Geri

   

 

 

 

İleri

 

6- Tahrimin Beş Defa Emmekle Sübüt Bulması Bâbı

3670- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Abdullah b. Ebî Bekr'den dinlediğim, onun da Amra'dan, onun da Âişe’den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum:

Âişe: (Bilinen on defa emzirme hürmet isbât edef.) âyeti, indirilen Kur'ân meyânında idi; sonra bu adet beş ma'lum emme ile neshedildi; hattâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu on sayısı Kur'ân meyânın-da okunurken vefat etti; demiş.

3671- Bize Abdullah b. Meslemete'l-Ka'nebî rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Süleyman b. Bilâl, Yahya yani İbn Saîd'den, o da Amra'dan naklen rivâyet etti. Amra Hazret-i Âişe'yi, haram kılan sütü anlatırken dinlemiş.

(Dedi ki): Âişe şunu söyledi:

«Ma'lûm on defa emme.» âyeti Kur'ân'da nâzil olmuştur. Sonra «Beş ma'lûm emme.» âyeti de nâzil oldu.

3672- Bize bu hadîsi Muhammed b. El-Müsennâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdülvehhâb rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben Yahya b. Saîd'den dinledim.

(Dedi ki): Bana Amra: Bu hadîsin mislini söylerken Âişe'den dinledim, diye haber verdi.

Hazret-i Âişe'nin bu rivâyetlerinden anlaşılan mânâ şudur: Süt hakkında indirilen ilk âyette süt hükmünün on defa emmekle sabit olacağı bildirilmiştir. Sonra bu âyet süt hükmünün beş defa emmekle sübut bulacağını bildiren âyetle neshedilmiştir. Bilâhare (beş defa âyetinin tilâveti de neshedilmiş, fakat hükmü kalmıştır. Ancak son nesih o kadar gecikmiş ki. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatında sahabeden bazıları bunu duymadıkları için âyeti hâlâ Kuran diye okurlarmış. Tilâvetin neshedildiğini duyunca artık onu okumaz olmuşlar.

İşte Şâfiîler bu hadisle istidlal ederek: «radâ» hükmü çocuğu ayrı ayrı zamanlarda doyuncaya kadar beş defa emzirmekle sabit olur.» demişlerdir. Yani onlara göre beş defa emmenin radâ' hükmünü isbât ettiğini bildiren âyetin tilâveti neshedilmişse de hükmü bâkîdir. Bu mesele:

«İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zinâ ederlerse onları hemen recmedin!» âyetine benzer. Mezkûr âyetin dahi tilâveti neshedilmiş; fakat hükmü bakidir. Hattâ Hazret-i Âişe (radıyallahü anha)'nin:

«Bu hüküm benim yatağımın altında bulunan bir sahîfede vazıh idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dünyadan gidince biz onu techiz-u yekfîm ile meşgul olurken tavuklar girerek bu sahîfeyi yemişler.» dediği rivâyet olunur.

Hanefîler'den Kemâl b. Hümam (788-861). «Fethû'l-Kadîr- adlı eserinde Şafiîler'in bu istidlaline cevap vermiş; âyetin yalnız tilâveti değil, hükmü de nesh edildiğini bildirmiştir.