ana karnındaki yavrunun, bir yığın zahirenin mübhem bir kısmının, ta'yîrı etmeksizin, herhangi elbisenin veya sürüden bir koyunun ve benzerlerinin satışı gibi birçok meseleler bu hadîste dâhildir. Bu satışları hepsi bâtıldır. Çünkü hacet olmadığı halde müşteriyi aldatmayı tezammun ederler. İhtiyâç mess ettiği zaman biraz zarara tahammül olunur. Binanın temelini bilmemek, gebe veya memesinde süt bulunan hayvanı satmak bu kabildendir; çünkü binanın temeli dış kısımlara tâbi'dir; bu satışı meşru' kabul etmeye ihtiyaç- vardır; zira temeli görmek mümkün değildir. Hayvan hakkında da aynı şeyler söylenebilir. İslâm ulemâsı biraz aldanmayı tezammun eden satışların-caiz olduğuna ittifak etmişlerdir. Meselâ: İçindeki pamuğu görmeden pamuklu bir cübbeyi satın almak caizdir; halbuki yalnız içindeki pamuğu satmak caiz değildir. Bir haneyi veya hayvanı yahut elbiseyi bir aylığına kiraya vermek bilittifak caizdir; halbuki ay bâzan otuz, bâzan yirmi dokuz çeker. Hamamda para ile yıkanmak dahi ittifâkan caizdir. Halbuki gerek su harcamakta gerekse hamamda durmak hususunda herkes bir değildir. Sakadan para ile su içmek de böyledir; çünkü içilen suyun miktarı belli değildir. Bunun aksini alırsak, ulema ana karnındaki yavrunun ve havadaki kuşun satılamayacağına da ittifak etmişlerdir. Onlar aldatmah satışın caiz olup olmayacağı hususunda arzettiğimiz esasa bakılacağını yani zarar az olur, kaçınılmasına kolaylıkla imkân bulunmaz; satışı da ihtiyaç görülürse bey'in caiz olacağını, aksi takdirde satışa cevaz verilemeyeceğini söylemişlerdir. Meydanda olmayan bir malın satılması gibi, ihtilaflı meseleler hep bu kaideye iptinâ ederler. Bu gibi meselelerde ulemadan bazıları aldanmayı zararsız görerek yok hükmünde tutmuş; ve satışın sahîh olduğunu söylemiş; diğerleri aldanmayı fazla görerek satışın butlanına kail olmuşlardır. Mülâmese, münâbeze ve taş atımı gibi haklarında hususî deliller vârid olan satışların hepsi aldatma satışında dahildirler. Bunların ayrı ayrı ele alınması câhiliyyet devrinin meşhur satış şekilleri olmalarındandır. |