6- Âzadın Fazileti Bâbı 3868- Bize Muhammed b. Müsennâ el-Anezî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd, Abdullah b. Saîd yani İbn Ebî Hind'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İsmail b. Ebî Hakîm, Saîd b. Mercan e'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyette bulundu. «Bir kimse mü'min bir rakabe âzâd ederse. Allah o rakabenin her uzvu mukabilinde kendisinin bir uzvunu cehennemden âzâd eyler.» buyurmuş. 3869- Bize Dâvûd b. Ruşeyd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Velîd b. Müslim, Muhammed b. Mutarrif Ebû Gassân-ı Medenî'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Alî b. Hüseyn'den, o da Saîd b. Mercâne'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir kimse bir rakabe âzâd ederse, Allah o rakabenin her uzvu mukabilinde o kimsenin âzasından bir uzvu hatta fercine mukabil fercini cehennemden âzâd eyler.» buyurmuşlar. 3870- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize ,Leys, İbn Hâd'dan, o da Ömer b. Alî b. Hüseyn'den, o da Saîd b. Mercâne'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şunu söylemiş: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Bir kimse mü'min bir rakabe âzâd ederse, Allah o rakabenin her uzvuna mukabil cehennemden bir uzuv âzâd eyler. Hattâ fercine mukabil fercinİ bile âzâd eder.» 3871- Bana Humeyd b. Mes'ade rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Bişr b. Mufaddal rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Âsim yani İbn Muhammed el-Umerî rivâyet etti. Kardeşini kasdederek dedi ki: Bize Vâkid rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Alî b. Hüseyn'in arkadaşı Saîd b. Mercâne rivâyet etti. (Dedi ki): Ben Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Herhangi müslüman bir kimse bir müslümam âzâd ederse Allah o müslümanın her uzvuna mukabil o kimsenin bir uzvunu cehennemden kurtarır» buyurdular. Râvi Saîd Dedi ki: «Ben bu hadîsi Ebû Hüreyre'den işittiğim vakit hemen giderek Alî b. Hüseyn'e anlattım. Bunun üzerine Alî, İbn Ca'fer'in on bin dirhem yahut bin altın verdiği bir kölesini âzâd etti.» Bu hadîsi Buhârî ve «Keffârâtü'l-Eymân» bahislerinde; Tirmizî «Eyman»da; Nesâî «Itk»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Tirmizî bu bâbda Âige, Amr b. Anbeze , İbn Abbâs, Vasile b. Eska', Ebû Ümâme. Ukbe b. Âmir ve Kâ'b b. Mürra (radıyallahü anh) dan da hadîsler rivâyet edildiğini söylemiştir. Bu rivâyetleri kimlerin tahrîc ettiğini Aynî beyân etmiş ve şöyle sıralamıştır: 1- Hazret-i Âişe hadîsini İbn Zenceveyh merfu' olar rak tahrîc etmiştir. Bu hadîste: «Her kim bir memlükün bir uzvunu âzâd ederse Allah onun her uzvuna mukabil bir uzuv âzâd eder.» buyurulmuştur. 2- Amr b. Anbese (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvûd ile Nesâî tahrîc etmişlerdir. Metni şöyledir: «Bir kimse mü'min bir rakabe âzâd ederse, o rakabe kendisine cehennemden fidye olur.» 3- İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsini İbn Hayyan’ın babası «Kitâbü's-Sevâb ve Fedâilü’l-Âmâl» adlı eserinde tahrîc etmiştir. Mezkûr hadîsde: «Herhangi bir mü'min dünyada bir mü'mîni âzâd ederse, Allah onu uzva mukabil uzuv olmak üzere cehennemden âzâd eyler.» buyurulmuştur. 4- Vasile b. Eska' (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvûd ile Nesâî tahrîc etmişlerdir. Bu hadîste şöyle denilmektedir: «Katil sebebiyle cehennemi hak eden bir dostumuz için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldik de: — Onun nâmına kale âzâd edin ki, Allah da kölenin her bir uzvu mukabilinde onun bir uzvunu cehennemden âzâd etsin! buyurdular.» 5- Ebû Ümâme (radıyallahü anh) hadîsini Tirmizî tahrîc etmiştir. Hadîs şöyledir: «Herhangi bir müslüman, bir müslüman kimseyi âzâd ederse, bu onun için cehennemden kurtuluş olur. Her uzvu bir uzuv karşılar. Herhangi bir müslüman, iki müslüman kadını âzâd ederse, onun İçin cehennemden kurtuluş olurlar. Kadınların her uzva onun bir uzvunu karsılar. Herhanai müslüman bir kadın, müslüman bir kadını âzâd ederse, bu onun için cehennemden kurtuluş olur. Kadının her uzvu onun bir uzvunu karşılar.» Tirmizî bu hadîs için: «Hasen sahîh garîbtir.» demiştir. 6- Ukbe (radıyallahü anh) hadîsini İmâm Ahmed tahrîc etmiştir. Metni şöyledir: «Bir kimse mü'min bir rakabe âzâd ederse, bu onun cehennemden kurtuluşu olur.» Aynı hadîsi Ebû Ya'lâ ile Hâkim de rivâyet etmişlerdir. Hâkim: «Bu hadîsin isnadı sahihtir.» demiştir. 