44- Ezanı İşiten Kimseye Mescide Gitmenin Vacip Oluşu Bâbı 1518- Bize Kuteybetü'bnü Said ile İshâk b. İbrahim, Süveyd b. Saîd ve Ya'kûb ed-Devrakı hep birden Mervân el-Fezârî'den rivâyet ettiler. Kuteybe dedi ki: Bize Fezâri, Ubeydullah b. Esamm'dan rivâyet etti. Dedi ki: Bize Yezîd b. Esamm, Ebû Hüreyre'den rivâyet etti. Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e âmâ bir zât geldi ve: Ya Resûlallah! Gerçekden beni, mescide götürecek yedekçim yok; diyerek, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den evinde kılmak için ruhsat istedi. O da kendisine ruhsat verdi. Â'mâ dönüp gittikten sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu çağırarak: «Sen namaz için okunan ezanı işitmiyor musun?» diye sordu, Ama: — Evet! cevâbını verince, «Öyle ise ezana icabet et!» buyurdular. Hadîsde zikri geçen âmâ'dan murâd Abdullah İbn Ümmü'Mektûm'dur. Nitekim Ebû Dâvûd ile Dâre Kut-n î'nin rivâyetlerinde sarahaten beyân edilmişdir. Bu hadîsi Ebû Dâvûd, İmâm Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve daha bir çok hadîs İmâmları tahrîc etmişlerdir. Taberânî'nin «El-Evsat»ında Bezzâr'dan naklettiği hadîsde: «İbn Ümmi Mektûm, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e hâlinden şikâyette bulunarak, yatsı ile sabah namazlarında kendisine ruhsat vermesini istirham etti ve: Yâ Resûlallah! Seninle aramızda bir hurmalık var; dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ezan'ı işitiyor musun?» diye sordu; İbn Ümmi Mektûm: Evet; cevâbını verdi. Bu suâl ve cevâp bir veya iki defa tekerrür etti. Ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona ruhsat vermedi.» denilmektedir. Rivâyetlerin bâzılarında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cemaata devam etmeyenlerin evlerini tepelerine cayır cayır yakmak istediğini bildirdiği zaman Abdullah İbn Ümmi Mektûm'un: «Yâ Resûlallah Medine'nin zehirli haşerâtı ile yırtıcıları çok...» diyerek özür dilediği; diğer bâzılarında her vakit kendisini mescide götürecek bir kimse bulamadığını, söyleyerek bu namazları evimde kılmam câizmidir? diye sorduğu; Lâkin kendisine ruhsat verilmediği beyân ediliyor. |