Geri

   

 

 

 

İleri

 

7- Namazdan (Sonra) Sağ'dan ve Sol'dan Çıkıp Gitmenin Cevazı Bâbı

1672- Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Ebû Muâviye ile Vekî', A'meş'den, o da Umâra'dan o da Esved'den, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. Abdullah, Şöyle dedi: «Sakın sizden bîriniz (namazdan çıkarken) mutlaka sağ tarafından çıkmak lâzımdır zannederek, şeytana kendi nefsinden bir parça ayırmasın! Benim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ekseriya gördüğüm sol taraf nidan kalkıp gittiğidir.»

1673- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, Cerîr ile îsa b. Yunus haber verdiler H. Bize bu hadîsi Aliyüb'nü Haşrem dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize, İsa haber verdi. Bunların ikisi de A'meş'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir.

1674- Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Ebû Avâne, Süddî'den rivâyet etti.

Dedi ki: Enes'e sordum; «Namaz kıldığım vakit nasıl kalkıp gideyim? sağımdan mı, solumdan mı?» dedim. Enes:

— Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ekseriyetle sağ tarafından kalkıp giderken gördüm.» dedi.

1675- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Vekî', Süfyân'dan, o da Süddî'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sağ tarafından kalkıp gidermiş.

Bu hadîsleri Buhârî «Ezan» bahsinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

İbn Mâce'nin sahîh bir senedle Amr b. Şuayb'dan, onun da babasından, onun da dedesinden rivâyet ettiği hadîsde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazdan bazen sağ tarafından, bazen de sol tarafından kalkarak ayrıldığı bildirilmişdir. Tirmizî: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den her iki vecih sahîh olarak rivâyet edil-nıişdir.» diyor. Ve hadîsin hasen olduğunu söyledikten sonra ulemânın buna göre amel ettiklerini yânî Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilerse sağından, isterse solundan kalkıp gittiğine kaail olduklarını söylüyor.

Hazret-i Ali (radıyallahü anh)’in:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın, haceti sağında ise sağından kalkar; solunda ise solundan kalkıp giderdi.» dediği rivâyet olunur.

Nevevî (631-676), Abdullah b. Mes'ûd hadîsi ile Enes (radıyallahü anh) hadîsinin aralarını şöyle bulmuşdur: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen sağından bazen solundan kalkıp giderdi. Her iki râvî kendince daha çok zannettiği şekli rivâyet etmişdir. Bu rivâyetler, namazdan çıkarken sağdan veya soldan kalkmanın caiz olduğuna delâlet ederler. Hiç birini yapmakta kerahet yoktur. İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)’in sözünden anlaşılan kerahet, sağdan veya soldan kalkmanın asıl olması itibârı ile değil, sağdan kalkmayı vacip i'ti-kad edenler hakkındadır. Çünkü böyle bir i'tikaadda bulunmak hatâdır. Ancak sağ taraftan kalkmak efdaldir. Hadîslerin umûmu sağ tarafın faziletini sarahaten göstermektedir. Bununla beraber sağ veya sol taraflardan birinde görülecek bir haceti olan kimsenin, o taraftan çıkıp gitmesi müstehabdir.