Geri

   

 

 

 

İleri

 

21- Kadının Sırrını İfşa Etmenin Haram Kılınması Bâbı

3615- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. Dedi ki: Bize Mervân b. Muâviye, Ömer b. Hamzete'l-Ömerî'den rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Abdûrrahman b. Sad rivâyet etti.

(Dedi ki): Ebû Saîd-i Kud-rî'yi şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şübhesiz ki kıyâmet gününde Allah ındinde mevkii en kötü olacak insanlardan biri, karısı İle haşır neşir olup da sonra onun sırrını yayandır.» buyurdular.

3616- Bize Muhammed b. Abdülah b. Numeyr ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Üsâme, Ömer b. Hamza'dan, o da Abdurrahman b. Sad'dan naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Ebû Saîdi Hudrî'yi şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şübhesiz ki kıyâmet gününde Allah ındinde emanete hiyanetin en büyüklerinden biri, kan ile koca beraberce haşır neşir olduktan sonra, kocasının kadının sırrını yaymasıdir.» buyurdular.

İbn Nûmeyr: «Emaneti hiyanetin en büyüğü» demiştir.

NaMr ulemâsı hayır ve şer kelimelerinin ismi tafdıl hallerinde «Ay-yer» ve «Eşer» okunmalarını tecviz etmemişlerse de birçok hadîslerde bu kelimeler burada olduğu gibi, «Ahyer» ve «Eşer» diye rivâyet olunmuşlardır. Bu da gösteri ki, mezkûr kelimeleri ismi tefdıl hallerinde iki verinle okumak caizdir.

Karı ile kocanın haşir neşir olması cinsî münâsebetten kinayedir.

Hadîsin ikinci rivâyetindeki: «Emaneti hiyanetin en büyüklerinden biri» ifadesinden muzaf hazf edilmiştir. Hazfedilen muzaf «Hıyanet» kelimesidir.

Hadîs-i şerîf erkeğin karısı ile aralarında geçen cinsî münasebet hususâtını tavsif etmesinin ve bu babda tafsilât vererek kadının neler konuştuğunu ve neler yaptığını anlatmasının haram kılındığına delildir. Fakat mücerred cinsî münasebet lâfı etmek haram değilse de ihtiyaç yokken konuşulması yine de mekruhdur. Çünkü mürüvvet ve ahlâka mugayirdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz:

«Her kim Allah'a ve âhiret gününe îman ederse, ya hayr söylesin, ya sussun» buyurmuşlardır.

Cinsî münasebet lâfı etmek için ihtiyaç olur veya bundan bir fayda umulursa o zaman bu hususta lâf etmenin bir keraheti yoktur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ebû Talha’ya: «Bu gece gelin güvey oldunuz mu?» diye sormuş; «Bunu şu zevcemle biz de yapıyoruz» buyurmuştur.