Geri

   

 

 

 

İleri

 

20- Ölenlerden Hayir veya şerle Anılanlar Hakkında Bab

2243- Bize Yahya b. Eyyûb ile Ebü Bekir b. Ebî Şeybe, Züheyr b. Harb ve Alîyyü'bnü Hucr Es - Sa'dî hep birden İbn Uleyye'den rivâyet ettiler. Lâfız Yahya'nındır.

(Dedi ki): Bize İbn Uleyye rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdülaziz b. Suheyb, Enes b. Mâlik'd en naklen haber verdi. Dedi ki; Bir cenaze geçirilirken, onu hayırla yâdedenler oldu. Bunun üzerine Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Vacib oldu; vacib oldu; vacib oldu.» buyurdular.

Başka bir cenaze geçirilirken onu da şerle yâdedenler oldu. Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine):

«Vâcib oldu; vâcib oldu; vâcib oldu.» buyurdular.

— Annem babam sana feda olsun. Bir cenaze geçirilirken cenaze hayırla yâdolundu; sen: «Vâcib oldu; vâcîb oldu; vacib oidu.» dedin; başka bir cenâne şerle yâdolundu. sen yine «Vâvib oldu; vâcib oldu; vâcib oldu.» buyurdun? dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'-

«Siz kimi hayırla yâdederseniz ona cennet, kimi şerle yâdedersenîz ona da cehennem vâcib olur. Zira sizler yer yüzünde Allah'ın şahitlerisiniz; sizler yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz; sizler yer yüzünde Allah'ın şahitlerisiniz.» buyurdular.

2244- Bana Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd rivâyet etti. H.

Bana Yahya b. Yahya da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ca'fer b. Süleyman haber verdi. Bu râvîlerin ikisi birden Sâbit'den, o da Enes' den naklen rivâyette bulunmuşlardır. Râvî:

«Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından bir cenaze geçirdiler...» diyerek hadîsi Abdülaziz'in, Enes'den rivâyet ettiği gîbi rivâyette bulunmuştur. Şu kadar ki, Abdülazîz'in hadisi daha tamamdır.

Bu hadîsi Buhârî ile Ebû Dâvûd -Cenaze- bahsinde tahric etmişlerdir.

Sena kelimesi: Övmek ve hayırla yâdetmek mânasındadır Bu kelime esâs ittibârı ile şerr hakkında kullanılmazsa da, burada müşâkele için şerr hakkında da kullanılmıştır. Nitekim Teâlâ Hazretlerinin»

«Kötülüğün cezası o kötülüğün misildir.» âyet-i kerimesi de bu kabildendir.

Bazıları sena kelimesinin hem hayırda yem şerrde kullanıldığını; bir takımları da şerde kullanılmasına şâz olduğunu söylemişlerdir.

Hâkim'in, Nadr b. Enes'den tahric ettiği bir hadis-de şöyle buyuruluyor: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyordum. Derken bir cenaze geçirdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)--

— Bu cenaze kimdir? diye sordu;

Filânın cenâsezidir; Allah ve Resûlünü sever; Allah'ın taatı uğrunda çalışıp çabalardı; dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Vâcib oldu; vâcib oldu; vâcib oldu, buyurdu.

Başka bir cenaze geçirdiler; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine):

— Bu cenaze kimdir? diye sordu. Ashâb:

— Filânın cenâzesidir; bu adam Allah'a ve Resûlüne buğz eder, Allah'a mâsiyet uğrunda çalışıp çabalardı; dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iyine):

 (Vâcib oldu; vâcib oldu; vâcîb oldu.) buyurdu, Ashâb:

— Ya Resûlallah! Cenaze ve ona yapılan sena hakkında ne buyurursun? Birinci cenaze hayırla, ikincisi de şerle yâdedildi. Sen ikisi hakkında da:

 (Vâcib oldu; vâcib oldu; vâcib oldu.) buyurdun, dediler.

Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Evet, yâ Ebâ Bekir! Hakîkaten Allah'ın bir takım melekleri vardır ki, bunlar Âdem oğullarının dilinde, onda bulunan hayır ve şerri söylerler.) buyurdular.»

Hâkim: «Bu hadis, Buhârî ile Müslim’in şartları üzere şahindir. Ama onlar onu bu lâfızla tahric etmemişlerdir.» demiştir.

Hâkim'in rivâyet ettiği bu hadis Bâbımız rivâyetinde müp-hep bırakılan hayır ve şerri tefsir etmiştir.

Ebû Dâvûd'un, Hazret-i Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği bir hadîsle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Melekler gökyüzünde Allah'ın şahitleri, sizler de yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz. Gerçekten siz birbirinize şahitsiniz.» buyurmuştur.

Hayırla yâdolunan cenaze hakkında Resûl-i Zîşân (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin «Vacib oldu.» buyurmasından murad: Cennet, öteki cenaze hakkındaki sözünden murâd da: Cehennem vâcib oldu demektir.

