Geri

   

 

 

 

İleri

 

50- Cemre-i Akabe'de Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekke'yi Soluna Almak ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı

3191- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezid'den naklen rivâyet etti. Abdurrahmân Şöyle dedi:

«Abdullah b. Mes'ûd, Akabe cemresinde vadinin içinden yedi ufak taş attı. Her taşı atarken tekbîr alıyordu. Kendisine:

— Bâzı kimseler taşları vadinin üstünden atıyorlar! dediler. Abdullah b. Mes'ûd:

— Kendinden başka İlâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı burasıdır; dedi.»

3192- Bize Mincâb b. Haris Et-Temîmî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Müshir, A'meş'den naklen haber verdi.

(Dedi ki): Ben Haccâc b. Yûsuf'u minber üzerinde hutbe okuyarak şöyle derken işittim;

«Kur'ân'ı Cibrîl'in sıraladığı gibi sıraya koyun! (Evvelâ) içinde Bakara zikredilen sûre. (sonra) içinde Nisa zikredilen sûre ve içinde (daha sonra) Âl-i Imrân zikredilen sûre (okunmalı) dir.

Sonra ben, İbrahim'e rastlayarak Haccâc'ın sözünü kendisine haber' verdim, İbrâhîm ona şetmetti ve şunu söyledi:

— Bana Abdürrahmân b. Yezîd anlattı ki kendisi Abdullah b. Mes'-ûd ile berâbermiş. Cemre-i Akabe'ye gelerek vadiye girmiş. Vadiye yandan girmiş ve orada vadinin içinden yedi taş atmış. Her taşı atarken tekbîr alıyormuş.

İbrâhîm (sözüne devamla) dedi ki: Ben:

— Yâ Ebâ Abdirrahmân! Başkaları bu taşları vadinin üstünden atıyorlar! dedim; İbn Mes'ûd (radıyallahü anh):

— Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur; dedi.»

3193- Bana Yâkûb-u Devrakî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Ebî Zâîde rivâyet etti. H.

Bize İbn EH Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân rivâyet etti.

Bunların ikisi birden A'meş'den rivâyet etmişlerdir.

(Dedi ki):

«Ben, Haccâc'ı:

— Bakara sûresi demeyin!..» derken işittim. İbn Ebî Zaide İle Süfyân, hadîsi İbn Müshir hadîsi tarzında rivâyet etmişlerdir.

3194- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Gunder, Şu'be'den rivâyet etti. H.

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şube, Hakem'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen rivâyet etti. Abdurrahmân, Abdullah ile birlikte haccetmiş.

(Dedi ki);

«Abdullah, Cemrede yedi ufak taş attı; Beyt-i şerifi soluna, Mina'yı da sağına aldı. Ve:

— Kendisine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur! dedi.»

3195- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be bu isnâdla rivâyette bulundu. Yalnız o:

— «Cemre-i Akabeye gelince...» dedi.

3196- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû'l-Muhayyât rivâyet etti. H.

Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Yala, Ebû’l-Muhayyât'dan, o da Selemetü'bnü Süheyl'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen hat er verdi. Abdurrahmân Şöyle dedi:

«Abdullah'a, bâzı kimselerin cemreye, Akabenin Üzerinden taş attıklarını söylediler. Abdullah ise taşları vadinin içinden attı. Sonra şunu söyledi:

— Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zât, onları buradan atmıştır.»

Bu hadîsi Buhârî «Haco bahsinin bir-iki yerinde, Ebû Dâvûd , Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce dahi «Hacc» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

Ebû -A'b dir rahman: Hazret-i Abdullah b. Mes'ûd'ün künyesidir.

Hazret-i Abdullah'ın hiç bir sebep yokken yemîn etmesi, sözünü, te'kîd içindir. Abdurrahmân b. Yezîd'in söylediklerini işitince halkın vadinin üstünden taş atmaları gücüne gitmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in fiiline muhalif olan bu işi şiddetle reddetmiştir.

Bütün Kur'ân sûreleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e indirildiği hâlde İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)’in yemininde yalnız Bakara sûresini anması: Hacc ibâdetlerinin ekserisi bu sûrede olduğu içindir.

İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) bu sözüyle: «Kendisine Hacc menâsikî indirilen ve şeriatın me'hazi olan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) taşlan işte buradan attı. Ona tabî olmak daha lâyıktır.» demiş gibidir.

Hadîsin ikinci rivâyetinde A'meş'in «Haccâc'dan işittim.» diyerek'yaptığı rivâyet, onun hatâsını göstermek içindir. Yoksa ondan hadîs -rivâyet etmek istememiştir. Çünkü Haccâc buna ehil değildi.

Haccâc’ın hatâsı «Sûre-i Bakara, Sûre-i Nisa ve Sûre-i Âl-i İm-rân.» demeyip; «içinde Bakara zikredilen sûre, içinde Nisa zikredilen sûre ilâh...» şeklinde konuşmasıdır.

Bilâhara A'meş bunu İbrahim Nehaî'ye haber vermiş; İbrahim , Haccâc'a söverek hatâsını göstermiş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in güzîde ashabından Abdullah b. Mes'ûd hazretlerinin dahi:

«Sûre-i Bakara.» dediğini isbât etmiştir.

Kâdi İyâz diyor ki: «Eğer Haccâc (Kur'ân'ı Cibrîl'in sıraladığı gibi sıraya koyun!) sözünden muradı: Âyetleri her sûreye bugün Mushaf'ta olduğu şekilde dizin, demek ise zâten icnıâ-ı müs-limîn ile sabittir ki âyetleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz te'lîf ve tertîb buyurmuşlardır. Şayet sûrelerin tertibini kastediyorsa fukahâ ile kurrâdan bâzılarının kavilleri bu merkezdeyse de muhakkılardan bir cemâat bunu kabul etmemiş:

«Sûrelerin tertibi, tevkîfî değil; ümmetin içtihadı ile olmuştur.» demişlerdir.

Ebû’l. Fadl'a göre Haccâc'in Sûre-i Nisâ'yı ÂH İmran sûresinden önce zikretmesi: Sözünden, âyetlerin sırasını kasdettiğine delildir. Çünkü Haccâc , Hazret-i Osman'in Mushafına tabî olur, ona muhalefette bulunmazdı.

Cemre: Ufak taşların toplandığı yerdir.

Cemre-i Akabe den murâd: Büyük cemredir. Bu yer: Mina'nın Mekke tarafındaki hududunda olup Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hicret için Ensârla bey'at akdettiği yerdir.