8- «Süt Hükmü Ancak Açlıktan Dolayı Sabit Olur» Hadisi Bâbı 3679- Bize Hennâd b. Seriy rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû’l-Ahvas, Eş'as b. Ebi'ş-Şa'sâ'dan, o da babasından, o da Mesrûk'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Âişe şunu söyledi: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Yanımda bir adam oturuyordu. Bu onun gücüne gitti. Ben gadab eserini yüzünde görerek: Ya Resûlallah ! Bu zât benim süt kardeşimdir; dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Süt kardeşlerinizi iyi düşünün! Zîra süt hükmü ancak açlıktan dolayı sabit olur.» buyurdular. 3680- Bize bu hadîsi Muhammed b. el-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. İki râvi hep birden; Bize Şu'be rivâyet etti, dediler. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vekî' rivâyet etti. H. Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahmân b. Mehdî rivâyet etti. Bunlar toptan Süfyân'dan rivâyette bulunmuşlardır. H. Bize Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hüseyn el-Cu'fi, Zâide'den rivâyet etti. Bunların hepsi Ebû'l-Ahvas’ın isnadı ile onun hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuşlardır. Yalnız bunlar (radâa yerine) mecâattan» demişlerdir. Bu hadîsi Buhârî «Nikâh» ve «Şehâdât» bahislerinde, Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbni Mâce «Nikâh»da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Süfî kardeşlerinizi iyi düşünün!» buyurması o şahsın büyük yaşta emmiş olması endîşesindendir. Mecâa: Açlık demektir. Ancak burada ondan murad küçük çocuğun açlığıdır. Yoksa bir kadından süt emen büyük küçük herkes onun süt çocuğu olacak değildir. Maksad: Küçük çocuğun açlığını gideren sütü emmesidir. Zâten bülûga eren bir kimseyi anne sütü doyurmaz. Onun ekmek ve yemekle beslenmesi îcâbeder. Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir. Bu hadîsi Hazret-i Âişe rivâyet etmiş; halbuki kendisi ona muhalefette bulunmuştur. Hanefiyye ulemâsına göre râvinin kendi rivâyet ettiği bir hadîse muhalif ameli, rivâyet ettiği hadîsin mensûh olduğuna delâlet eder. Binâenaleyh Bâbımız hadîsi mensûh sayılmaz mı? Cevâb: Evet, râvinin kendi rivâyet ettiği bir hadise muhalif amelinden başka hiç bir hâli bilinmiyorsa o hadîsin neshedildiğine hükmolunur ve râvi bunun neshediîdiğini öğrenmiştir.» denilir. Şayet hususî bir meselede râvi kendi hadîsine muhalif hareket ederse, bunun bizce malûm olan hususî bir delile istinaden yapmış olur ki, bu takdirde rivâyet ettiği hadîs mensûb değil, müetehidin o hadîsle istidlalde hatası zahir olmuş demektir. Ama bir meselede bu söylediğimizin hilafını görürsek bizzarûre o râvinin re'ymi değil, rivâyet ettiği hadîsi nazar-ı i'ti-bâra almamız îcâbeder. Bâbımız hadîsi de bu kabildendir. Hadîs-i şerîf hüküm i'tibâriyle radâın azının da hüküm isbâtına kâfi geldiğini bildiren rivâyetler gibidir. |