Her iki cümledeki vücûb sübût manasınadır. Yahut haber verdiği husus yüzde yüz vâki olacağına göre, sübût vâcib olan bir şey gibidir.

Hâsıl-ı kelâm Ashâb-ı kirâm'in birinci cenzeyi hayırla yâdetmeleri, onun hayır işlediğine delâlet eder. Binâenaleyh o, cenneti hak etmiştir. İkinciyi şerrle yâdetmeleri, yaptığı işlerin kötü olduğunu gösterir. Şu hâlde, o da cehennemi hak etmiştir. Çünkü mü' minler biribirlerinin şahitleridir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vâcib oldu kelimesini tekrarlaması, sözünü te'kîd ve tahkik içindir.

Dâvûdi diyor ki: «Fukahâya göre bu hadisden murâd: Fazilet sahiplerinin ve özü sözü doğru olan kimselerin hayırla yâdetme-sidir. Zira fâsikler de birbirlerini hayırla yâdederler. Fakat onlar bu hadisin mânâsına dâhil değillerdir. Bir de şerrle yâdeden kimsenin, o cenazeye düşman olmaması şarttır. Çünkü sâlih bir zâtın düşmanı olabilir. Düşmanı Ölür de, sâlih zât onu kötülükle yâdederse o cenaze yine bu hadisin manâsında dâhil değildir. Zîrâ âdil bile olsa aralarında düşmanlık bulunduğu için dünyâda iken onun aleyhine şehâdeti kabul olunmuyordu. Beşer mâsûm değildir.»

Burada şöyle bir suâl hâtıra gelebilir: «Hazret-i Zeyd b. Erkâm'dan rivâyet olunan sahîh bir hadisle ölülere sövmek yasak edilmiş, onları hayırla anmak emir Duyurulmuş iken, ölülerin kötülüklerini söylemek nasıl tecviz edilebilir?» bu suâlin cevâbı şudur:

«Ölülere sövmek münafık, kâfir ve açık açık fisk-u fücurda bulunan yahut dîn Bâbında bid'at çıkarmış olmayanlardır. Bu sayılanların şerrle yâdolunması, onların yolunu tutarak kendilerine uyanlar bulunmaması için caizdir.

Bazıları: «Cenazeyi hayırla yâdedenlerin medh-u senası mutlaka cenazenin fiillerine uygun olmalıdır.» demişlerdir.

Kurtubi'ye göre, ölülere sövmeyi yasak eden hadîsin Bâbımız hadisinden sonra vârid olması muhtemeldir. Bu takdirde onu neshetmiş olur.

Bâzılarına göre Hazret-i Enes hadîsi dirileri gıybet hükmündedir. Eğer bir kimsenin ekseriyetle fiilleri hayır olursa, o kimseyi gı; bet etmek haramdır. Ama fâsikliğini ilân eden biri olursa, onun hakkında gıybet sayılacak bir şey yoktur. Ölü dt buna kıyâs olunur. Binâenaleyh Enes hadîsi memnu olan ölülere sövme kabilinden değildir.

Ulemâdan bir takımları: «Sena umumiyetle bütün Müslümanlar hakkında carîdir, Allahü teâlâ insanlara yahut insanların ekserisine ölen bir kimse hakkında senada bulunmayı ilham ederse, bu onun cennetlik olduğuna delildir. Bu hususta işlediği fiillerin cennetlik olmayı iktizâ edip etmemesi müsavidir. Fiilleri cennetlik olmasını iktizâ etmese bile onu mutlaka azâb etmek gerekmez. Böylesi Allah'ın meşîetine kaçınıştır. Nasıl dilerse öyle yapar. İşte Allahü teâlâ bu kuluna senada bulunmayı bizlere ilham buyurdumu anlarız ki Allah ona mağfiret buyurmayı dilemiştir.

Bu izahattan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Vacib oldu...» demesi için evvelâ ashabın senada bulunmalarının faydası anlaşılır.

«Sizler Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz.»

Cümlesi hem ashâb-ı kira m'a hem de onların sıfatında mü'min olanlara şâmildir.

İbn Tin, bunun sahabeye mahsûs olduğunu çünkü sahabenin hikmet tahtında konuşurduklanni; onlardan sonra gelenlerde bu meziyet bulunmadığını rivâyet etmiş, sonra: «Doğrusu bu mes'ele mutemet ve ehl-i takva olanlara mahsûstur.» demiştir.

Nevevî Anlaşılan ashâb-ı kirâm'ın yâdettikleri cenaze münafıklardaranış, diyor.

İmâm Ahmed'in rivâyet ettiği bir hadise bakılırsa Nevevî'nin mütâlâası kabule şayan görülür. Çünkü o rivâyette Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şerrle yâdedilen cenazenin namazını kıldığı bildiriliyor.

Bey haki: «Bu hadisde bir kimsenin bildiği bir şey'i hîn-i hacette meselâ hâkimin şahitleri tezyike zata sorması gibi bir ihtiyâç vukuunda söylemesinin caiz olduğuna delil vardır.» demiştir.