Geri

   

 

 

 

İleri

 

41- Zenginliğin Mal Çokluğundan İbaret Olmadığı Bâbı

2467- Bize Züheyr b. Harb ile İbn Nümeyr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebû'z - Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Zenginlik mal çokluğundan ibaret değildir. (Hakîkî) zenginlik, gönül zenginliğidir.» buyurdular.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'r-Rukaak»'da, Tirmizî «Kitâbu'z-Zühd»'de tahric etmişlerdir.

Araz: Dünyâ malı, demektir. Bunda altın ve gümüş dâhil değildir. Bu kelime «arz» şeklinde okunursa İbn Fâris'e göre altınla gümüşten maada bütün dünyâ malları, mânâsına gelir. «Araz» ise: Ona göre insanın dünyâdan aldığı nabîbdir. Hadisin mânâsı şudur: Hakiki zenginlik mal çokluğundan ibaret değildir. Hakîki zenginlik gönül zenginliği yani dünyâya tama' etmemektir. Bir çok mal sahipleri vardır ki gönülleri fakirdir. Çünkü ellerindeki malı ziyâde-leştirmek için geceyi gündüze katarlar. Böyleleri bir türlü mala doymadıkları için manen fakirdirler. Gönlü gani olan kimse ise Allahü teâlâ'nın takdirine razıdır. Allah'ın ihsan hazineleri sarfetmekle tükenmeyeceğini bildiği için fazla kazanmaya hırs ve tama' göstermez. Dâima gözü toktur. İşte hakîki zenginlik de budur.