Geri

   

 

 

 

İleri

 

36- İkindi Namazını Geciktirme Hususundaki Şiddetli Ceza Bâbı

1448- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«İkindi namazını kaçıran kimse ehlini ve malını da elinden kaçırmış gibidir.» buyurmuşlar.

1449- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amrü'n - Nâkıd da rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Süfyân, Zührî'den. o da Sâlim'den, o da babasından rivâyet etti. Amr: «Hadîsi tebliğ ediyordu.» dedi. Ebû Bekir ise: «Onu ref etti.» tâbirini kullandı.

1450- Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî rivâyet etti. Lâfız onundur.

Dedi ki: Bize İbn Vehb rivâyet etti.

Dedi ki: Bana Amr b. Haris, İbn Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen haber verdi ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Her kim ikindi namazını kaçırırsa, o kimsenin ehli ve malı elinden kaçırılmış gibi olur.» buyurmuşlar.

Bu hadîsi Buhârî «Mevâkîtü's - Salât» bahsinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî dahi «Namaz» bahsinde ayni râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

cümlesini ekseri râvîler şeklinde nakletmişlerdir. Bu takdîrde «Ehlehû» kelimesi «Vütira» filinin ikinci mefûlü olur. Birinci mefûlü müstetir zamirdir. Bu zamir: İkindiyi kaçırana râcî'dir. «Vütira» fi'li azalır ma'nâsına kullanümışdır. Bazıları: «vütira'nın ma'nâsı aile efradı ve malı elinden alınarak tek basına kaldı, demekdir.» mütâlâasında bulunmuşlardır

Mezkûr cümleyi Bazıları kitabımızda olduğu gibi şeklinde rivâyet etmişlerdir. Bu rivâyete göre vütira filinde müstetîr zamir yokdur. «Ehlü» kelimesi, onun nâib-i failidir. «Mâluhu» kelimesi «Eh-lü» üzerine atfedilmişdir. İbnül-Esîr diyor ki: «Noksanlığı ikindiyi kaçıran adama irca' edenler (vütira) filinden sonra gelen her iki ismi nasp etmiş; ehil ve mâl'e irca' edenler ise bu iki ismi merfû' okumuşlardır.

Bazıları (Ehle) kelimesinin başında harfi cem bulunduğunu; mezkur harf hazf edilince (Ehl) kelimesi mansûb okunduğunu; bir takımları da onun bedel-i istimal yahut bedel-i ba'z olduğunu söylemişlerdir. Bu takdîrde cümlenin ma'nâsı: «O kimseden ehli ve mâlı alınmış gibi olur.» demekdir. İmâm Mâlik'in tefsiri de budur.

Ulemâ bu hadîsin ma'nâsı hakkında ihtilâf etmişlerdir.

Hallâbî'ye göre hadisin ma'nâsı: «İkindiyi kaçıran ehlini ve malını noksaulaştıran ve bu suretle âilesiz, malsız kalan kimse gibidir. Binâenaleyh ailesi ile malının elinden gitmesinden nasıl sakınıyorsa, ikindiyi kaçırmakdan da öyle sakınsın!» demekdir.

İbn Abdil-Berr: «Bu hadîsin ma'nâsı: İkindiyi kaçıran kimse ehli ile malına intikamlı musibet isabet eden gibidir. Böyle bir kimsenin üzerinde iki tane keder bulunur. Bunların biri musîbetden, diğeri de intikam alma lüzumundan doğar.» demişdir.

Dâvûdî'ye göre hadîsin ma'nâsı: «İkindiyi kaçıran kimseye ailesi ile malını kaybedenin başına gelen musibet gelir. Yani ikindiyi kaçırdığı için onun kadar yanıp yakılır.» demekdir.

Bazıları: «İkindiyi kaçıran, ailesi ile malını kaybetmiş kadar esefe değer sevapdan mahrum olmuşdur.» demişlerdir.

ikindiyi kaçırmakdan muradın ne olduğu dahi ihtilaflıdır. İbn Vehb ile diğer bâzı ulemâya göre bundan murâd: İkindiyi vakt-i ihtiyarîde kılmamakdır. Bazıları: «İkindiyi kaçırmakdan murâd: Onu kılmadan güneşin kavuşması ve bu suretle vaktin çıkmasıdır.» demiş; diğer bir takımları ikindiyi güneşin sarardığı zamana bırakmak olduğunu söylemişlerdir. Filhakika bu hadîsin Evzâî rivâyetinde ikindiyi kaçırmak güneşin sarardığı zamana bırakmakdir; diye tefsir edilmişdir. Sonra bâzılarına göre bu hadîs ikindiyi unutarak kaçıranlar hakkındadır. Fakat Dâvûdî kasden geciktirenler hakkında olduğunu söylemişdir. Bu kavil daha münâsip görülmüşdür.

Mühelleb'e göre, ikindiyi kaçırmakdan murâd: Cemaata git-memekdir. Çünkü ikindi namazında gece ve gündüz melekleri şâhid olarak bulunurlar.

İbn Abdil-Berr (368-463) şâir namazların da ikindi hükmünde olabileceğini söylemişdir. Bu takdirde ikindi namazının hükmünü bildirmekle, diğer namazlara da tenbîh ve işaret edilmiş demekdir. îkindiyi hassaten zikretmesi soran zât ikindinin hükmünü anlamak istediği içindir. Şu hâlde güneş doğmakla sabah namazını kaçıran, fecir doğmakla yatasının vaktini geçiren kimsenin hükmü de aynen ikindi gibidir, ikindinin zikredilmesi faziletinden dolayı da olabilir. Bazıları: «İkindinin hassaten zikredilmesi, ona devama te'kîdli bir şekilde teşvik içindir. Çünkü ikindi insanların pek meşgul ve yorgun bulundukları bir zamana tesadüf eder.» demişlerdir.

«ikindinin hassaten zikredilmesi salât-ı vustâ' olduğundandır.» diyenler de vardır.

Nevevî (631-676): İbn Abdil-Berr'in sabah namazı ile diğer namazları kaçıranlara da, ikindiyi kaçıran hükmünü vermesine îtirâz etmiş ve bir şey'i, başka bir şey'e kıyâs edebilmek için aralarındaki müşterek iletin bilinmesi şart olduğunu, bu hükümde ise illet tahakkuk etmediğini, binaenaleyh başka namazlar, ikindiye kıyâs edilemiyeceğini söylemişdir. Fakat Nevevî'nin bu itirazına karşı, Aynî, İbn Hibbâ'nın ve diğer bâzı ulemânın Nevfel b. Muaviye'den merfû' olarak rivâyet ettikleri şu hadîsi hatırlatmışdır:

«Her kim bir namazı kaçırırsa, o kimse ehli ile malını elinden kaçırmış gibidir.» Filhakika bu, hadîs bütün- farz namazlara şâmildir.

1451- Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsame, Hişâm'dan, o da Muhammed'den, o da Abide'den o da Aliy'den naklen rivâyet etti. Aliy Şöyle dedi: Ahzâb harbinin yapıldığı gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Küffâr hakkında):

«Bizi tâ güneş kavuşuncaya kadar orta namazdan nasıl meşgul ve men' ettilerse, Allah da onlann kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun!» buyurdular.

1452- Bize Muhammed b. Ebû Bekr El-Mukaddemî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Tabya b. Saîd rivâyet etti. H.

Bize, bu hadisi İshâk b. İbrahim dahi rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize El -Mu'temir b. Süleyman haber verdi. Bunlar hep birden Hişâm'dan bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır.