14- Nafaka Vermeye Evvela Kendinden Başlıyarak, Sonra Ailesine, Sonra Akrabasına Verme Bâbı 2360- Bize Kuteybetü'bnü Said rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. Rumh dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys Ebû'z - Zübeyr'den, o da Câbir'den, naklen haber verdi. Câbir Şöyle dedi: Beni Uzra kabilesinden bir adam bir kölesini müdebber olarak azâd etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu haber alarak: — «Senin bundan başka malın var mı?» diye sordu, o zât: — «Hayır.» cevâbını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' — «Bu köleyi benden satın alacak var mı?» dedi. Köleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Nuaym b. Abdillâh El-Adevî 800 dirheme satın aldı. Ve parayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirerek teslim etti. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Evvelâ kendinden başla ve kendine sadaka ver. Şayet bir şey artarsa onu ailene, ailenden de bir şey artarsa akrabana ver. Akrabandan da bir şey artarsa şöyle ve şöyle yap...» buyurdu. Ve «önünde, sağında, solundaki muhtaçlara ver.» diye işaret etti. 2361- Bana Ya'kûb b. îbrâhîm Ed -Devrakî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail yani İbn Uleyye, Eyyûb'dan, o da Ebû'z - Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti, Ensâr'dan Ebû Mezkûr ismini taşıyan bir zât Ya'kûb denilen bir kölesini müdebber olarak azâd etmiş... Râvi hadîsi Leys hadisi mânâsında rivâyet etmiştir. Bu hadîsi Buhârî «Bey», «İstikraz» ve «Ahkâm» bahısle-Vinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî ile Nesâî ve İbn Mâce «İtik» bahsinde muhtelif râvîlerden tahric etmişlerdir. Ebû Dâvûd' un rivâyetinde kölenin 700 veya 900 dirheme satıldığı zikredilmekte, bir rivâyette Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, Hazret-i Ebû Mezkûr'a: «Sen, bu kölenin kıymetini almaya daha lâyıksın, Allahü teâlâ ondan müstağnidir.» buyurduğu bildirilmektedir. Nesâî bu hadisi bir çok yollardan rivâyet etmiştir. Müdebber: Sahibi öldükten sonra hürriyetine kavuşmak şartıyla azâd edilen köledir. Bunun azâd şekli: Sahibinin «Ben öldükten sonra hürsün.» demesidir. Tirmizinin rivâyetinde kölesini müdebber olarak azâd eden Ebû Mezkûr' un öldüğü ve bu köleden başka hiç bir mal bırakmadığı zikrediliyorsa da, öldüğünü rivâyet eden Süfyân b. Uyeyne' nin bu hususta hatâ ettiği söylenir. Nitekim Bâbımız rivâyetlerinden ölmediği anlaşıldığı gibi, diğer sahih rivâyetlerden anlaşılan da budur. İmâm Şafiî (rahimehüllah) hadisi rivâyet ettikten sonra Süfyân b. Uyeyne' nin bu rivâyette hatâ ederek, köle sahibinin öldüğünü söylediğini beyân etmiştir. Beyhaki dahi ayni hadisin Şerîk tarikiyle Hazret-i Câbir'den rivâyet edildiği, hadîsde: «Bir adam vefat ederek müdebber bir köle İle bir miktar borç bıraktı.» denildiğini söyledikten sonra: «Ulemâ Şerîk'in bu hususta hatâya düştüğüne ittifak etmişlerdir.» demiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in müdebber olarak azâd edilen bir köleyi satması, sahibinin başka malı olmadığı içindir. Hâlbuki Hazret-i Ebû. Mezkûr borçlu idi. Son olarak elinde kalan kölesini de azâd ettiğini ve bu suretle kendini borçlu ölmek tehlikesine mâruz bıraktığını görünce onun bu fiilini nakzetmeyi maslahata daha muvafık bulmuş ve kölenin kıymetini kendisine göndermiştir. Köleyi satın alan zâtın ismi Bâbımız hadîsinde beyân edildiği ve-cihle Nuaym b. Abdillâh El-Adevi’ dir. Bu zâtın ismi Buhârî’nin bir rivâyetinde Nuaym b. Nahhâm diye zikredilmişti, Tirmizî ile İmâm Ahmed b. Hanbel’in rivâyetlerinde dahi: «Köleyi Nuaym b. Nahhâm satın aldı.» denilmişse de, doğru değildir. Nahham onun ismi değil, sıfatıdır. Nahhâm: Çok öksüren, mânâsına gelir. Bu sıfatı Hazret-i Nuaym’a bizzat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vermiş ve: «Cennete girdim, orada Nuaym'ın öksürdüğünü İşittim.» buyurmuştu. Hazret-i Nuaym eskiden Müslüman olmuş ve fetihden önce Mekke'de yaşamıştı. Kavm-i kabilesine infâk yardımında bulunduğu için şerefi pek büyük idi. Kabilesi bundan dolayı Medineye hicretine mâni oluyorlardı. Kendisine: «Yanımızda dur da hangi dinde olursan ol.» demişlerdi. Medine-i Münevvere'ye hicret edince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Nuaym'ı kucaklıyarak öpmüştü. Yermük harbinde şehid edildiği söylenir. |