18- Malını Înfak Edenle Etmiyen Hakkında Bir Bab 2383- Bize Kâsım b. Zekeriyyâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Halid b. Mahled rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Süleyman yani İbn Bilâl rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Muâviyetü'bnü Ebî Müzerrid, Said b. Yesâr'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Kulların sabahladığı hiç, bir gün yoktur ki, iki melek inerek, birisi: Allah'ın Malını intak edene halef ver; diğeri de: Allah'ım! Malını vermeyene telef ver, demesinler.» buyurdular. Bu hadîsi Buhârî «Zekât» bahsinde; Nesâî «Işratü'n-Nisâ»'da tahric etmişlerdir. Bu bâbda İmâm Ahmed b. Hanbel Hazret-i Ebû'd Derdâ'dan şu hadisi tahrîc etmiştir: ilcinde güneş doğan hiç bir gün yoktur ki, o günün iki tarafında iki melek bulunmasın. Bu melekler: Ey insanlar! Rabbinize yönelin. Şüphesiz ki az olup, kâfi gelen rızık, çok olup azdıran rızıkdan daha hayırlıdır. Bunu ins'le cinden başka Allah'ın bütün mahlûkaatı işitir. Ve yine içinde güneş batan hiç bir gün yoktur ki, iki tarafında iki melek bulunmasın. Bunlar da İnsanlarla cinler müstesna bütün yeryüzünde yaşıyanlara işittirerek: Allah'ım İnfâk edene halef ver, etmeyene de telef ver! diye nida ederler.» Halef: Bedel, demektir. Yani melekler malından sadaka veren kimseye, verdiğine bedel mal vermesi için Cenâb-ı Hakk'a niyaz ederler. Meleklerin sadaka vermeyen zengine telef istemeleri, müşâkele tarikiyledir. Çünkü telef, rızık gibi verilen bir şey değildir. |