25- Kabir Azabından Allah'a Sığınmanın Müstehab Oluşu Bâbı 1347- Bize Hârûn b. Sâid ve Harmeletü'bnü Yahya rivâyet ettiler. Hârûn (Bize rivâyet etti) tâbirini kullandı. Harmele ise (Bize İbn Vehb haber verdi) dedi. İbn Vehb: Bana Yûnus b. Yezid, İbn Şihâb’dan naklen haber verdi; demiş. İbn Şihâb: Bana Urvetü'bnÜ Zübeyr rivâyet etti ki Âişe şunları söylemiş; demiş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi, yanımda Yahûdilerden bir kadın vardı. Bu kadın: Biliyormusun ki siz kabirlerde fitneye dûçâr olacaksınız? diyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) irkilerek: «Fitneye dûçâr olacaklar ancak ve ancak Yahûdilerdir.» buyurdu. Böy lece bir kaç gece geçirdik. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Biliyormusun, bana: siz kabirlerde fitneye dûçâr olacaksınız) diye vahiy geldi.» buyurdu. Âişe Dedi ki: «Ben bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hep kabir azabından Allah'a sığındığını işitdim.» 1348- Bana Hârûn b. Saîd ile Harmeletü'bnü Yahya ve Amrü'bnü Sevvâd rivâyet ettiler. Harmele: (Bize Haber verdi) tâbirini kullandı, ötekiler: (Bize İbn Vehb rivâyet etti) dediler. İbn Vehb Dedi ki: Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, o da Humeyd b. Abdirrahmân'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Ebü Hüreyre: «Ben bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (Hep) kabir azabından sığınırken işitdim» demi;. 1349- Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim her biri Cerîr'den rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Cerir, Mansûr'dan, o da Ebû Vâil'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe söyle demiş: «Yanıma Medine Yahûdilerinden iki koca kan girdi ve: ölüler gerçekden kabirlerinde azâb olunurlar; dediler. Ben kendilerini tekzip ettim, onları tasdik etmeye gönlüm razı olmadı. Müteakiben çıkıp gittiler ve yanıma Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) girdi. Kendisine: — Ya Resûlallah! Medine Yahûdilerinden iki kocakarı yanıma geldiler de ölülerin kabirlerinde azâb gördüklerini söylediler: dedim.» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Doğru söylemişler! Hakîkaten onlar öyle azâb görürler ki o azabı hayvanlar (bile) işitir.» buyurdular. Âişe Dedi ki: «Artık bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hiç bir namazda kabir azabından Allah'a sığınmadığını görmedim!» 1350- Bize Hennâd b. Serîy rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû'l-Ahvas, Eş'as’dan, o da babasından o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den bu hadîsi rivâyet etti. Bu hadîsde: «Âişe: Bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiç bir namaz kılmadı ki (o namazda) kendisini kabir azabından Allah'a sığınırken işitmiş olmıyayım: dedi» ibaresi de vardır. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbül - Cenâiz» ve «Kitâbü't - Deavât» da; Nesâî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Tahâvî‘nin beyânına göre vak'a iki defa geçmişdir. Birincide Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahûdi karısının sözüne karşı: «Kabirde fitneye ancak ve ancak Yahûdiler duçar olacaklardır.» buyurmuş. İkincide ayni Yahûdi karısı bir arkadaşı ile gelerek Hazret-i Âişe'ye yine kabirin fitne ve azabından bahsetmiş; Âişe (radıyallahü anha) yine kabul etmemiş; sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek kendisine bu bâbda vahy nâzil olduğunu ve kabir azabının vâkî bir hakîkat olduğu bildirildiğini söylemiştir. Bu vak'âdan önce Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmeti için kabir azabı olup olmadığım bilmezdi. Bunu İmâm Ahmed'in «Müsned» inde Buhârî'nin şartı üzre sahîh bir isnâdla rivâyet ettiği Hazret-i Âişe hadîsinden anlıyoruz. Saîd b. Amr b. Saîd El-Emevî tarîki ile rivâyet olunan mezkûr hadîsin ifâde ettiği hakikat şudur: «Bir Yahûdi kadını Âişe (radıyallahü anha)'ya hizmet edermiş. Hazret-i Âişe bu kadına her ne zaman bir iyilikde bulunursa kadın kendisine (Allah seni kabir azabından korusun!) diye dua edermiş. Nihayet Âişe (radıyallahü anha); — Yâ Resûlallah! Kabirde azâb var mıdır? diye sormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Yahûdiler yalan söylemişlerdir. Kıyâmet gününden önce hiçbir azâb yokdur! buyurmuş. Bu vak'anın üzerinden Allah'ın dilediği mikdar zaman geçtikten sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün öğle zamanı dışarıya çıkarak alabildiğine yüksek sesle: — Ey insanlarl Kabir azabından Allah'a sığının! Çünkü kabir azabı hak'dir; diye nida etmiş.» Görülüyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz mü'minler hakkındaki kabir azabını son zamanlarda Medîne-i Münevvere'de öğrenmiş; ve bundan son derece korunmaları lâzım geldiğini ümmetine talîm buyurmuşdur. Fitne: Lugatda imtihan etmek, denemek, dalâlet, küfür, rezalet, azâb, ibret ve mihnet gibi birçok mânâlara gelir. Kabir fitnesinden murâd: kabir hayâtı ve oradaki meleklerin suâli ve kabir azabıdır. Bu bâbda bir çok hadîsler vârîd olmuşdur. |