Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- Sabah Namazının İki Rek'at Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik ve Mezkür İki Rek'at'ın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması ve Bu İki Rek'atda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı

1709- Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti.

Dedi ki: Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklettiği, ona da Ümmü’l-Mü'minin Hafsa'nın haber verdiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ;

Müezzin, sabah namazı için okuduğu ezandan (Fârig olup) sustuğu ve sabah (iyice) sezildiği vakit (farz) namaz kılınmadan evvel hafif ikî rek'ât (nafile) kılarmıs.

1710- Bize, Yahya b. Yahya ile Kuteybe ve İbn Rumh da Leys b. Sa'd'dan naklen rivâyet ettiler. H.

Bana Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Saîd de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya, Ubeydullah'dan naklen rivâyet etti. H.

Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsmail, Eyyûb'dan rivâyet etti. Bunların hepsi Nâfi'den, bu isnâdla Malik'in dediği gibi rivâyet etmişlerdir.

1711- Bana Ahmed b. Abdillâh b. el - Hakem rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Şu'be, Zeyd b. Muhammed’den naklen rivâyet etti.

Dedi ki: Nâfi'i, İbn Ömer'den naklen rivâyet ederken dinledim. İbn Ömer de Hafsa'dan, rivâyet etmiş. Hafsa, Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

Fecir doğduğu vakit hafîf iki rek'ât-dan başka namaz kılmazdı.

1712- Bize, Bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Nadr haber verdi.

(Dedi ki): Bize, Şu'be bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etti.

1713- Bize, Muhammed b. Abbâd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize.

Süfyân, Amr'dan, o da Zührî'den. o da Salim'den o da babasından naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana, Hafsa, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: -fecir aydınlandığı zaman iki rek'ât namaz kıldığını haber verdi.

1714- Bize Amrü'n - Nâkıd rivâyet etti. (Dadı ki): Bize Abdetü'bnü Süleyman rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: «Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem):

Ezanı işittiği vâkıf sabah namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve bunları hafîf tutardı.

1715- Bu hadîsi bana Alîyyü'bnü Hucr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ali (yani İbn Müshîr) rivâyet etti. H.

Bu hadîsi bize, Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Üsâme rivâyet etti. H.

Bu hadîsi bize, Ebû Bekir ile Ebû Küreyb ve İbn Nümeyr, Abdullah b. Nümeyr'den rivâyet ettiler. H.

Bu hadîsi, bize, Amrü'n - Nâkıd da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Ve-ki' rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla rivâyet etmişlerdir.

Ebû Üsâme hadîsinde: «Fecir doğduğu vakit.» İfâdesi vardır.

1716- Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'l - Müsennâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): İbn Ebî Adiyy, Hişâm'dan, oda Yahya'dan oda Ebû Se-leme'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

Sabah namazında ezanla ikaamet arasında iki rek'ât namaz kılarmış.

1717- Bize yine Muhammedü'bnü'l - Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Abdülvehhâb rivâyet etti.

Dedi ki: Ben, Yahya b. Saîd'den dinledim; dedi ki: Bana, Muhammed b. Abdirrahmân haber verdi. Kendisi, Amra'yı, Âişe'den nalken rivâyet ederken dinlemiş ki, Âişe, şöyle diyormuş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

Sabah namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve o kadar hafîf tutardı ki, ben (kendi kendime) acaba bu iki rek'âtda Ümmü'l-Kur'ân'ı okudumu derdim.!»

1718- Bize, Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Şu'he, Muhammed b. Abdirrahmân El - Ensârî'den naklen rivâyet etti. O da Amra binti Abdirrahmân'i, Âişe'den nalken rivâyet ederken, dinlemiş. Âişe, Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

Fecir doğduğu vakit iki rek'ât (nafile) namaz kılardı. Ben (içimden) acaba bu iki rek'âtda Fâtiha-i Kitâb'ı okuyorum? derdim.»

1719- Bana, Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Yahya b. Saîd, İbnİ Cüreyc'den rivâyet etti.

