Geri

   

 

 

 

İleri

 

73- Haccın Ömürde Bir Defa Farz Oluşu Bâbı

3321- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd fo. Hârûn rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Rabr b. Müslim El-Kuraşî3 Muhammed b. Ziyâd'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Ebû Hüreyre şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize hutbe okuyarak:

— Ey cemaat! Allah size haca farz kılmıştır. Binâenaleyh hacc edin! buyurdular. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkarak:

— Her sene mi ya Resûlallah? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sükût buyurdu. Hattâ o zât sözünü üç defa tekrarladı. Nihayet:

— Evet desem (her sene) vâcib olur. Siz de buna güç yetiremezsiniz buyurdu ve şunu ilâve etti:

— Ben sîzi bıraktığım müddetçe siz de beni bırakın. Sizden önce geçenler ancak çok sual sormaları ve Peygamberleri hakkında ihtilâfa düşmeleri sebebiyle helâk olmuşlardır. Ben size bir şey emrettim mi ondan gücünüzün yettiği kadarını yapın! Bİr şeyden sîzi men ettim mi onu derhal bırakın!» ,

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü'l-i'tisâmBda tahrîc etmiştir. Yalnız onun rivâyetinde hadîsin baş tarafı zikredilmemiş:

«Ben sizi bıraktığım müddetçe siz de beni bırakın» cümlesinden itibaren geri kalan kısmı biraz lâfız değişikliği ile nakledilmiştir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e suâl soran zât Akra' b. Habis'tir. Nitekim hadîsin bir rivâyetinde ismi tasrîh edilmiştir.

Usûl-ü Fıkıh ulemâsı, mutlak emrin tekrar iktizâ edip etmiyeceği hususunda ihtilâf etmişlerdir. Bu hususta dört mezhep vardır.

1) Mutlak emir umûm ve tekrar iktizâ eder.

2) Umûm ve tekrar iktizâ etmez. Lâkin bunlara ihtimâli vardır. İmâm Şafiî'nin mezhebi budur.

Nevevî diyor ki: «Ulemâ-mızca sahîh olan kavle göre emir tekrarı iktizâ etmez. İkinci kavle göre tekrarı iktiza eder. Üçüncü bir kavle göre bir defadan fazlası hakkında beyâna ihtiyâç vardır. Binâenaleyh tekrarı iktizâ ettiğine ve etmediğine hükmolunamaz. Tevakkuf olunur. Bu kavlin sahipleri Bâbımız hadîsiy-le istidlal etmişlerdir. Çünkü mutlak emir tekrarı yahut adem-i tekrarı iktizâ etseydi Hazret-i Akra' Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sormazdı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dahi kendisine: Suâle hacet yok. Mutlak emir su mânâya hamledilir, cevâbını verirdi. Emrin tekrar iktizâ ettiğini söyleyenler Hazret-i Akra’ın meseleyi ihtiyâtan ve îzâ-hat almak için sorduğunu iddia ederler.»

3) Hanefîye ulemâsından bâzılarına göre mutlak emir tekrar icâb etmez. Lâkin bir şarta muallâk olur veya bir vasfın sübütuyla mu-kayyed bulunursa tekrar ifâde eder.

4) Hanefîler'in ekserisi tarafından ihtiyar edilen sahih mezhebe göre mutlak emir umûm ve tekrar iktizâ etmez. Onlara ihtimâli de yoktur. Namaz, oruç ve zekât gibi ibâdetlerin tekerrür etmesi sebeplerinin tekerrüründen dolayıdır. Haccın sebebi olan Beyt-i Şerif tekerrür etmediği için ömürde bir defa îfâ etmekle bu babdaki emir yerini bulur.

Marûdî , Hazret-i Akra'in suâli üzerinde şu müteâlâda bulunmuştur: «Hacc lûgatta kasıt mânâsına gelir. Lügat itibariyle bunda tekerrür vardır. Binâenaleyh Hazret-i Akra' bu cihete bakarak haccın her sene tekerrür etmesine ihtimâl vermiş olabilir. Lügat ulemâsından naklettiğimiz bu mânâya bakarak Bazıları ömre'nin vâcib olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre hacc emri lügat ve iştikak itibariyle tekrar iktizâ eder. Halbuki ulemâ haccın ömürde bir defa farz olduğuna icmâ akdetmişlerdir. Binâenaleyh lügat itibariyle tekrar ifâde eden bu emir öm-renin vâcib olmasını iktizâ eyler.»

Yine Usûl-ü Fıkıh ulemâsına göre bir şeyden nehy o şeyi devam üzere bırakmayı iktizâ eder. Binâenaleyh Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in:

«Sizİ bir şeyden nehyettim mi onu derhal bırakın» sözü ıtlâkı üzere bırakılır. Bundan yalnız zaruret hâli müstesnadır.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Ben sizi bıraktığım müddetçe siz de benî bırakın...» buyurmakla «size bir şey emir veya nehiy etmediğim müddetçe siz de beni bırakın. Bir şey sormayın» yahut «Bir mesele hakkında inceden inceye tafsilât istemeyin. Çünkü bu işin sonu Benî İsrâil'in helâki gibi kötü bir neticeye varabilir» demek istemiştir. Filvaki Allahü teâlâ hazretleri bir sığır kesmelerini Benî İsrail'e emir buyurmuştu. Emre ita-atla herhangi bir sığırı kesseler emir yerini bulurdu. Fakat onlar Öyle yapmadılar. Kesilecek hayvanın rengi nasıl, yaşı kaç olacak gibi birçok sualler sordular. Onların bu isyankâr suallerine karşı Allahü teâlâ hazretleri de kendilerine şiddet gösterdi ve bu yaptıklarından dolayı onları zemmeyledi.