Geri

   

 

 

 

İleri

 

39- Akşam Namazı Vaktinin Evveli Güneş Kavuştukdan Sonra Girdiği Beyan Bâbı

1472- Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hatim, — ki İbn İsmail'dir.— Yezîd b. Ebî Ubeyd'den, o da Seleme-tü'bnü Ekva'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam namazını, güneş kavuşarak perde arkasına gizlendiği zaman kılarmış.

Bu hadîsi Buhârî «Mevâkîtü's - Salât- bahsinde; Ebû Dâvûd ile Tirmizî dahi «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Buhârî'nin rivâyetinde Hazret-i Seleme: «Biz, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile akşanı'ı güneş perde arkasına gizlendiği vakit kılardık» demişdir. Bu rivâyetdeki akşamdan murâd, akşam namazıdır. Yine Buhârî'nin rivâyetinde güneş zikredilmemiş fakat akşam karinesi ile perde arkasına gizlenenin güneş olduğu anlaşılmışdır.

Hicâb: Perde demekdir. Bâzı ulemânın beyânına göre güneşin hicabından murâd: onun ziyâsıdır. Bu takdirde güneşin perde arkasına gizlenmesi: kendi cirmi ile ziyasının görünmez olması yani batmasıdır.

Bu hadîs akşam namazının vakti girer girmez hemen kılınacağına delildir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in akşam namazını şafağın kaybolmasına yakın kıldığını bildiren hadîs mezkûr namazı o vakitde kılmanın da caiz olduğunu beyân için olsa gerektir.

Akşam namazı vaktinin sonu hususundaki ihtilâfı az sonra göreceğiz.

1473- Bize Muhammed b. Mihrân Er-Râzî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Velîd b. Müslim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Evzâî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû'n - Necâşî rivâyet etti.

Dedi ki: Ben Bâfi' b. Ha-dîc'i şöyle derken işittim: «Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde akşam namazını kılardık. Bizden birimiz namazdan çıktıkdan sonra okunun düştüğü yerleri iyice görürdü.»

1474- Bize İshâk b. İbrahim El - Hanzali rivâyet etti.

(Dedi ki): Ebû Şuayb b. İshâk Ed-Dimaşkî haber verdi.

(Dedi ki): Bize Evzaî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû'n-Necâşî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Rafi' b. Hadîc rivâyet etti: «Biz akşam namazını kılardık...» diyerek yukarki hadîs gibi rivâyetde bulundu.

Bu hadîsi Buhârî «Mevâkîtü's - Salat» bahsinde; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce dahi namaz bahsinde tahrîc etmişlerdir.

Hadîs muhtelif lâfızlarla rivâyet edilmişdir. Ebû Dâvûd'un, Enes (radıyallahü anh)'dan tahrîc ettiği rivâyetde: «Biz akşam namazını kılar sonra ok atardık. Her birimiz attığı okun yerini görürdü.» denilmiş; Kâ'd b. Mâlik rivâyetinde: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam namazını kıldırır; sonra cemâat Benî Seleme kabilesinin oturduğu yerdeki ailelerinin nezdine dönerler ve hâlâ atılan okun düştüğü yerleri görürlerdi.» buyurulmuşdur. Ebû Hatim bu rivâyet hakkında: «Sahîh olan, mürseldir.» demişdir.

İmâm Ahmed b. Hanbel'in rivâyet ettiği Câbir hadişinde: «Biz, Benî Seleme'ye gelir hâlâ atılan okların yerini görürdük.» denilmektedir. Nesâî'nin sahîh bir senedle lîslem kabilesine mensub bir zâtdan tahrîc ettiği rivâyetde şöyle denilmektedir: «Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde akşam namazını kılar; sonra tâ Medine'nin kenarındaki evlerimize dönerdik. Sonra ok atar ve oklarımızın düştüğü yerleri görürdük.»

Bu hadîsi Taberânî «El- Mu'cemü'l - Kebîr»inde, Zeyd b. Hâlid (radıyallahü anh)'dan şu lâfızlarla tahrîc etmişdir: «Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde akşam namazını kılardık; sonra namazdan çıkar; çarşıya gelir ve hâlâ atılan okların düştüğü yerleri görürdük.»