Geri

   

 

 

 

İleri

 

4- Bir Kadının Halası veya Teyzesiyle Bir Nikah Altında Toplamanın Haram Kılınması Babı

3502- Bize Abdullah b. Meslemete’l-Ka'nebİ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mâlik, Ebû'z-Zinat'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre’den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Bir kadınla halası ve yine bir kadınla teyzesi bir nikâh altında toplanamaz.» buyurdular.

3503- Bize Muhammed b. Rumh b. El-Mûhâcir rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Irak b. Mâlik'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dört kadının bir nikâh altında toplanmasını (yani) bir kadınla onun halasını ve yine bir kadınla onun teyzesini beraberce nikâh etmeyi nehiy buyurmuş.

3504- Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdûrrahman b. Abdilazîz rivâyet etti. (Müslim der ki, İbn Mesleme, Ebû Umâmete'bni Sehl b. Huneyfin neslinden Medîneli bir Ensârîdir.) o da İbn Şihâb'dan, o da Kabîsatü'bnû Züeyb'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i:

«Hala kardeş kzı üzerine, kız kardeş kızı da teyze üzerine nikâh edilemez.» buyururken işittim.

3505- Bana Harmelîetü'bnû Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbnİ Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İfeni Şîhâb'dan naklen habeı verdi.

(Dedi ki): Bana Kabîsatü'bnû Züeyb el-Kâ'bî haber verdi. Kendisi Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) erkeğin bir kadınla onun halasını ve bir kadınla onun teyzesini bir nikâh altında toplamasını yasak etti.»

İbn Şibah: «Biz kadının babasının teyzesi île babasının halasını da aynı hükümde olduğunu zannediyoruz.» demiş.

3506- Bana Ebû Ma'n Er-Rakâşî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hâlid b. Haris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişam? Yahya'dan naklen rivâyet etti ki, Yahya kendisine Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen yazmış. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bir kadın halasının ve teyzesinin üzerine nikah edilemez» buyurdular.

3507- Bana İshâk b. Mensur rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydûllah b. Mûsa, Seyhan'dan, o da Yahya'dan naklen rivâyet eyledi.

(Dedi ki): Bana Ebû Seleme rivâyet etti. Kendisi Ebû Hüreyre'yi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu» derken işitmiş. Râvî bu hadîsi yukardaki hadîs gibi rivâyet etmiştir.

3508- Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Usâme, Hişam'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet eyledi. Efendimiz:

«Bir adam din kardeşinin dünürlüğünün üzerine dünür göndermez. Dîn kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlığa girişmez; kadın halasının ve teyzesinin üzerine nikâh edilemez. Kadın kız kardeşinin kabını boşaltmak İçin önün boşanmasını isteyemez. Kadın isteyene varmalıdır. Onun nasibi ancak Allah'ın kendisine takdir ettiği şeydir.» buyurmuşlar.

3509- Bana Muhriz b. Avn b. Ebî Avn rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Aliyyü'bnü Müshir, Öavûd b. Ebî Hind'den, o da İbnİ Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet eyledi. Ebû Hüreyre şöyle dedi:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadının halası veya teyzesinin üzerine nikâh edilmesini yahud kadının kız kardeşinin kabında olanı boşaltmak için onun boşanmasını istemesini yasak etti. Zîra Allah (Azze ve celle) onun rızkını verir.»

3510- Bize Msihammed b. el-Müsennâ ile İbn Beşşâr ve Ebû Bekr b. Nâfi' rivâyet ettiler. Lâfız İbn'l-Müsennâ ile İbn Nâfi'indir. (Dediler ki): Bize İbn Ebû Adiyy, Şu'be'den, o da Amr b. Dinar'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Ebû Hüreyre şöyle dedi:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kadınla halasının ve bir kadınla teyzesinin bir nikâh altında toplanmasını yasak etti.»

3511- Bana Muhammed b. Hatim rivâyet eti.

(Dedi ki): Bize Şebâbe rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Verkaa', Amr b. Dinar'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet eyledi.

