15- Dindar Kadınla Evlenmenin Müstehab Oluşu Bâbı 3708- Bize Züheyr b. Harb ile Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ve Ubeydullah b. Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Saîd b. Ebî Saîd babasından, o da Ebû Hüreyre'den. o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi, «Kadın dört şey için nikâh edilir: Malı, asaleti, güzelliği ve dîni için. Sen dindarına zaferyâb ol ellerin topraklansın!» buyurmuşlar. 3709- Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti. (Deki ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülmelik b. Ebî Süleyman, Atâ'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Câbir b. Abdillâh haber verdi. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir kadınla evlendim. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e tesadüf ettim. (Bana): «Yâ Câbir, evlendin mi?» diye sordu. — Evet, cevâbını verdim. «Bakire mi, dul mu?» dedi. — Dul, dedim. «Bakire alsaydın ya! Onunla oynaşırdın!» buyurdu. Ben: — Ya Resûlallah benim kız kardeşlerim vardır; onlarla aramıza girer diye korktum, dedim. «O hâlde Öyle olsun. Zira kadın ya dîni, ya malı, yahud güzelliği için alınır. Sen dindarını almağa bak, ellerin topraklansın!» buyurdular. Hazret-i Ebû Hüreyre hadîsini Buhârî, Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce «Nikâh» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadîslerle insanların âdetini haber vermiştir. Maksadı: Siz de böyle yapın demek değildir. Çünkü halk arasında evlenmek için bu dört şeye bakılır. Bunların içinde en az rağbet gören haslet de dindarlıktır. Fahr-i kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bu hususta irşâd isteyenleri: «Sen dindarını almana bak!:» sözü ile irşâd buyurmuştur. Filvaki birçok insanlar alacakları kadının zengin olmasına dikkat ederler. Zira zengin kadın kocasına mâlî husûsâtta ağır tekliflerde bulunmaz. Hattâ ekseriya kocası onun malından istifâde eder. El-Mühelleb diyor ki: «Bu hadîs erkeğin karısının malından istifâde edebileceğine delildir. Kadın gönül rızâsı ile müsaade ederse, malı kocasına helâldir. Etmezse kocası ancak ona verdiği mehir mikdârı malını sarf edebilir.» Kadın mehrini cihazı için harcamak istemezse mecbur edilir mi, edilmez mi? meselesi ulemâ arasında ihtilaflıdır. İmâm Mâlik'e göre mehir çok ise kadın onun az bir miktarını kendi borcuna sarf edebilir. İmâm A'zam'la Sevrî ve İmâm Şafiî kadının mehrini harcamağa mecbur edilemeyeceğine kaildirler. Onlara göre mehir kadının hakkıdır; onu nereye İsterse oraya sarfeder. Haseb: Asalet, soy-sop ve güzel fiiller mânâlarında kullanılır. Bu kelime esas itibariyle ecdâd ve akrabanın şereflerini sayıp dökerek Öğün-mektir ve hesabdan alınmıştır. Çünkü Araplar öğünürken babalarının menkabelerini sayarlar; kimin menkabesi sayı itibariyle fazla çıkarsa onun lehine hüküm verilirdi. Güzellik her şeyde matlûb olan bir haslettir. Bahusus hayat arkadaşı olacak kadında bana daha ziyade ehemmiyet verilir. Dine gelince: Dünya ve âhiret seâdeti ancak onunla kaimdir. Dindar ve mürüvvet sahibi bir erkeğin her şeyde bilhassa evlilik gibi devam edip gidecek husûsâtta dikkatini buna teksif etmesi gerekir. Onun içindir ki Resûlüllah. (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz dindarı tavsiye etmiş; hem de bu bâbta en kuvvetli ve en belîğ kelimeyi kullanarak: «Dindarına zaferyâb ol!» buyurmuştur. «Ellerin topraklansın!» cümlesi hakkında «Gusül» bahsinde izâhât verilmişti. Hülâsası şudur ki u-Bu cümle aslında bed duâ ifâde ederse de Araplar onu inkâr, teaccup, ta'zîzn ve bir şeye teşvik mânâlarında kullanırlar. Burada da teşvik mânâsında kullanılmıştır. Yani emrimi yerine getirmezsen ellerin fakir olsun! demektir. Bâbımız rivâyetleri her işde dindarlarla beraber olmaya teşvik etmektedirler. Zira dindar bir kimse ile düşüp kalkanlar, onun güzel ahlâkından ve bereketinden müstefid olurlar. Kendilerine ondan hiç bir zarar ve kötülük gelmez. Hazret-i Câbir hadîsini bütün «Kütüb-ü Sitte» sahipleri muhtelif şekillerde tahrîc etmişlerdir. Müslim'in bu hadîs hakkındaki rivâyetleri aşağıdaki bâbta devam edecektir. |