22- Îhramdan Çıkmanın Nesih ve Haccı Tamamlamanın Emir Buyurulması Hakkında Bir Bab 3016- Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. İbnül-Müsennâ (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Kays b. Müslim'den, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Mûsa'dan naklen haber verdi. Ebû Mûsâ Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bathâ'da mola verdiği bir sırada yanına vardım. Bana: — «Hacc ediyor musun?» diye sordu. Ben: — «Evet!» cevâbını verdim. — «Neye niyetlendin?» buyurdu. Ben: — «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in niyeti gibi niyetlenerek: Lebbeyk dedim;» cevâbını verdim. — «İyi etmişsin. Beyt-i şerif İle Safa ve Merve'yi tavaf et de ihramdan çık!» buyurdular. Bunun üzerine ben, Beyt-i Şerifi ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Sonra Beni Kays'dan bir kadının yanına vardım da başım bitlendi. Bİ-lâhara hacca niyet ettim. Başkalarına da böyle fetva verirdim. Ömer (radıyallahü anh) hilâfete geçince bir adam: — Yâ Ebâ Mûsâ! — yahut yâ Abdallah b. Kays! — Bir fetvan hususunda biraz ağır ol! Çünkü sen, Emîrü'l-Mümininin hacc ibâdetleri hakkında senin gıyabında ne ihdas ettiğini bilmiyorsun! dedi. Bunun üzerine ben: — Ey cemâat! Biz, kime bir fetva verdikse, o kimse teenî ile hareket etsin! Çünkü Emîri'l-Mü'minîn yanınıza gelmektedir. Siz, ancak ona uyun! dedim. Müteakiben Ömer (radıyallahü anh) geldi. Ben, bunu ona anlattım da: — Eğer Allah'ın kitabı ile amel edeceksek Kîtâbullah tamamlamayı emrediyor. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnetiyle amel edersek o da hedy kurbanı yerini buluncaya kadar ihramdan çıkmamıştır; dedi. 3017- Bize, bu hadisi Ubeydullab b. Muâz da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam, rivâyet: etti. (Dedi ki): Bize, Şu'be bu isnâdda bu hadîsin mislini rivâyet etti. 3018- Bize Muhammedü'bnu’l-Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bire, Abdurrahmân yani İbn Mehdi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize, Süf-yâa. Kays'dan, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) dan naklen ıivâyet etti. Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bathâ'da mola verirken yanına vardım: — Neye niyetlendin? diye sordu. Ben ; — Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in niyetlendiğine niyet ettim! dedim. — Kurban gönderdin mi? diye sordu. — Hayır! dedim. — Öyle ise Beyti ve Safa ile Merveyi tavaf et de sonra ihramdan çık! buyurdular. Bunun üçerine ben, Beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Sonra kavmimden bir kadının yanına vardım. Kadın benim saçımı taradı ve başımı yıkadı. Artık Ebû Bekir ile Ömer'in hilâfetleri zamânında halka bu şekilde fetva veriyordum. . Bir defa hacc mevsiminde ayakta bulunduğum bir sırada anîden baha bir adam gelerek: — «Sen, Emîri'l-Mü'minîn'in hacc ibâdetleri hakkında ne ihdas ettiğini biimcisin.» dedi. Bunun üzerine ben de: — «Ey halk! Biz, kime bir fetva vermişsek teenî ile hareket etsin! İşte Emîri’l-Müminin yanınıza geliyor. Siz, ancak ona uyun!» dedim. Ömer (radıyallahü anh) geldiği vakit (kendisine): — «Yâ Emîre'l-Mü'minîn! Hacc ibâdetleri hakkında ihdas ettiğin nedir?» diye sordum, Ömer (radıyallahü anh): — "Eğer Kitâbullah ile amel edersek Allah (azze ve celle): "Allah için hacc ile Ömreyi tamamlayın!" Sûre-î Bakara âyet 196 buyuruyor. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnetiyle amel edersek şüphesiz ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban kesmedikçe ihramdan çıkmamıştır.» dedi. 3019- Bana İshâk b. Mansûr ile Abr b. Humeyd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ca'fer b. Avn haber verdi. (Dedi ki): Bize Ebû Umeys, Kays b. Müslim'den, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)'dan naklen haber verdi. Ebû Mûsâ Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , beni Yemen'e göndermişti. Kendisiyle, haccettiği yıl buluştum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana: — «Yâ Ebâ Mûsâ! İhrama girerken nasıl dedin?» diye sordu. Ben: — «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in niyeti gibi niyet ederek: Lebbeyk, dedim.» cevâbını verdim. — «Kurban gönderdin mi?» diye sordu. — «Hayır!» dedim. — «öyle îse git. Beyti ve Safa ile Merve orasını tavaf et de sonra ihramdan çık!» buyurdular. Râvi, bu hadîsi Şu'be ile Süfyân hadîsi gibi nakletmiştir. 3020- Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. İbn'l-Müsennâ (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Umâratü'bnu Umeyir'den, o da İbrahim b. Ebî Mûsa'dan, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet etti ki Ebû Mûsâ müt'a yapılması için fetva verirmiş. Bir adam, ona: — Bir fetvan hakkında biraz ağır ol! Çünkü sen, Emîri'l-Mü'minînin hacc fiilleri hakkında ne ihdas ettiğini henüz bilmiyorsun; demiş. Sonra Ebû Mûsâ, Hazret-i Ömer'e tesadüf edince mes'eleyi ona sormuş. Ömer (radıyallahü anh) ; — Biliyorum ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı bunu yapmıştır. Lâkin halkın Erâk denilen yerde kadınlarla cima ederek, sonra başlarından su damlar bir hâlde hacca gitmeye devam etmelerini iyi görmedim, demiş. Bu hadîsi Buhârî ile Nesâî «Hacc» bahsinde tahrîc. et-mislerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ebû Mûsâ'yi Yemen'e hicretin onuncu yılında veda haccından evvel göndermişti. Ebû Bürde (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Mûsâ ile Muâz, b. Cebel (radıyallahü anh)'yi Yemen'in birer vilâyetine göndermişti. Zâten o zaman Yemen iki vilâyetten ibaretti. Bathâ'dan murâd: El-Muhassab denilen yerdir. Esâs itibariyle bu kelime: Sel vâdîsi, mânâsına gelir. Bazıları Hazret-i Ebû Müsâ'nın yanına uğradığı kadının, kardeşlerinden birinin zevcesi olduğunu söylemişlerse de doğru değildir. Çünkü kardeş kana mahrem değildir. Onun için Kirmanı: «Bu söz, kadının Ebû Mûsâ'ya mahrem olduğuna hamledilir.» demiştir. Doğrusu da budur. Ve kardeşlerinden birinin kızı olduğuna hamledilir. Anlaşılıyor ki, Hazret-i Ebû Mûsâ temettü' haccına fetva vermiş, Ömer (radıyallahü anh) ise âyet-i kerîmeyle istidlal ederek, haccın ömreye tebdil edilmesini kabul etmemiştir. «Allah için hacc ile Ömreyi tamamlayın!» âyet-i kerîmesinin mânâsı: «Bunlara niyet ederseniz, bütün fiillerini tamamlayın!» demektir. Hazret-i Alî ile İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan ve keza Saîd b. Gütheyir ile Tâvâs'dan rivâyet edildiğine göre bu âyetten murâd: Bir kimsenin evindeyken niyet etmesidir. Hazret-i Ömer'in: «Tamamdan murâd: Hacc ile ömreyi ayrı ayrı yapmak ve ömreyi hacc aylarından başka zamana bırakmaktır.» dediği rivâyet olunur. |