Geri

   

 

 

 

İleri

 

29- Beyti Tavaf Edip, Sa'y Yapana İhramda Kalmak ve Hille Çıkmamak Lazım Galdiği Bâbı

3060- Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Amr yani İbn Haris, Muhammed b. Abdirrahmân'dan naklen haber verdi ki Iraklı bir adam ona şöyle dedi:

«Benim için Ürvetü'bnü Zübeyir'e sor (bakalım): Bir adam hacc için telbiye getirir de beyti tavaf ederse ihramdan çıkar mı, çıkmaz mı? Şayet: Çıkamaz! derse, sen de ona:

— Ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyor! de.»

Muhammed

Dedi ki: «Bunun üzerine ben, mes'eleyi Urve'ye sordum; Urve:

— Hacc için telbiye getiren, ancak hacc (x bitirmek) ile ihramdan çıkar; cevâbını verdi. Ben:

— Ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyormuş (!) dedim. Urve:

— Ne çirkin söylemiş! dedi.

Müteakiben o adam bana rastlıyarak, sordu; ben de (aldığım cevâbı) kendisine anlattım. (Adam tekrar):

— Sen, ona söyle ki bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yaptığını haber verirdi. Bunu yapmış bulunan Esma ile Zübe-yir'in hâlleri ne olacak? (de!)

Bunun üzerine ben (tekrar) Urve'ye gelerek bunları kendisine söyledim. Urve:

— O adam kimdir? diye sordu.

— Bilmiyorum! dedim.

— Ona ne oluyor da bana gelip bizzat sormuyor? Zannederim bu adam Iraklı olacak! dedi. Ben (yine):

— Bilmiyorum! cevâbını verdim. Urve:

— Bu adam bata etmiş. Evet! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) haccetmiştir. Bana, Âişe (radıyallahü anha) haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke'ye vardığı vakit yaptığı ilk iş abdest alarak beyti tavaf etmek olmuş. Sonra Ebû Bekir de haccetmiş, onun da ilk işi beyti tavaf etmek olmuştur. Bundan sonra bir şey yapmamıştır. Ebû Bekir'den sonra gelen Ömer de böyle yapmıştır. Bilâhara Osman haccetti, onu (gözümle) gördüm; ilk işi beyti tavaf etmek oldu. Sonra başka bir şey yapmadı. (Osman'dan) sonra Muâviye ile Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde haccettiler.) Daha sonra ben, babam Zübeyir b. Avvâm ile birlikte haccettim, onun da ilk işi Beyti tavaf etmek oldu. Ondan sonra başka bir şey yapmadı. Sonraları muhacirlerle Ensârın da böyle yaptıklarını gördüm. Başka bir şey yapmadılar. Bunu yaparken gördüğüm en son zât İbn Ömer'dir. Haccını, omreye bozmadı. İşte İbn Ömer yanlarındadır. Ona sorsalar ya!

Geçenlerden hiç biri Mekke'ye ayak bastıkları vakit beyti tavaftan önce bir şeyden başlamazlar; tavaftan sonra ihramdan da çıkmazlardı. Annem ile teyzemi de görmüşümdür. Mekke'ye geldikleri vakit Beyti tavaftan önce hiç bir şeyden işe başlamazlar, sonra ihramdan çıkmazlardı.

Ama bana, annemin haber verdiğine göre kendisi, kız kardeşi Âişe, Zübeyir, filân ve filân sırf Umreye niyet ederek Mekke'ye gelmişler, rüknü istilâm edince hille çıkmışlar.

O zât, bu hususta sana söylediklerinde hatâ etmiş; dedi.

Bu h;ıdisi Buhârî «Hacc» bahsinin bir-iki yerinde muhtasar ve mufassal olmak üzere tahrîc etmiştir.

