28- Yemeğe Davet Edilen Oruçlunuın Ben Oruçluyum, Demesi Gerektiği Bâbı 2758- Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Amru'n - Nâkıd ve Zubeyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebû'r - Zinad'dan o da A'rac'dan o da Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet ettiler. Ebû Bekir b. Ebî Şeybe: «Rivâyeten.» tâbirini kullandı, Amr «Hadisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vardırarak.», Züheyr ise: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen.» dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Biriniz oruçlu iken bir yemeğe davet olunursa: «Ben oruçluyum deyiversin.» buyurmuşlar. Hadîs-i şerîf Özür beyânına hamlolunmuştur. Yani yemeğe davet olunan bir kimse oruçlu bulunursa, halini bildirmek ve özür dilemek için hane sahibine «Ben oruçluyum.» demelidir. Nevevî'nin beyânına göre oruçlu bulunmak davete icabet içrn özür sayılmaz. Lâkin davete icabet ettikten sonra orucu bozmak lâzım değildir. Yememek için oruç Özür teşkil eder. Oruçlu olmayan kimsenin ise hem davete icabeti hem de verilen yemek ziyafetine fi'len iştirak etmesi lâzımdır. Nafile oruç tutan davetliye oruç tutmak güç geliyorsa iftar etmesi müstehab olur. Aksi takdirde orucu bozmamalıdır. Fakat tutulan oruç farz veya vâcib oruçlardan ise onu bozmak haramdır. Hadis-i şerif icabında namaz ve oruç gibi nafile ibâdetlerin söylenebileceğine delildir. Hacet yokken bu gibi ibâdetleri gizli yapmak mü3te-habdır. Yine bu hadîs, din kardeşleriyle hoş geçinmenin, ara bulmanın, kalp yatıştırmanın ve icabında güzel bir şekilde itizarda bulunmanın lüzumuna işaret etmektedir. |