Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- Esir Kadınla İstibradan Sonra Cima'ın Caiz Oluşu Kocası Varsa Nikahının Esaretle Bozulması Bâbı

3681- Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysera te'î-Kavârirî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd b. Zürey' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den, o da Ebû’l-Halîl Sâlih'den, o da Ebû Alkametel-Hâşimî'den, o da Ebü Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn günü Evtâs'a bir ordu göndermiş. Bunlar düşmana tesadüf ederek onlarla çarpışmış ve muzaffer olmuşlar. Bir takım esirler de almışlar. Galiba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazı kimseler, müşriklerden kocaları bulunmaları hasebiyle esîr kadınlara yakınlık etmekten çekinmişler. Bunun üzerine Allah (azze ve celle) bu bâbta şu âyet-i kerîmeyi indirmiş:

"Kadınların evli olanları da (size haramdır), ancak Mâlik ofduklannız müstesna..." Sure-î Nisa, âyet: 24 yani, îddetleri geçtikten sonra onlar size helâldır.

3682- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ve İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdüla’lâ, Saîd'den, o da Katâde'den, o da Ebû'l-Halîl'den naklen rivâyet etti ki, Ebû Alkamete'l-Hâşimî'nin nakline göre Ebû Saîd-i Hudrî kendilerine Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Huneyn günü bir seriyye gönderdiğini Yezîd b. Zürey' hadîsi mânâsında rivâyet etmiş. Yalnız o:

«Ancak o kadınlardan sizin milkiniz olanlar müstesna! Böyleler! size helâldir.» demiş; «Iddetleri bittiği vakit...» cümlesini zikrelmemiştir.

3683- Bana bu hadîsi Yahya b. Habîb el-Hârisî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hâlid yani İbn'l-Hâris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet etti.

3684- Bana bu hadîsi (yine) Yahya b. Habib el-Hârisî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hâlid b. el-Hâris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Ebû'l-Halil'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet eyledi. Ebû Saîd Şöyle dedi:

Ashâb, Evtâs günü. kocaları olan Lir takım kadınlar esîr ettiler de endîşeye düştüler. Bunun üzerine şu âyet indirildi:

«Kadınlardan evli olanlar da (size haramdır) ancak mılkiniz olanlar müstesna!»

3685- Bana (yine) Yahya b. Habîb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bîze Hâlid yani İbn'l-Hâris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Saîd, Katâde'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet etti.

Müslim'in birçok nüshalarında bu hadisin üçüncü rivâyetinde Ebû'l-Halil ile Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî- arasında Ebû Alkame zikredilmemiştir. Yalnız İbn'l-Hazzâ' nüshasında arada Ebû Alkame vardır. Bu sebeple Gassâni: «Doğrusunun hangisi olduğunu bilmiyorum» demiştir. Kâdi Iyâz, Gassâni'den başkalarının: «Doğrusu Ebû Alkame'yi zikretmektir» dediklerini söylemektedir. İmâm Nevevî'ye göre ise her iki rivâyetin doğru olması muhtemeldir. Çünkü Ebû’l-Halîl’ın hadîsi iki vecihle işitmiş olması ve işittiği şekillerde rivâyet etmesi mümkündür.

Evtâs: Tâifde bir yerin ismidir. Hadîsin rivâyetlerinden de anlaşılacağı vecihle bu yerde müslümanlarla müşrikler arasında harb olmuş; neticede müslümanlar gâlib gelerek birçok esirler almışlardır. Ancak alınan kadınların kocaları olduğunu düşünen bâzı ashâb günah olur endişesi ile onlara yakınlık etmekten çekinmişlerdir. Zira evli bir kadın, kocasından başka kimseye helâl olmaz. Bunun üzerine âyet inerek esîr alınan evli kadınların, istibrâ yapılmak şartı ile müslümanlara helâl oldukları bildirilmiştir.

Âyet-i Kerîme'deki «muhsane»lerden murâd, evli kadınlardır. İddetten maksad da istibrâdir.

îstibrâ: Kadının hâmile ise doğurması, değilse cima' olunmadan bir hayız müddeti beklemesidir.