Kâdi İyâz cümlesinin bütün nüshalarda bu şekilde rivâyet edildiğini, fakat bunun bir tashîf ve hatâ olduğunu söylemiş:

«Doğrusu (Sonra bu hacc, ömre olmadı.) şeklindedir. Urve'ye soran zât haccın ömreye tebdilini tervîc edenlerin mezhebine göre bu mes'eleyi sormuş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in veda haccında bunu yaptığını delîl göstermiştir. Urvede Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu bizzat kendisi yapmadığı gibi ondan sonra gelenlerin de yapmadığını bildirmiştir.» demişse de Nevevî bu mütâlâayı beğenmemiş ve: «Mes'ele Kâdı'nın dediği gibi değildir. Bilâkis bu cümle hem rivâyeten hem de manen sahihdir. Çünkü (ilk işi beyti tavaf etmek oldu, başka bir şey yapmadı.) sözü ömreye ve şâir hacc fiillerine şâmildir. Bu cümle: (Sonra haccı değiştirip de onu ömreye veya kırana nakletmedi) takdirindedir.» demiştir.

Hadîsin sonundaki: «Rüknü istilâm edince hille çıkmışlar.» cümlesinden murâd: Hazret-i Âişe'den başkalarıdır. Çünkü Âişe (radıyallahü anha) vedâ haccında kırana niyet etmiş; Arafat'ta vakfeden önce rüknü istilâmda bulunmamıştı. Hayzı sebebiyle bayram gününden Önce tavaf da yapamamıştı.

Hazret-i Urve'nin annesi Esma binti Ebî Bekir 'dir.

«Rüknü istilâm edince hille çıkmışlar.» cümlesinden hazf vardır. Maksat tavaf ve sa'yı yapıp saçlarını kısalttıktan sonra ihramdan çıkmış olmalarıdır.

Hazfe sebep, bu husûsatın malûm olmasıdır.

Dâvûdi'nin beyânına göre Hazret-i Osman'a ait olan söz Ur-v e'nin, ondan öncekilere âit olan ise Hazret-i Âişe'nindir,

Ebû Abdilmelik: «Hazret-i Âişe'nin sözü (Sonra başka bir şey yapmadı.) cümlesinde biter.

Ebü Bekir'in haccından itibaren Urve'nin sözü başlar.» demiştir.

Şu hâlde Dâvûdî'nin kavline göre hadis, muttasıl; Ebû Abdilmelik'in kavline göre bâzı yerleri munkatı' demektir.

Çünkü Urve, Hazret-i Ebû Bekir ile Ömer'e yetişmemiştir.

3061- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. H.

Bana Züheyir b. Harb da rivâyet etti. Bu lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Mansûr b. Abdirrahmân, annesi Safiye binti Şeybe'den, o da Esma binti Ebî Bekir (radıyallahu anhüma)'dan naklen rivâyet eyledi. Esma şöyle dedi.:

«İhrama girerek yola çıktık. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Kimin yanında hedy varsa ihramı üzere kalsın! Yanında hedyi olmayan hille çıksın! buyurdular.

Benim yanımda hedy yoktu. Onun için ihramdan çıktım. Zübeyir'in beraberinde hedy vardı. O sebeple o, hille çıkmadı. Ben, elbisemi giydim, sonra dışarı çıkarak Zübeyir'in yanına oturdum. Zübeyir:

— Yanımdan kalk! dedi. Ben:

— Üzerine çullanacağım diye mi korkuyorsun? mukaabelesinde bulundum.

3062- Bana Abbâs b. Abdilazîm El-Anberî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Hişâm Muğîratü'bnü Selemete'l-Mahzûmî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vüheyb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mansûr b. Abdirrah-mân, annesinden, o da Esma binti Ebî Bekir (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet eyledi. Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte hacca telbiye getirerek Mekke'ye geldik...»

Râvi bundan sonrasını İbn Güreye hadîsi gibi rivâyet etmiş; yalnız şunu da söylemiştir:

«Zübeyir:

— Benden uzaklaş! Benden uzaklaş! dedi. Ben de:

— Üzerine çullanacağımdan mı korkuyorsun? mukaabelesinde bulundum.»

3063- Bana Harun b. Suîd El-Eyli ile Ahmed b. İsa rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vüheyb rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bana Amr, Ebû'l-Esved'den naklen haber verdi. Ona da Esma bînti Ebî Bekir'in (radıyallahü anhüma) azatlısı Abdullah rivâyet etmiş ki, kendisi Esmâ'nın Hacûn'dan her geçtikçe:

— «Allah, Resûlüne salât-ü selâm eylesin! Onunla birlikte buraya inmiştik. O gün, bizim heybelerimiz hafif, binek hayvanlarımız az, yiyeceklerimiz de azdı. Ben, kız kardeşim Âişe, Zübeyir, filân ve filân ömre yapmıştık. Beyti istilâm ettiğimiz vakit hille çıkmış, sonra geceleyin hacca telbiye etmiştik.» derdiğini işitirmiş.

