Geri

   

 

 

 

İleri

 

16- Cenazeyi Acele Götürme Bâbı

2229- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti; şöyle buyurmuşlar:

«Cenazeyi sür'atli (ce) götürün. Eğer. cenaze iyi İse (netice) hayırdır. —İhtimâl— Bir an evvel onu (kabirdeki) hayır ve sevabına ulaştırmış olursunuz, dedi. Şayet cenaze sâlih bir kimse değilse, (netice) şerrdir. Bir an evvel onu omuzlarınızdan atmış olursunuz.»

2230- Bana Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd hep birden Abdurrazzâk'dan rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ma'mer haber verdi. H.

Bize Yahya b. Habib de rivâyet etti. (Dedi ki»: Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ebî Hafsa rivâyet etti. Bu her iki râvi Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebü Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki Ma'mer hadîsinde; «Ebû Hüreyre'nin bu hadîsi ancak merfû olarak rivâyet ettiğini biliyorum, dedi.» ibaresi vardır.

2231- Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletü'bnü Yahya ve Hâ-rûn b. Said El-Eylî rivâyet ettiler. Hârûn (Bize rivâyet etti.) tâbirini kullandı. Ötekiler: «Bize, İbn Vehb haber verdi.» dediler. İbn Vehb: Bana Yûnus b. Yezîd, İbn Şihab'dan naklen haber verdi, demiş. İbn Şihâb: Bana Ebû Ümamete'bnü Sehl b. Huneys, Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti, demiş. Ebû Hüreyre (de): Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i

«Cenazeyi sür'atli (ce) götürün. Eğer sâlih bir kimse ise onu hayıra yaklaştırmış olursunuz, böyfe değilse (netice) kötüdür; onu boyunlarınızdan atmış olursunuz.» buyururken işittim, demiş.

Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd. Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Cenaze» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Hadisi şerîfdeki «Süratli götürün.» emrinden murâd: Hızlı hızlı yürümek değil, mu'tedil yürüyüştür. Zira şiddetle hızlı yürümenin memnu olduğunu bildiren rivâyetler vardır. Buradaki sür'atdan orta derecedeki hafif sür'at kastedilmiştir. Nitekim İbn Ebî Şeybe' nin «Mûsannefinde rivâyet ettiği Abdullah b. Amr hadîsi de bunu gösterir. Mezkûr hadîsde beyân edildiğine göre Hazret-i Amr'a babası vasiyette bulunmuş ve: «Beni tabut üzerinde taşıdığın zaman sür'atle yavaş arasında; orta bir yüryüş yap. Hem cenazenin arkasından git. Çünkü cenazenin ön tarafı meleklere, arka tarafları da Beni Âdem'e mahsûsdur.» demiştir.

Bâzılarına göre, buradaki acele emrinden murâd: Bir kimsenin öldüğünü yüzde yüz anladıktan sonra teehüz-i tekfini ve defni hususunda sûr'at göstermektir. Ancak Nevevî bu kavlin bâtıl ve merdût olduğunu söylemiştir. Zira ashâb-ı kirâm' dan Fâlhatü'bnü Berâ' hasta olmuş, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini dolaşmağa geldiğinde:

«Ben, Tâlha'nın başına ölümden başka bir şey geldiğini görmüyorum. Binaenaleyh onun öldüğünü bana haber verin. Hem acele davranın. Çünkü bir müslüman cenazesinin ailesi arasında hapsedilmesi doğru değildir.»

buyurmuştur.

Bu hadîsi Ebû Dâvûd, Huseyn b. Vahvah'dan rivâyet etmiştir. Bu zât ensârdan olup, sohbet şerefine nail olduğu söylenir.

Buhârî’ de bu hususta Hazret-i Ebû Said-i Hudri'den şu mealde bir hadîs-i şerîf rivâyet olunmuştui: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'-

— «Cenaze tabuta konup da, erkekler onu omuzlarına yüklendikleri vakit, eğer sâlih bir kimse ise: Beni (kazandığım hayır ve sevalara) çabuk ulaştırın, der. Sâlih bir kimse değilse: Vay başıma gelene bu cenazeyi nereye götürüyorsunuz? diye feryâd eder. Onun sesini insandan maada her şey işitir, insan da işitse mutlaka düşüp bayılırdı;» buyurdular.