Geri

   

 

 

 

İleri

 

44- Yalnızca İhtiyaca Yeten Rızık ve Kanaat Bâbı

2473- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki):

Bize Ebû Abdirrahmân El-Mukrî Saîd b. Ebî Eyyûb'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Surahbîl yani İbn Şerik, Ebû Abdirrahnân El - Hubulî'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem).

«Müslüman olup da, kendisine ancak yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın kendisine verdiği He kanaat getirdiği kimse muhakkak felah bulmuştur.» buyurmuşlar.

Kefâf: Artık eksik olmamak şartıyla yetecek miktar rızık, denekti.

Hadis-i şerîf kendisinde zikredilen evsâf bulunan bir Müslümanın faziletine delildir.

Nevevî bu hadisle kefâf derecesinin, fakirlikle zenginlikten efdal olduğunu söyliyenlerin istidlal edebileceklerini bildirmiştir.

2474- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n - Nâkıd ve ve Ebü Said-i Eşecc rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ve rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş rivâyet etti. H.

Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Fudayl, babasından rivâyet etti.

Bu râvîlerin İkisi de Umaratü'bnü Ka'kaa'dan, o da Ebû ZürV dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etmişlerdir. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Yâ Rabb! Âl-i Muhammed'in rızkını ölmeyecek kadarcık ver!» buyurdular.

Bu hadîsi Buhârî ile Nesâî Kitâbu'r-Bukaak»'da, Tirmizî «Kitâbu'z-Zühd»'de muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Lügat âlimlerinin beyânına göre «kûd»: Ancak ölümü karşılayabilecek kadar az yiyecektir.

Âli- Muhammed' den muradın ne olduğu evvel görülmüştü. Burada ondan murâd: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevceleri ile kızları olsa gerektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün hayâtında rızık nâmına dâima kefâf derecesi ile iktifa etmiş, fazlasına asla iltifat buyurmamıştır.

Bir gece elinde iki altın bulunduğu için uyuyamaması ve Hazret-i Bilâlı uyandırarak altınları onun vasıtasıyla fukaraya göndermesi bunun en bariz delillerindendir. Filhakika Al-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)' yaşayış tarzları dahi öyle olmuştur.

Hadîs-i şerif, dünyâ malının azı ile idare olunmanın faziletine delildir.