Harun, kendi rivâyetinde: «Esmâ’nın azatlısı.» dedi.

»Abdullah» ismini söylemedi.

Bu hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinde tahric etmiştir.

Hazret-i Esma’nın: «Elbisemi giydim» sözünden muradı: Zînetli esvâbı olacaktır. Aksi taktirde ihram hâlinde kadınların dikişli elbise giymesi memnu olmadığı için ihramdan çıkarken mütâd elbise giymelerine hacet yoktur

Hazret-i Esma giyinerek kocası Zübeyir’in yanına oturunca, zübeyir (radıyallahü anh) yanından kalkmamı emretmişti

Hükmü yti A'bi . Selnvtle dokunmak gibi bir şey vukû bulacağından. çekinmesidir.

Hacûn: Mekke’nin yukarısında Harem-ı şerif dâhilinde kalan bir dağdır. Bazıları bunun Hazret-i Ebû Mûsil Eş'ari'ye ait evin karşısındaki mezarlık olduğunu söylerler.

Bu yer, Mekke’ye birbuçuk mil mesafededir.

Vâkıdi'nın rivâyetine göte bu yere evvelâ Kusayy b. Kılab defnedilmiş, ondan sonra kabristan hâline gelmiştir.

Bâbımızın Safiyye binti Şeybe rivâyeti ile Hazret-i Esmâ'nın azatlısı Abdullah’ın rivâyetleri birbirine muhalif görünmektedir. Çünkü Safiye rivâyetinde Hazret-i Zübeyir'in yanında hody bulunduğu için ihramdan çıkmadığı: Abdullah rivâyetinde ise Beyti tavaf ettikten sonra ihramdan çıktığı bildiriliyor.

Nevevî bu hususta şunları söylemiştir: «Hazret-i Zübeyir'in umre için ihrama girmesi ve ihramdan çıkması Veda hacemda değildi.»

Bazıları Nevevî'tun sözünü ihtimâlden uzak görmüş; Buhârî'ye göre Abdullah rivâyetinin müraccah olduğunu, bu sebeple Safiye rivâyetini kitabına almadığını söylemişlerse de Aynî:

«İşte Müslim!.. Birbirine muhalif olmakla beraber her iki rivâyeti tahrîc etmiştir. Binâenaleyh iki rivâyetin arasını bulmak için Nevevî'nin sözünü kabul etmekten başka çâre yoktur.» diyerek Nevevî'nin te'vîlini müdâfaa etmiştir.

Son rivâyette Ömre yaptıkları bildirilen zevâtdan Hazret-i Âişe'yi istisna etmek gerekir. Çünkü yukarki hadîsde de işaret olunduğu vecîhle Âişe (radıyallahü anha) o anda beyti tavaf edenler meyânında değildi.

Kâdi Iyâz'a göre Hazret-i Esma'nın kız kardeşi Âişe'yi de beraber zikretmesi, Âişe (radıyallahü anha)'nin haccdan sonra kardeşi Abdurrahmân ilte birlikte Ten'îm'den ihrama girdiği ömreye işaret etmiş olabilir.

Safiyye rivâyetinde Hazret-i Zübeyir'in ihramdan çıkmadığı tasrîh edildiğine göre son rivâyette ihramdan çıktıkları bildirilen zevattan Hazret-i Âişe ile birlikte onu da istisna etmek gerekir. Yahut Hazret-i Zübeyir'in ömre için ihrama girip, sonra ihramdan çıkması, Veda haccından başka bir seferde vukûbulmuştur.

Evvelce de işaret olunduğu vecîhle Beyti istilâmdan murâd: Haceri Esved'i öpmek veya ona dokunmaktır.

Mücerred Hacer-i Esved'i öpmekle ihramdan çıkmak bütün ulemâya göre caiz değildir. Binâenaleyh Beyti istilâm ederek ihramdan çıkmakdan murâd: Kâbe'yi yedi defa tavaf ettikten sonra Safa ile Merve arasındaki sa'yi tamamlamak ve traş olmaktır.