Geri

   

 

 

 

İleri

 

72- Sabinin Haccının Sahih Olması ve Onu Hacc Ettirenin Ecri Bâbı

3317- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İbn Ebî Ömer hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Ebû Bekr dedi ki: Bize Süfyân b. Uyeyne, İbrahim b. Ukberden, o da İbn Abbâs’ın azadlısı Küreyb'den, o da İbn Abbâs'tan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ravha'tfa bir deve kervanına rastlayarak:

— Siz kimsiniz? diye sormuş.

— Müslümanlarız! cevâbını vermişler. Onlar da:

— Sen kimsin? diye sormuşlar. Fahr-i Kâinat Efendimiz:

Resûlüllah'ım! buyurmuşlar. Onun üzerine bir kadın ona bir çocuk arzederek:

— Bunun için hacc var mıdır? demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Evet! Sana da ecir (vardır)» buyurmuşlar.

3318- Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsâme, Süfyân'dan, o da Muhammed b. Ukbe'den, o da Küreyb'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi:

«Bir kadın çocuğunu arzederek:

— Ya Resûlallah! Bunun için hacc var mıdır? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Evet! Sana da ecir (vardır)» buyurdular.»

3319- Bana Muhammedü'bnü’l-Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrahmân rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân İbrahim b. Ukbe'den, o da Küreyb'den naklen rivâyet eyledi ki, bir kadın bir sabi erz-ederek:

— Ya Resûlallah! Bunun için hacc var mıdır? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Evet! Sana da ecir (vardır)» buyurmuşlar.

3320- Bize İbn'l-Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrahmân rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân, Muhammed b. Ukbe'den, o da Küreyb'den, o da İbn Abbâs'dan naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.

Bakb: Hassaten deve sahipleri mânâsına gelir. Esâs itibariyle on ve daha aşağı adette kullanılır.

Ravha: Medîne-i Münevvere'ye otuz altı mil mesafede bulunan bir yerdir. Kâdî Iyâz: «İhtimâl bu karşılaşma geceleyin olmuş da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i tanıyamamışlar. Yahut gündüz olmuş, fakat onu daha evvel görmedikleri için bilememişlerdir...» diyor.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: «Sana da ecir vardır» sözünden murâd, çocuğu taşıdığı ve ihrâmlıya kaçınılması lâzım gelen şeylerden koruyarak ona ihrâmlı muamelesi yaptırdığı için kadının sevap kazandığını anlatmaktır.

Nevevî diyor ki: «Ulemâmızca sahîh olan kavle göre çocuk nâmına ihrama girecek olan velî, malı hususunda ve-Hlik yapacak olan babası veya dedesi yahut vasi veya hâkim tarafından tayin edilen kayyım yahut bizzat hâkim veya İmâmdır. Annesinin çocuk nâmına ihramı sahîh değildir. Meğer ki, vasisi veya hâkim tarafından tâyin edilmiş kayyımı olsun. Bazıları anne ve asabe olan akrabanın mal hususunda velî olmaları caiz olmasa bile çocuk nâmına ihrama girebileceklerini söylemişlerdir. Bütün bunlar mümeyiz olmayan küçük çocuk hakkındadır. Mümeyyiz olan çocuğa velîsi izin verir ve çocuk kendisi ihrama girer. Velisinin izni olmadan çocuk ihrama girer yahut onun nâmına velî niyet ederse esah olan kavle göre hacc sahîh değildir. Mümeyyiz olmayan çocuk için velînin ihrama girmesi, kalbiyle bu çocuğu ihrâmlandırdım diye niyet etmek suretiyle olur.»

Hadîs-i şerîf küçük çocuğun haccının sahîh olduğunu delildir. İmâm Mâlik, İmâm Şafiî, İmâm Ahmed ve cumlı»ûr-u ulemâ'ya göre çocuğun haccı mün'akıd ve sahihtir. Yalnız nafile yerine geçtiği için âkil baliğ olduktan sonra imkân bulduğu takdirde hac etmesi lâzım gelir. İmâm-ı A'zam'm: «Çocuğun haccı sahîh değildir» dediği rivâyet olunmuştur. Kâdî İyâz diyor ki: «Çocuklara hacc ettirmenin cevazı hususunda ulemâ arasında ihtilâf yoktur. Bunu yalnız bid'at taifelerinden biri caiz görmemişse de onların kavillerine itibar olunmaz. Hattâ bu kavil Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabının fiilleri ve keza icmâ-ı ümmetle reddedilmiştir. Ebû Hanîfe'nin hilafı çocuğun haccı mün'akıd olup da üzerine hacc ahkâmı ve fidye, ceza kurbanı gibi mükelleflere mahsus şâir ahkâmın terettûb edip etmemesi husûsundadır. Ebû Hanîfe bunların hiçbirini kabul etmiyor ve çocuğun fidye vesâireyi icâb edecek hâllerden sakındırılmasının ta'îîme alıştırmak için yapıldığını söylüyor. Cumhûr ise: Bu hususta çocuğa hacc ahkâmı carîdir. Onun haccı nafile olarak mün'akıddır, diyorlar. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğun haccını takrir buyurmuştur. Ulemâ bu haccın çocuk baliğ olduktan, sonra farz olacak hacc yerini tutmayacağında müttefiktirler. Yalnız bir fırka şuzûz göstererek çocuğun hacci farz olan hacc yerini tutar demişlerse de ulemâ bunların kavilerine iltifat etmemişlerdir.»