Geri

   

 

 

 

İleri

 

30- Az Bir Şey de Olsa Sadaka Vermeye Teşvik ve Azı Hakir Görerek Vermekten Îmtina Etmemek Gerektiği Bâbı

2426- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys b. Sa'd haber verdi. H.

Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys Saîd b. Ebî Said'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ey Müslüman kadınları! Sakın bir komşu kadın bir koyun parçasıyla da olsa komşu kadına (hediye ve) sadaka vermeyi hakir görmesin.» buyururlarmış.

Bu hadîsi Buhari «Hibe» bahsinin başında tahric etmiştir. Onu Tirmizî dahi rivâyet etmiş ve garib olduğunu söylemiştir.

Kâdı îyâz ibaresini üç vecihle okunduğunu söylemiştir.

Birinci veçhe göre: «Nisa'» kelimesi mansûb; «Müslimât» da izafetle mecrûrdur. Meşhur olan da bu vecîhdir.

Bâcîi «Şarkta bütün üstatlarımızdan bize bu vecîhle rivâyet olundu.» demiştir. Bu veçhe göre terkib, bir şey'i kendi nefsine ve mev-sûfu sıfatına izafet kabîlindendir. Nitekim «Mescidü'l - Camiî» ve «Canibü'l - Garbîyyi» terkipleri de böyledir. Bu izafet Küfe' lilere göre caizdir. Basra ulemâsı ise böyle yerlerde bir mahfuz takdir ederler. Meselâ «Mescidü'l- Camiî» terkibi onlarca «Mescidü'l - Mekâni'l -Camiî» takdiz indedir. Onlara göre bu hadîsteki terkip dahi «Yâ Ni-sâe'l - Enfüsi'l - Müslimâti» takdirindedir.

Bazıları bu terkibin «Yâ FâdılâÜ'l -Müslimâti» takdirinde olduğunu söylemişlerdir.

İkinci veçhe göre: «Nisa1» ve «Müslimât»'ın ikisi birden meifû okunur. Bu veçhe göre münâdâ mevsûf demektir.

Bâcî: «Memleketimiz ulemâsı onu böyle rivâyet ederler.» demiştir.

Üçüncü veçhe göre: «Nisa'» kelimesi merfû', «Müslimât»'ın sonu meksûr okunur. Bu taktirde «Müslimât» kelimesi mahallin sıfatı olmak üzere mansûb demektir.

Cara: Komşu kadın, demektir.

Kocasının yanında bulunmasına bakarak zevcehe de «Cara» denilir.

Bazıları arapların kadının ortağına da kinaye yoluyla «Cara» dediklerini söylerler.

Hadisdeki «Cara» kelimelerinden murâd: Komşu kadınlardır.

Hadisdeki nehiy, veren komşuya aittir. Yani bir kadın vereceği sadaka veya hediyeyi az görerek komşusuna vermekten çekinmesin. Az da olsa, o hiç olmamaktan evlâdır; demektir.

Kirmânî «Licâratihâ» câr ve mecrûrunun bir mahzûfa mütaallik olduğunu söylemiştir. Ona göre mânâ: «Hiç bir komşu kadın, komşusuna hedive olarak verilen bir şey'i hakir görmesin.» demektir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: «Bir koyun paçasıyla da olsa...» sözü hediye edilen şeyin azlığını mübalağa suretiyle ifâde etmektedir. Yoksa koyun paçasının hakikati, murâd değildir. Çünkü hediye olarak koyun paçası vermek âdet değildir. Maksat elde olan bir şey'i hediye etmek, onun azlığına çokluğuna bakmamaktır. Zira cömertlik eldeki mevcuda göre olur.

Hadisdeki nehyin, hediye edilen komşuya râci' olması da ihtimâl dahilindedir. Bu taktirde mânâ «Hiç bir komşu kadın az da olsa kendisine hediye edilen şey'i hakir görmesin.» demek olur.