6- Din Kardeşi İzin Vermedikçe Yahut Vaz Geçmedikçe Onun Dünürlüğü Üzerine Dünür Göndermenin Haram Kılınması Bâbı 3520- Bize Kutaybetü'bnû Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Bize İbn Rumh dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Nafi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi: «Biriniz diğerinin satışı üzerine satış yapmasın. Ve biriniz diğerinin dünürlüğü üzerine dünür göndermesin.» buyurmuşlar. 3521- Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. El-Müsennâ hep bîrden Yahya El-Kattân'dan rivâyet ettiler. Züheyr (Dedi ki): Bize Yahya, Ubeydûllah'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Nâfi, İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den naklen haber verdi. Efendimiz: «Bir kimse din kardeşinin satış; üzerine satış yapmasın; din kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür de göndermesin. Ancak kendisine izin verirse o başka» buyurmuşlar. 3522- Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Aliyyi'bnû Müshir, Ubeydûllah'dan bu isnadla rivâyette bulundu. 3523- Bana bu hadîsi Ebû Kâmil El-Cahderî dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd rivâyet etyi. (Dedi ki): Eyyûb, Nâfi'den bu isnadla rivâyette bulundu. Bu hadîsi Buhârî «Nikâh» ve «Büyuu'» bahislerinde tahric etmiştir. Hitfce: Dünür göndermek, evlenmek için bir kimsenin kızını istemektir. Cuma, bayram ve haceda. keza nikâh akdinden önce yapılan hamdüsenâ, salâtü selâm-ı mütezammm konuşmalara hutbe denilir. Hadîs-i şerif de zikredilen kardeşten murâd umumîdir. Neseben kardeşe olduğu gibi, süt kardeşe ve din kardeşine de şâmildir. Hadîs-i şerif din kardeşinin satışı üzerine satış yapmanın; dünürlüğü üzerine dünür göndermenin memnu' olduğuna delildir. Satış üzerine satış yapmak, muhayyerlik şartı ile bir şey satın alan kimseye: «Bu alış verişi boz, bu malı ben sana daha ucuza satacağım» gibi sözlerle olur. Ulemâdan bazıları dünür üzerine dünür gönderme hususundaki nehyin bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından nesh edildiğini söylemişlerdir. Filvaki' Muâviye ile Ebû Cehm (radıyallahü anh) Fâtıma binti Kays ile evlenmek istemişler; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona Hazret-i Usâme ile evlenmesini teklif etmişti. Fakat cumhûru fukahâ'ya göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu dünürlüğü nehiden önceye aittir. Binâenaleyh bu babdaki nehi mensûh değildir. Nevevî diyor ki: «Bu hadîsler, dîn kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür göndermenin haram kılındığını beyân hususunda açık delillerdir. Eğer kız tarafı sarahaten kabul etmiş ve kızı isteyen bundan vaz geçmemiş; başkasına da onu istemek için izin vermemişse, başkasının o kıza dünür göndermesi bütün ulemâya göre haramdır. Bu takdirde o kızı İsteyip evlenirse âsî olur. Fakat nikâh sahihtir; fesh edilmez. Bizim mezhebimiz ve cumhûru ulemânın mezhepleri budur. Dâvûd-u Zahirî bu nikâhın feshine kaaildir. İmâm Mâlik'den her iki mezhebe uyan iki kavl rivâyet olunmuştur. Mâlikîler'den bir cemâate göre zifâfdan Önce ise bu nikâh fesh edilir; zifâfdan sonra feshedilmez. Kız tarafı evlenme teklifini sarahaten değil de ta'riz suretiyle kabul ederse ikinci dünürlüğün haram olup olmayacağı hususunda İmâm Şafiî'den iki kavl rivâyet olunmuştur. Bunların esâh olanına göre ikinci dünürlük haram değildir.» Ta'rîz suretiyle kabul: «Senden geçilmez», «Sen ayın atacak adam değilsin» gibi sözlerle olur. Bu hususta Hanefîler'le Mâlikîler'de Şâfiîler'le beraberdir. Kız tarafından kabul veya red yoksa ikinci dünürlük caizdir. Bazıları hadîsdeki nehyi, kadının birinci talibi ile evlenmeye rızâ göstermesi hâline atfetmişlerdir. İmâm Mâlik'in «El-Muvattâ»ın-da dahi nehî bu şekilde tefsir edilmiştir. Şu halde iki taraf rızâ gösterip mehir üzerinde anlaşmaya varmadıkça, başkasının o kadını istemesinde beis yoktur. Medîneliler'le Iraklılar’ın mezhepleri de budur. İbn'l-Kâsım hadîsdeki nehiyden dâmad namzedinin fâ-sik olmasını istisna etmiştir. Ona göre birinci namzed fâsik olursa, o ka-dını başkası isteyebilir, Evzâî'nin mezhebi de budur. Fakat bu kavil cumhûrun mezhebine muhaliftir. Bu babdaki hadislerin muklezasına göre damad namzedinin salih veya fâsık olması hükmen müsavidir. Nevevî: «Sahih olan da budur» diyor. Kız tarafından birinci namzede sarahaten red cevabı verildiği takdirde ikinci namzed bunu bilmese bile dünür göndermesi haram değildir. Kızı istemek için birkaç yerden aynı zamanda taleb vaki olması da caizdir. Hanbeliler'den bu hususta iki rivâvet vardır. 