Dedi ki: Bana, Atâ', Ubeyd (sallallahüh. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

Nafile namazlardan hiç bîri hakkında, sabah namazının farzından önceki iki rek'ât sünneti kadar şiddetle muhafazakâr değilmiş.»

1720- Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr, hep birden Hafs b. Gıyâs'dan rivâyet ettiler. İbn Nümeyr dedi ki: Bize, Hafs, İbn Cüreyc'den, o da Atâ'dan, o da Ubeyd b. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in:

— Nafilelerden hiç bir namaz hakkında sabah namazından evvelki iki rek'âtda olduğu kadar sür'at gösterdiğini görmedim!»

1721- Bize, Muhammed b. Ubeyd El - Guterî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da Zürâratü'hnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hişâm dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar:

«Sabah namazının iki rek'ât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şey’den daha hayırlıdır.»

1722- Bize, Yahya b. Habîb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Mu'te-mîr rivâyet etti.

Dedi ki: Babam şunu söyledi: Bize, Katâde, Zürâra'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, fecir doğduğu vakit kılınan iki rek'ât, sünnet hakkında:

«Hakîkaten bu iki rek'ât namaz, benim için bütün dünyâdan daha makbuldür!» buyurmuşlar.

Hazret-i Hafsa hadîsini Buhârî «Ezan» ve «Namaz» bahislerinde; Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce dahi «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Bu hadîsde cümlesi beş vecihle rivâyet olunmuşdur:

1- Buhârî'deki rivâyetinde «Müezzin, sabah ezânmi okumak için dikildiği zaman.» denilmişdir.

2- Müslim'in rivâyetinde, «Müezzin sustuğu vakiî...» deniliyor.

3- Bâzı rivâyetlerde

4- Diğer bâzı rivâyetlerde denilmişdir. Bunun mânâsı;

«Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) i'tikâfâ girdiği vakit, müezzinin ezan okuması hâlinde iki rek'ât sünnet kılardı.» demekdir. Yani cümledeki (İzâ)’nın cevâbı (Salla) cümlesidir. Ara yerdeki (Ezzene) cümlesi başına (Kad) takdir etmek sureti ile hâl olur.

5- Bâzı rivâyetlerde de,

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) i'tikâfâ girdiği, müezzin de ezânr okuduğu vakit, iki rek'ât sünnet Hardı.» denilmişdir Ancak bu rivâyetlerden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, sabahleyin sünnet kılması i'tikâf hâline mahsûsmuş zannedilmemelidir. Çünkü Hazret-i Hafsa'nın, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i sünnet kılarken görmesi, i'tikâf hâlinde olabilir. Fakat bundan: «O namazı i'tikâf'dan başka vakitlerde kılmazdı.» mânâsı çıkmaz.

Hafsa (radıyallahü anha) hadîsi, sabah namazının, sünneti iki rek'ât kılınacağına, bu iki rek'âtm hafif tutulacağına, namazın fecir doğdukdan sonra -kılınacağına delâlet etmektedir.

Âişe (radıyallahü anha) hadîsini Buhârî «Ezan» ve «Teheccüd» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Neşâî de «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Hadisin bâzı rivâyetlerinde Âişe (radıyallahü anha)’nın Fâtiha'ya «Ümmü'l-Kur'ân» yani Kur'ân'ın anası, diğer bâzı rivâyetlerde «Ümmü'l - Kitap» yani kitâb'ın anası, dediği görülüyor. Fatiha’ya, bu ismin verilmesi Kur'ân-ı Kerîm'in esâsını teşkil ettiği içindir. Zâten srapçada (Ümm) kelimesi: Asıl ve esâs mânâsına gelir. Filhakika Fatiha, Kur'ân-ı Kerim'in üç külli mânâsını ihtiva etmektedir. Bunlar: Mebde', ma'âş ve ma'âd'dır. Mebde': Allahü teâlâ'ya, senada bulunmak, Maaş: Ona ibâdet etmek; Ma'âd da: Cezadır.

