Geri

   

 

 

 

İleri

 

50- Namazı Cemaatla Kılmanın ve Namaz Beklemenin Fazileti Bâbı

1538- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şey be ile Ebû Küreyb, ikisi birden Ebû Muâviye'den rivâyet ettiler. Ebû Küreyb dedi ki: Bize Ebû Muâviye; A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti.

Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Kişinin cemaatla kıldığı namaz, evinde ve pazarında kıldığı namazından yirmi kusur derece ziyâde olur. Bu da, şundandır: Cemâattan biri abdest alır da onu tertemiz yapar; sonra mescide gider, kendisini namazdan başka hiç bir şey harekete geçirmez, namazdan başka hiç bir niyeti de olmazsa mescide girinceye kadar attığı her adıma mukabil ona bir derece yükseltilir. Ve yine attığı her adıma mukabil bir günâhı bağışlanır. Mescide girdiği zaman dahi kendisini orada namaz hapsettiği müddetçe namazda sayılır. Böylesi namaz kıldığı meclîsde bulunduğu müddetçe melekler kendisine salât eyler ve: (Yâ Rab! Buna rahmet buyur. Yâ. Rab! Bunu mağfiret eyle! Yâ Rab! Burada eziyet vermedikçe, abdestini bozmadıkça bunu tevbesini kabul et!) derler.» buyurdular.

1539- Bize Saîd b. Amr El - Eş'asî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abser haber verdi. H.

Bana Muhammed b. Bekkâr b. Reyyân da rivâyet etti.

Dedi ki: Bize İsmail b. Zekeriyyâ rivâyet etti. H.

Bize İbn'l - Müsennâ da rivâyet etti.

Dedi ki: Bize İbn Ebî Adiyy, Şu'be'den rivâyet etti. Bunların hepsi Ameş'den buisnâdla bu hadîsin mânâsı gibi rîvâyetde bulunmuşlardır.

1540- Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyan, Eyyûb-u Sahtiyânî'den, o da İbn Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şüphesiz ki sizden biriniz namaz kıldığı yerinde bulunduğu müddetçe, melekler ona salât eyler ve abdestini bozmadığı müddetçe: Yâ Rabbî!

Buna mağfiret eylel Yâ Rabbî! Buna rahmet eyle!., derler. Sizden biriniz kendisini namaz hapsettiği müddetçe; namazda sayılır.» buyurdular.

1541- Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme, Sâbit'den, o da Ebû Râfi'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Kul, namazgahında namazı beklediği müddetçe namazda olmakda devam eder; melekler de ta oradan gidinceye yahut abdest bozuncaya kadar: Yâ Rabbî! Onu mağfiret eyle! Yâ Rabbî! Ona rahmet eyle!., derler.» buyurmuşlar.

Râvî diyor ki: Abdestini bozmak ne oluyor? dedim: «Fıslatır yahut zartlatır.» dedi.

1542- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Ebû'z - Zinâd'dan duyduğum, onun da A'rac'dan, onun da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sizden biriniz kendisini namaz hapsettiği ve ailesi nezdine dönmekden kendisini ancak namaz men ettiği müddetçe namazda olmakda devam eder.» buyurmuşlar.

1543- Bana Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbni Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus haber verdi. H.

Bana Muhammed b. Selemete'l Muradı de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb, Yûnus'dan, o da İbn Şihâb'dan, o da İbn Hürmüz'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sizden biriniz namazı bekleyerek oturduğu müddetçe abdestini bozmamak şartı ile namazdadır. Ona melekler duâ eder; Yâ Rabbi! Bunu mağfiret buyur! Yâ Rabbî! Buna rahmet eylel derler.» buyurmuşlar.

1544- Bize Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdur-razzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadîs gibi rivâyetde bulundu.

Bu hadîsi Buhârî «Namaz» bahsinin bir iki yerinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Hadîsin şerhi «Cemaatla namaz kılmanın fazileti» Bâbında geçmişdir.

Meleklerin salâtı: Mü'minler için istiğfarda bulunmakdır. Bazıları buradaki meleklerden murâd Hafaza yahut seyyare melekleridir. Her iki nevi birden kaadedilmiş de olabilir; demişlerdir. Melâike kelimesi harf-i tarif ile kullanılmış bir cem'idir. Harf-i tarif istiğrak yani umûm ifâde eder.

Görülüyor ki abdest alarak mescidde namazı bekleyen bir kimse için melekler istiğfarda bulunurlar; onun için, Allâh'dan mağfiret ve rahmet dilerler. Bu iki kelimenin arasındaki fark şudur: Mağfiret, günahları örtbas etmekdir; Rahmet ise kul'a bol bol ihsanda bulunmakdır.

Burada:

«Eziyet vermedikçe, abdestini bozmadıkça bunun tevbesini kabul et!» ifâdesinden murâd: «Abdestini bozmak suretiyle meleklere eziyet vermedikçe.» demekdir. Yani cümleden mef'ûl hazf edilmişdir. Zîra melekler abdest bozmakdan eziyet duyarlar. Abdest bozmakdan murâd ise hadîsin bir rivâyetinde beyân buyurulduğu vecîhle sesli veya sessiz yellenmekdir.