3524- Bana Amrû'n-Nâkıd ile Zûheyr b. Harb ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Zübeyr (Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zühri’den, o da Saîd'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şehirlinin köylü nâmına mal satmasını, satıcıların müşteriyi aldatmak için fiat yükseltmelerini, bir kimsenin din kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür göndermesini veya onun satışı üzerine satış yapmasını nehyetmiş ve: Kadın, kız kardeşinin kabindakini yahut tabağındakini boşaltmak için onun boşanmasını istemesin, buyurmuşlar. Amr kendî rivâyetinde: «Bir kimse kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık da yapmasın» cümlesini ziyâde etti. 3525- Bana Harmaletü'bnû Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana Saîd b. El-Müseyyeb rivâyet etti ki, Ebû Hüreyre şunu söylemiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Fİat yükseltmeyin! Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Şehirli köylü namına mal satmasın! Bir kimse kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür göndermesin! Kadın da başka bir kadının kabındakini boşaltmak için onun boşanmasını istemesin!» buyurdular. 3526- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdulâ'lâ rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Rafi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrazzâk rivâyet eyledi. Her iki râvi Ma'mer'den, o da Zûhri'den bu isnâdla yukarki hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. Ancak Mâmer'in hadîsinde: «Bir kimse kardeşinin satışı üzerine arttırma yapmasın» cümlesi de vardır. 3527- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr hep birden İsmail b. Ca'fer'den rivâyet ettiler. İbn Eyyûb (Dedi ki): Bize İsmail rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Alâ', babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir müslüman, kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın, onun dünürlüğü üzerine dünür de göndermesin!» buyurmuşlar. 3528- Bana Ahmed b. İbrahim Ed-Devrakî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdûssamed rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Alâ' ile Süheyl'den babalarından, onlar da Ebû Hüreyre'den. o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet eyledi. H, Bize bu hadisi Muhammed b. El-Müsenna da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdûssamed rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, A'meş’den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyette bulundu. Şu kadar var ki, bu râviler: «Kardeşinin pazarlığı ve kardeşinin dünürlüğü üzerine» tâbirlerini kullanmışlardır. 3529- Bana Ebû't-Tâhir rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb, Leys ile başkasından, onlar da Ebû Habib'den. o da Abdurrahman b. Şumâse'den naklen haber verdi ki, Abdurrahman Ukbetü'bnû Âmir'i minber üzerinde şunları söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Mü'min mü'minin kardeşidir. Binâenaleyh bir mü'min için kardeşinin satışı üzerine satış yapması ve o vazgeçmedikçe dünürlüğü üzerine dünür göndermesi helâl değildir.» buyurdular. Şehirlinin köylü nâmına mal satması, köylünün geçer fiatla satmak için getirdiği malı ona vekâlet etmek şartiyle elinden alarak yüksek fiatla tedricen satmasıdır, Neceş: Taleb olmadığı halde sırf müşteriyi aldatmak ve onu satın almaya teşvik için malın fiatmı yükseltmektir. Pazarlık üzerine pazarlığın memnu' olan şekli satıcı ile alıcının fiat üzerinde anlaşmaya vararak tam akd yapacakları sırada araya başkasının girmesi ve o malın fiatıni yükseltmesidir. tâbiri bütün nüshalarda bu şekilde rivâyet olunmuştur. Ve her ikisinin'babası mânâsına gelir. Halbuki Alâ' ile Sühey' bir babanın oğulları değildir. Binâenaleyh bu tâbir yanlış ar. Doğrusu olacaktır. Fakat Kâdi Iyâz ile başkaları şeklinde okumak şartiyle bunun da doğru olacağını söylemişlerdir. Çünkü Araplardan kelimesinni tesniyesini «Ebânî» şeklinde okuyanlar da olmuştur. «Bir müslüman, kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın»cümlesînden «Ama kâfirin pazarlığı üzerine pazarlık yapabilir" mânâsı çıkarılmamalıdır. Çünkü mefhumu muhalife itibar yoktur. Hadisde müslüman in zikredilmesi ekseri ahvalde müslüman. müslümandan ahş-veriş yaptığı içindir. Yoksa bu hükümde müslümania kâfir müsavidir. Ve kâfirin pazarlığı üzerine pazarlık da caiz değildir. |