Kurtubi diyor ki: «Hazret-i Âişe'nin (Ben, acaba bu iki rek'atda fâtihâ'yı okudumu; diyordum.) sözü onu okuyup okumadığında şüphe etmiş mânâsına gelmez. Bu sözden murâd şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şâir zamanlarda nafile namazları uzun tutardı. Sabah namazının sünnetinde kısa kesince, sâir nafilelere nisbetle hiç okumamış gibi olmuşdur.»

Ulemânın bu husûsdaki ihtilâfı bundan sonraki hadislerde görülecekdir.

Sabah namazının, sünneti hakkında bâbımızdakilerden başka bir çok hadîsler vârid olmuşdur. Meselâ: Ebû Dâvûd'un, Hazret-i Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği bir hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sİzî, süvariler bile koğsa yine sabah namazının ilci rek'ât sünnetini bırakmayın!» buyurmuşdur.

Yine Ebû Dâvûd'un, Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh)'dan rivâyet ettiği bir hadîsde: Bilâl, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e; «İyice sabahladın...» demiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bundan daha fazla sabahlasam yine sabahın iki rek'ât sünnetini güzelce ve yerliyerînce kılardım.» mukabeledinde bulunmuşdur.

Tirmizî'nin, İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan rivâyet ettiği bir hadîsde Resûli Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Fecr doğdukdan sonra iki secdeden başka (nafile) namaz yokdur.» buyurmuşdur. Tirmizî, bunu «Fecr doğdukdan sonra, sabah namazının iki rek'ât sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz.» şeklinde tefsir etmişdir. Daha başka hadîsler de vardır.

1723- Bana Muhammed b. Abbâd ile İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Mervân b. Muâviye, Yezîd'den -ki İbn Keysân'dır-o da Ebû Hâzîm'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

Sabah namazının iki rek'ât sünnetinde (Kâfirûn) ile (ihtâs) sûrelerini okumuş.

1724- Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, El - Fezârî (yani Mervân b. Muâviye) Osman b. Hakim El - Ensârî'den rivâyet etti.

Dedi ki: Bana, Saîd b. Yesâr haber verdi. Ona da İbn Abbâs haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

Sabah- namazının iki rek'âtlık sünnetinin ilk rek'âtında sûre-i Bakara’daki "Allah'a ve bize indirilen şey'e îmân ettik; deyin" Sûre-i Bakara âyet 136. âyet-i kerimesini ikinci rek'âtta da "Biz, Allah'a îmân ettik. Şâhid ol ki, biz Müslümanlarız" Âl-i Imrân âyet 52 âyet-i kerimesini o kurmuş.

1725- Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Ebû Hâlid-i Ahmer, Osman b. Hakîm'den, o da Saîd b. Yesâr'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbni Abbâs şöyle dedi: «Resûlüllah

Sabah namazının iki rek'ât sünnetinde "Biz, Allah'a ve bize indirilene imân ettik; deyin!..." âyet-i kerimesi ile Âl-i Imrân süresindeki "Sizinle aramızdaki müsâvî bir kelimeye gelin!..." Âl-i İmrân âyet 64. âyetini okurdu, âyetini okurdu.

1726- Bana, Aliyyü'bnü Haşrem rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, İsâ b. Yûnus, Osman b. Hakîm'den bu isnâdda, Mervân-ı Fezârî hadîsi gibi rivâyette bulundu.

Bu hadîsler, sabah namazının sünnetinde okunacak âyet ve sûreleri bildirmektedir. Bu husûsda daha birçok hadîsler vardır. Ezcümle Tirmizî'nin tahrîc ettiği İbn Ömer (radıyallahü anh) hadisi ile İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) hadîslerinde ve Bezzâr’ın tahrîc ettiği Enes hadîsinde Müslim'in ve keza Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri Ebû Hüreyre hadîsinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, bu namazda (Kâfirûn) ile, (İhlâs) sûrelerini okuduğu bildirilmektedir.

Bu iki sûreyi okuduğunu bildiren başka hadîsler de vardır.

Bütün bunlar gösteriyor ki, sabah namazının sünnetinde fâtiha'dan sonra, sûre veya âyet okumak bâ husus (Kâfirûn) ile (İhlâs) sûrelerini okumaya çalışmak müstehabdır. Cumhûr-u ulemânın mezhebi de budur.