Bu hadîsi Buhârî ile Ebû Davûd, Tirmizî, Hazret-i Ebû Hüreyre'den diğer Kütübü Sitte sahihleri İbni Abbâs ile Câbir (radıyallahü anh)'dan rivâyet etmişlerdir. Tirmizî onu tahric ettikten sonra: «İbn Abbâs ve Ebû Hüreyre hadîsi sahîhdir.» demiş. Bu babda İbn Ömer, Ali, Abdullah b. Amr, Ebû Saîd, Ebû Ümâme, Câbir, Âişe, Ebû Mûsa ve Semratû'bnû Cündeb Hazerâtından da hadîsler rivâyet edildiğini söylemiştir. Bunların bâzılarını İmâmı Ahmed, İbn Ebî Şeybe, İbn Mâce , Buhârî ve Taberâni tahric etmişlerdir.

İbn Abdilberr bazı hadîs ulemâsının bu hadîs hakkında: «Ebû Hüreyre rivâyetinden maada müsned olarak bunu kimse nakîetmemiştir.» dediğini nakletmişse de hadîsin Hazret-i Ebû Hüreyre rivâyetinden başka biri İbn Abbâs diğeri Câbir (radıyallahü anh)'dan olmak üzere iki müsned rivâyeti daha vardır. İbn Abbâs rivâyetini Tirmizî tahric etmiş ve hasen sahih olduğunu söylemiştir. Hazret-i Câbir rivâyeti Buhârî'dedir. Bu hadîsin diğer bir rivâyetini de sahih şartıyla Hazret-i Câbir'den Nesâî tahric etmiştir. Ancak râvileri arasında müdellis bulunduğu için ihticâca elverişli görülmemiştir cümleleri bütün nüshalarda burada olduğu gibi merfuz şekilde rivâyet edilmiştir. «Erkek kardeşinin dünürlüğü üzere dünür göndermez; onun pazarlığı üzerine pazarlığa da girişmez.» mânâlarına gelen bu cümlelerin lâfızları her nekadar haberce de maksad bu işlerden nehîdir. Haber cümlesi nehi hususunda daha baliğdir. Çünkü yasak edilen bir şeye bâzan fiilen muhalefet edenler olur. Fakat şârih hazretlerinin verdiği bir haberin hilafı asla vaki olamaz. Bu cümleler: «Mezkûr nehiy için yüzde yüz vücub ifade eden haber muamelesi yapın» takdirindedir.

Pazarlık üzerine pazarlıkdan murad tam alış-veriş biterken araya girerek fiatı artırmaktır. Anlaşmayı bozduğu için bu hareket memnu'dur Fakat satıcı malını müşteriye arz ettikden sonra henüz anlaşmaya yaklaşmadan başka bir müşterinin araya girerek o mala fazla fiat vermesinde bir beis yoktur.

«Kadın kız kardeşinin kabını boşaltmak için onun boşanmasını isteyemez» cümlesinden murâd ecnebi bir kadının bir erkeğe karısını boşattırarak onunla kendisi evlenmek ve o kadının nafaka vesaire gibi şeylerinden kendisi istifade etmek istemektir. Bu mânâ mecazen «kabını boşaltmak» tabiriyle ifade olunmuştur.

Kız kardeşten murâd; kendinden başka kadınlardır. Neseben kız kardeşi olmakla dînen kız kardeşi yâhud kâfir bir kadın arasında bu hususta fark yoktur.

İbn Esîr: «Bu söz kadının ortağını boşatmak istediği vakit onun hakkını kendine verdirmek istemesi hususunda bir temsildir» diyor. Hâsılı bir kadının kendisi varmak için erkeğe karısını boşama teklifinde bulunması memnu'dur. Nitekim hadîsin sonunda:

«Kadın kendini isteyenle evlensin. Çünkü onun nasibi ancak Allah'ın takdir ettiği şeydir.» buyurulmuştur.