Muhsaneni aslı olan ihsan kelimesi gerek lügatte gerekse Kur'ân-ı Kerîm'de: İslâm, hürriyyet, evlenmek ve iffet mânâlarında kullanılmıştır. Bu mânâlar muvacehesinde âyet-i kerîmedeki «muhsaneler»den murâd ne olduğunu anlamak Âlûsî'nin dediği gibi müşkildir. Hattâ Mücâhid:

«Bu âyeti kimin tefsir ettiğini bilsem ona deve ile giderdim.» demiştir, İbn Ebî Şeybe'nin Ebû's-Sevdâ'dan tahrîc ettiği bir rivâyette Ebû's- Sevdâ'nın:

«İkrime'ye bu âyetin mânâsını sordum da: bilmiyorum; cevâbını verdi.» dediği bildiriliyor.

Yine Âlûsi'nin beyânına göre bu âyet hakkında mütekaddimîn ulemâdan dört kavil rivâyet olunmuştur:

1- Muhsanelerden murâd evli kadınlardır. Milkden murâd ise hassaten esîr almak suretiyle hâsj olan milktir. Zira nikâhın feshini ve kadının esir alan kimseye helâl olmasını İktizâ eden budur. Mezkûr kavil Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, cumhûr-u sahabe, cumhûr-u tabiîn ve dört mezhebin İmâmlarından rivâyet olunmuştur.

Ancak sebep mücerred esîr almak mıdır yoksa yalnız kadını esîr etmek midir? meselesinde ihtilâf olunmuştur. İmâm Şafiî'ye göre kadının kocasından ayrılmasına sebep mücerred esîr alınmasıdır.

İmâm A'zam ındinde ise sebep, kadının yalnız başına esir edilmesidir. Şayet kocası ile birlikte esir edilirse kadın esir alana helâl olmaz. Bu bâbda Hanefîler'le Şâfiîler arasında karşılıklı ftiraz ve cevaplar teati edilmiştir.

2- Âyetteki «muhsanelenden murâd evli kadınlar; milkden maksad da mutlak surette milk-i yemindir. Binâenaleyh evli bir câriye: satın almak, esîr etmek veya bağış gibi bir sebeple birinin milkine geçerse kocasından boş düşer; ve kendisini alan kimseye helâl olur. İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) ile ashâb-ı kirâm'dan bir cemâatin kavileri budur, İmâmiye taifesinin cumhûru da buna kaaildirler.

3- «Muhsaneler» tâbiri afife, hür ve evli kadınlara şâmil olduğu gibi, milk dahi milk-i yemîn ve mük-i nikâha âmm ve şâmildir. Binâenaleyh âyetin mânâsı şöyle olur:

«Zina haramdır. Nikâh akdi veya mitk-i yeminle alınmayan her ecnebi kadın 6a haramdır.» Saîd b. Cübeyr, Atâ ve Süd-d î'nin mezhepleri budur. Mezkûr kavil bâzı sahâbe-i kirâm'dan rivâyet olunmuş; İmâm Mâlik de «El-Muvattâ»da onu ihtiyar etmiştir.

4- «Muhsaneler»den murâd: Hür kadınlar; milkden maksad da mutlak milktir. Âyet-i kerîme dörtten fazla hür kadınla evlenmeyi yasak etmektedir. Milk-i yeminle alınan cariyeler bundan müstesnadır.

El-hâsıî evli kadınlar kocalarından başkalarına haramdırlar. Ancak esîr etmek suretiyle alınan evli kadınlar bu hükümden müstesnadırlar. Çünkü esîr almakla onların nikâhları münfesih olur. Bunlar istibrâ müddeti geçtikten sonra kendilerini esîr alan müslümanlara milk-i yeminle; sair müslümanlara nikâhla helâl olurlar.

Yalnız İmâm Şafiî ile diğer bir takım ulemâya göre ehl-i kitâb olmayan küffâr kadınları müslüman olmadıkça milk-i yeminle ci-mâ'ları caiz değildir. Evtâs harbinde esîr alınan Arap kadınları putperest idiler. Binâenaleyh hadîs, «Müslümanlığı kabul etmişlerdir» diye te'vîl olunur. Nevevî buna benzer yerlerde bu te'vîlin mutlaka yapılması lâzım geldiğine işaret etmiştir.