Geri

   

 

 

 

İleri

 

4- Medineliler'e Zü'l-Huleyfe Mescidi Yanında Îhrama Girmelerinin Emir Buyurulması Bâbı

2873- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlike, Mûsa b. Ukbe'den dinlediğim, onun da Salim b. Abdillah'dan, onun da babası (radıyallahü anh)'dan işitmek suretiyle naklettiği şu hadîsi okudun:

Babası (Abdullah) şöyle diyormuş: Sizin Beydanız, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e iftira ettiğiniz şu yerdir. Ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak mescid yanında yani Zü’l-Huleyfe'de ihrama girmiştir.

2874- Bize, bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hatim yani İbn İsmail, Mûsa b. Ukbe'den, o da Salim'd en naklen rivâyet etti. Salim Şöyle dedi: İbn Ömer (radıyallahü anhüma) ya: «İhram denildiği vakit, Beyda:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e iftira ettiğiniz yerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak ağacın yanında hayvanı kendisini kaldırdığı vakit telbiye etmiştir.» derdi.

Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvud , Tirmizî ve Nesâî «Hacc» bahsinde tahric etmişlerdir.

Tirmizî: «Bu bâbda İbn Ömer, Enes ve Misver b. Mahrame (radıyallahü anh)'dan da rivâyetler vardır.» demiştir.

Aynî bunların yanında Sa'd b. Ebî Vakkas ile İbn Abbâs (radıyallahü anh) hazeratmın isimlerini de zikretmiş ve ve hadîslerini şöyle sıralamıştır:

Enes hadîsini İbn Mâce'den maada bütün Kütübi Sitte sahipleri tahric etmişlerdir. Mezkûr hadîste Hazret-i Enes: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanına binerek, hayvanı kendisini doğrulttuğu vakit telbiye getirdi.» demiştir.

Ayrıca İbn Mâce'nin, Hazret-i Enes'den bir rivâyetinde:

«Hayvanı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kaldırarak doğrulttuğu vakit: hacc ile beraber ömre için lebbeyk, buyurdular.» denilmektedir.

Misver b. Mahrame hadîsini Buhârî ile Ebû Dâvud tahric etmişlerdir. Bu hadîste: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , Zü’l-Huleyfe'ye vardığı vakit hediyy kurbanını nişanladı ve orada ihrama girdi.» denilmiştir.

Sa'd b. Ebî Vakkaas (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvud tahric etmiştir. Hazret-i Sa'd: «Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Fur' yolunu tutarsa hayvanı kendisim kaldırdığı vakit telbiye eder. Unut yolunu tutarsa Cebel-i Beydâ'ya tırmandığında telbiyede bulunurdu.» demiştir.

İbn Abbâs hadîsini Dârakutni rivâyet etmiştir. Bu hadîste Hazret-i İbn Abbâs: «Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanı üzerine oturdu, hayvanı Beydâ'ya çıkıp düzledikten sonra hacca niyet ederek telbiye getirdi.» demektedir.

Beydâ: Sahra ve çöl demektir. Fakat burada ondan murâd: Zü'l-Huleyfe'nin Mekke tarafına düşen ve oraya yakın bulunan bir tepedir. Orada bina falan bulunmadığı için Beydâ nâmı verilmiştir.

Ulemâ, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nerede ihrama girdiğinde ihtilâf etmişlerdir. Bâzılarına göre Zü'l Huleyie mescidinde iken ihrama girmiş, birtakımları mescidden çıktıktan sonra Beydâ denilen tepede telbiye getirdiğini, söylemişlerdir.

Tahavî diyor ki: «Ulemâdan bir cemâat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Beydâ'da ihrama girdiği rivâyetini kabul etmemişlerdir. Zîra İbn Ömer rivâyetinde:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak Zü’l-Huleyfe'de ihrama girmiştir, denilmektedir. Bu zevata göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , Zü'l-Hujeyfe mescidinin yanında hayvanına bindikten sonra telbiye getirmiştir...»

Tahavî'nin bir cemâatdan maksadı: Zührî ile Abdül-melik b. Cüreyc ve Abdullah b. Vehb'dir.

Tahavî sözüne devamla: «Ulemâ bu hususta ihtilâf edince biz de ihtilâflarının nereden geldiğini göstermek istedik. Rivâyet olunur ki, Saîd b. Cübeyr şunları söylemiş:

— İbn Abbâs'a dedim ki, bu zevat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ihrama girdiği yer hususunda nasıl ihtilâf ettiler de bir taife:

 (Namazgahında), diğer taife: (Hayvanı kendisi kaldırdığı vakit), başka bir taife (Beydâ düzüne çıktığı vakit telbiye getirdi) dedi.» şeklinde izahatta bulunarak Hazret-i İbn Abbâs'ın:

«Ben, bu hususu herkesten iyi bilirim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sâdır olan hüccet birdir. Halk o hüccet hakkında ihtilâf etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacca niyet ederek yola çıkmıştı, Zü’l-Huleyfe mescidinde iki rek'at namaz kıldığı vakit orada hacca niyet ederek telbiye getirdi. Bazıları bunu işiterek bellemişlerdir. Sonra hayvanına bindi, hayvanı yola çekilince yine telbiye getirdi. Birtakımları da bunu görmüşlerdir. Çünkü halk dağınık bir şekilde geliyorlardı.

Devesi yollandığı vakit telbiye getirdiğini işitenler:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak hayvanı yola çekildiği vakit telbiye getirdi, demişlerdir. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yoluna devam etti, Beydâ düzüne çıktığı vakit tekrar telbiye getirdi. Birtakımları da bunu görerek:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak Beydâ düzüne çıktığında telbiye getirdi, demişlerdir.

Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacca, namazgahında iken niyetlenmiş ve hem hayvanına bindiği vakit, hem de Beydâ düzüne çıktığında telbiye getirmiştir.» sözlerini nakletmiş ve ihtilâfı Hazret-i İbn Abbâs'ın beyân ettiğini söylemiştir.

Bundan sonra Tahavî: «Biz de buna kaâiliz. Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf, Muhammed, Mâlik, Şafiî ve Ahmed ile bu mezheplerinin şâir ulemâsının kavilleri de budur.» demiştir.

Evzaî, Ata'. ve Katâde'ye göre Beydâ'da ihrama girmek müstehabdır.

İbn Ömer hazretlerinin buradaki ifritadan maksadı: Ashâb-ı kirâm'in hatâ ettiklerini beyândır.

Kitabımızın başında da işaret olunduğu vecihle ehl-i sünnet ulemâsına göre yalan: Vakiin zıddım haber vermektir. Bunda hem kasıt hem de hatâ dâhildir.