Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- Zekatı Vermeyenin Ağır Cezaya Çarptırılacağı Bâbı

2347- Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş, Mârûr b. Süveyd'den, o da Ebû Zerr'den naklen rivâyet etti. Ebû Zerr Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in. yanına vardım, Kabe'nin gölgesinde oturuyordu. Beni görünce:

— «Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, zarar edenler kendileridir.» buyurdular.

Ben, gelip oturdum. Amma yerimde karar kılamayıp, hemen kalktım ve:

— «Ya Resûlallah! Annem babam sana feda olsun... Bunlar kimlerdir?» dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)--

—«Onlar: Malları çok olanlardır, —önüne, arkasına, sağına ve soluna işaretle— ancak şöyle şöyle ve şöyle yapanlar müstesnadır... Ama onlar da azdır. Zekâtını vermeyen hiç bir deve, sığır ve koyun sahibi yoktur ki, kıyâmet gününde bu hayvanlar olduklarından daha İri ve daha semiz gelerek onu boynuzları ile süsmesin, tırnakları İle ezmesinler. Mezkûr hayvanların sonu (geçip) bittikçe Öndekileri tekrar iade edilecek (bu hâl) taa İnsanlar arasında hüküm bitinceye kadar devam edecektir.» buyurdular.

2348- Bize, bu hadisi Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ'da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ma'rûr'dan, o da Ebû Zerr'den naklen rivâyet etti. Ebû Zerr Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vardım, Kabe'nin gölgesinde oturuyordu...»

Ma'rür müteakiben Vekî'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuş ancak o şunu da söylemiş: «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki. yeryüzünde hiç bir kimse yoktur ki, ölürken zekâtını vermediği deve, sığır veya koyun bıraksın da... buyurdular.»

Bu hadîsi Buhari «Kitâbu'z-Zekât» ile «Kitâbu'l-Eymân ve'n-nüzûr» da; Tirmizî ile İbn Mâce «Kitâbu'z-Zekât»'da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

cümlesi «Annem babam sana feda olsun.» demektir.

Fidâke» kelimesinin «fa»'sı esâs nüshalarda «Fedâke» şeklinde zaptolunmuştur. Bu kelime duâ mânâsında kullanılan mazi bir fiildir. Yalnız çok kullanıldığından kelime «f⻑nın esresi ile kasredilerek «fidâke» diye okunmuştur. Hazret-i Ebû Zerr'in bu sözden muradı: «Bence en kıymetli varlığım sayılan annemle babamı senin yolunda feda ederim.» demektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'

«Ancak şöyle ve şöyle ve şöyle yapanlar müstesna.» buyurarak mu-bârek eliyle etrafına işarette bulunması o taraflardan birinden gelecek olan fakire ve şâir hayır yollarına malın sarfedilmesini beyân içindir. Cümlede «kavil» kelimesi fiilden mecazdır.

2349- Bize Abâurrahmân b. Sellâm El-Cumahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Rabî' yani İbn Müslim, Muhammed b. Ziyâd'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Benim Uhud dağı kadar altın'ım olsa üçüncü gece gelirken yanımda ondan bir dînâr kalmasını arzu etmem! Ancak borcum için hazırladığım dînâr müstesna.» buyurmuşlar.

2350- Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki) -. Bize Şu'be, Muhammed b. Ziyâd'dan naklen rivâyet etti. Muhammed: «Ben, Ebû Hüreyre'den dinledim; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti.» diyerek yukarki hadîsin mislini rivâyet etmiş.