Geri

   

 

 

 

İleri

 

4- Cuma Günü Hutbe Esnasında Susma Hakkında Bir Bab

2002- Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Muhammedü'bnü Rumh b. El-Muhâcir rivâyet ettiler, İbn Rumh dedi ki: Bize Leys, Ukayl'den, o da İbn Şihâb'dan naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Saîdü'bnü'l-Müseyyeb haber verdi. Ona da Ebû Hüreyre haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Cuma günü İmâm hutbe okurken arkadaşına (sus!) dedinmi boş yere takırdı etmiş olursun!» buyurmuşlar.

2003- Bana Abdülmelik b. Şuayb b. Leys de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam, dedem'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ukayl b. Hâlid, İbn Şihâb'dan, o da Ömeru'bnü Abdilazîz'den, o da Abdullah b. İbrahim b. Kaariz ile İbn'l-Müseyyeb'den naklen rivâyet etti. Onlar da Ebû Hüreyre'den rivâyet etmişler ki, Ebû Hüreyre:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim..» diyerek yukarki hadîsin mislini rivâyet etmiş.

2004- Bana, bu hadîsi Muhammed b. Hatim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

(Dedi ki): Bana İbn Şihâb iki isnadı ile birden bu hadisin mislini haber verdi. Yalnız İbn Cüreyc: «İbrahim b. Abdîllâh b. Kaariz...» demiş.

2005- Bize İbn Ebî Ömer dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân, Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar:

«Cuma günü İmâm hutbe okurken arkadaşına (sus!) declinmi lagv yapmış olursun.»

Ebû'b-Zinâd ; «Bu (lâğîte) Ebû Hüreyre'nin lügatidir. O (nun doğrusu) ancak Iâğavte'dir.» demiş.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü'l-Cumua» da tahrîc ettiği gibi bütün «Sünen» sahipleri dahi rivâyet etmişlerdir. Tirmizî bu hadîsi rivâyet ettikden sonra: «Bu bâbda İbn Ebî Evfâ ile Câbir b. Abdillâh'dan dahi rivâyetler vardır.» demişdir.

İbn Ebî Evfâ (radıyallahü anh) hadîsini İbn Ebî Şeybe «Mûsannef» inde rivâyet etmişdir. Bu hadîs mevkuf da olsa yine merfû' hükmündedir. Çünkü bir kimsenin kendinden söyliyeceği sözler kabilinden değildir.

Câbir (radıyallahü anh) hadisini yine İbn Ebî Şeybe «Mûsannef» inde, Bezzâr ile Ebû Ta'lâ (220-307) da «Müsned» lerinde rivâyet etmişlerdir. Mezkûr hadîsde beyân edildiğine göre Sa'd b. Ebî Vakkaas (radıyallahü anh) cuma günü bir zâta (senin namazın olmadı!) demiş; o zât bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e söylemiş, ve:

— Ya Resûlallah! Sad , bana, Namazımın namaz olmadığını söyledi.. demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ;

«Niçin yâ Sa'd?» diye sorunca, Sa'd:

— Çünkü sen hutbe okurken o konuşuyordu... cevâbını vermiş. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sa'd doğru söylemiş.» buyurmuşlar.

Aynî'nin de beyân ettiği vecihle bu bâbda İbn Abbâs, Ebû Zerr, Ebû'd-Derdâ', Abdullah b. Mes'ûd, Abdullah b. Amr ve Alîyyü'bnü Ebî Tâlib (radıyallahü anhûm) hazerâtından da rivâyetler vardır.

İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsini İmâm Ahmed ile Bezzâr «Müsned» lerinde; Taberânî de «El-Kebîr» inde tahrîc etmişlerdir. Bu hadîsde İbn Abbâs şöyle demektedir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): cuma günü İmâm hutbe okurken konuşan kimse, kitap taşıyan eşek gibidir. Ona (sus) deyenin de cum'ası yokdur; buyurdular»

Ebû Zerr ile Ebû'd-Derdâ' hadîslerini Taberânî rivâyet etmişdir.

Bu hadîslerde beyân edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü minber üzerinde bir sûre okumuş. Bunun üzerine Ebû'd-Derdâ', Übeyyü'bnü Kâ'b'ı dürterek:

— Bu sûre ne zaman nâzil oldu Ben, bunu şimdiye kadar hiç işitmedim; demiş. O da, ona:

— Sus! diye işaret etmiş. Namazdan çıkınca Übeyy:

— Senin kıldığın namazdan ettiğin kâr yalnız yaptığın boş boğazlıkdır! demiş. Ebû'd - Derdâ' (radıyallahü anh) da bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e haber vermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ubeyy doğru söylemiş.» buyurmuşlar.

Abdullah b. Mes'ûd hadîsini, İbn Ebî Şeybe «Mûsannef» İnde; Taberânî de «El-Kebîr» inde rivâyet etmişlerdir. O hadîsde Hazret-i İbn Mes'ûd: «İmâm minbere çıktığı vakit yanındakine (sus!) demen boşboğazlık nâmına kâfiîdir.» demişdir. Bu hadîs mevkuf da olsa, yine merfû' hükmündedir. Zîra mevsuk râvî-ler tarafından rivâyet olunmuşdur; böyle bir sözü bir kimse kendinden söyleyemez.

Abdullah b. Amr hadîsini Ebû Dâvûd tahrîc etmişdir. Bu hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:

«Cuma'ya üç nevi' kimseler gelir:

Birincisi: Boşboğazlık yapmağa gelen kimsedir. Böylesinin cum'adan nasibi, yaptığı boşboğazlıkdır.

İkincisi: Duâ etmek için cuma namazına gelen kimsedir. Böylesi Allahü teâlâ'ya duâ etmişdir, ona dilerse verir dilerse vermez.

Üçüncüsü: Cuma namazına sükût ederek dinlemek için gelen ve hiç bir müslümanın boynuna basıp geçmeyen, kimseys eziyet vermeyen adamdır. İşte bu yaptığı ondan sonra gelecek cumâ'ya kadar ve üç günlük de ziyâde günahlarına keffâretdir. Çünkü Allahü teâlâ (Her kim bir hayır işlerse, kendisine o hayırın on misli sevep vardır.) buyurmuşdur.»

Hazret-i Ali (radıyallahü anh) hadîsini İmâm Ahmed b. Hanbel merfû' olarak tahrîc etmişdir. Bu hadîsde:

«Ve kim (sus!) derse, konuştu demekdir. Konuşan kimsenin ise cum'ası yokdur.» buyurulmuşdur.

Lâgv: Ahfeş'in beyânına göre: Aslı olmayan bâtıl sözler konuş-rriakdır. Bazıları lâgv'in: «doğru olan vecih'den sapmak.» mânâsına geldiğini söylerler.

Bir takımları da: «Ecir zayi oldu, fazilet kalmadı.» mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Kelime nâkıs-ı vâvî'dir. Hazret-i Ebû Hüreyre onu nâkıs-ı yâî gibi okuduğundan Ebû'z-Zinâd.: «Bu Ebû Hüreyre'nin lügatidir.» demişdir.