7- Kâ'b b. Mürre (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce tahrîc etmişlerdir. Hazret-i Kâ'b Şöyle deditir: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: — Her kim müslüman bir kimseyi âzâd ederse, bu onun için cehennemden kurtuluş olur. O kimsenin her bir kemiği ile bunun bir kemiği karşılanır; her kim iki müslüman kadın âzâd ederse bunlar onun için cehennemden kurtuluş olurlar; onların her birer kemiği ile bunun bir kemiği karşılanır; buyururken işittim.» Bu hadîsi İbn Hibbân da «Sahîh»inde tahrîc etmiştir. Aynî bu bâbda Muâz b. Cebel, Mâlik b. Amrel-Kuşeyrî, Sehl b. Sa'd, Ebû Mâlik, Ebû Mûse'l-Eş'arî ve Ebû Zerr (radıyallahü anh) hazerâtından dahi hadîsler rivâyet olunduğunu bildirmiştir. Muâz (radıyallahü anh) hadîsini İmâm Ahmed tahrîc etmiştir Bu hadîste: «Her kim mü'min bir rakabe âzâd ederse bu onun cehennemden fidyesi olur.» buyurulmuştur. Mâlik b. Amr (radıyallahü anh) hadîsini dahi İmâm Ahmed tahrîc etmiştir. Metni şöyledir: «Her kim müslüman bir rakabe âzâd ederse, bu onun cehennemden fidyesi olur.» Sehl b. Sa'd (radıyallahü anh) hadîsini Taberânî «el-Mu'cemü's-Sağîr» nâm eserinde tahrîc etmiştir. Bu hadîste «Her kim müslüman bir rakabe âzâd ederse, Allah onun her uzvu mukabilinde cehennemden bir uzuv âzâd eder.» buyurulmaktadır. Aynı hadîsi İbn Ebî Adiy dahi «el-Kâmi!» adlı eserinde tahrîc etmiş, fakat râvilerinden Zekeriyya b. Manzûr sebebiyle onu zaîf bulmuştur. Ebû Mâlik (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvûd-ü Tayâlisî «Müsned»inde Şu'be'den, Amr b. Mâlik hadîsi isnâdiyle tahrîc etmiştir. Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) hadîsini Nesâî «El-Kübrâ»da; Hâkim de «El-Müstedrek»de tahrîc etmişlerdir. Bu hadîste: «Bir kimse bir rakabe yahut köle âzâd ederse, bu onun için cehennemden kurtuluş olur.» buyurulmuştur. Ebû Zerr (radıyallahü anh) hadîsini Bezzâr «Müsned»inde tahrîc etmiştir. Metni şöyledir: «Bir kimse mü’min bir rakabe âzâd ederse, bu her bîrinden bir uzvu —ve caiz ki: Onun her uzvu mukabilinde bunun bir uzvunu, demiş ola— cehennemden karşılar.» Rakabeden murâd: Köle veya câriyedir. Bu kelimenin lügat mânâsı boyundur. Çüz'ü zikir küllü kasıd kabilinden mecazen memlüke rakabe denilmiştir. Vücudun bütününü ifade etmek için baş, el gibi diğer beden parçalan da kullanılır ve sağ ol yerine «başın sağ olsun!», dert görme yerine «elin dert görmesin!» denilir. Burada bedenin «boyun» kelimesiyle ifâde olunması kölenin ma'nen boynundan bağlanmış gibi olduğuna işaret içindir. Hazret-i Ebû Hüreyre hadîsinde râvi Saîd b. Mercâne'nin arkadaşı diye tavsif edilen Alî b. Hüseyn, Hazret-i Alî b. Ebî Tâlib'in torunu Zeynelâbidîn'dir. Hadîsin bir rivâyetinde beyân olunduğuna göre Hazret-i Zeynelâbidîn, Saîd b. Mercâne'ye: «Bu hadîsi Ebû Hüreyre'den sen mi işittin? diye sormuş. Evet, cevâbını alınca: «Bana kölelerimin en birincisi olan Mutarrifi çağırın!» demiş; ve onu âzâd etmiştir. Bu hadîs köle ve câriye âzâd etmenin en faziletli amellerden biri olduğuna delildir. Köle âzâdı sayesinde insan cehennemden kurtulup cennete girer. Bundan dolayıdır ki, âzâd edilecek köle veya cariyenin sakat ve âzası noksan olmaması müstehap görülmüştür. Gerçi böylesi ile de sevap kazanılır; fakat ne de olsa vücudu noksansız olan derecesinde değildir; çünkü uzva bedel uzuv âzâd edileceği tasrîh buyurulmaktadır. Kâdî Iyâz'ın beyanına göre ulemâ köle mi yoksa câriye mi âzâd etmenin efdal olduğunda ihtilâf etmişlerdir. Bazıları câriye âzâd etmenin daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Zîra câriye âzâd edildi mi çocuğu hür olur. Bu hususta kocasının hür veya köle olmasının bir te'sîri yoktur. Bir takım ulemâ ise bu hadîsle istidlal ederek köle azadının cariyeden efdal olduğunu kabul etmişlerdir. Bir de erkekte şehadet, hakimlik ve cihâd gibi nice menfaati umumî mânâlar vardır ki, bu mânâlar kadınlarda mevcut olmayıp ya şer'an yahut âdeten erkeklere mahsusturlar. Kâdî Iyâz bu kavli sahîh bulmuştur. Bâzı rivâyetlerde rakabenin mü'min kaydı ile zikredilmesi onun gayr-i müslim rakabeden evlâ olduğunu gösterir. Bundan dolayıdır ki, katil keffâreti için âzâd edilecek kölenin müslüman olması bütün ulemaya göre şarttır. İmâm Mâlik'in bu hususta kölenin kıymetini nazar-ı itibara aldığı ve kıymetçe eri yüksek köleyi âzâd etmenin efdal olduğunu söylediği, hattâ müslümanla gayr-i muslini köle arasında fark görmediği rivâyet olunmuşsa da mezhebinin ulemâsından birçokları ve diğer bâzı ulema kendisine muhalefette bulunmuşlardır. |