Geri

   

 

 

 

İleri

 

22- Namazda Nasıl Oturulacağı, Ellerin Uyluklar Üzerine Nasıl Konacağı Bâbı

1335- Bize Muhammed b. Ma'mer b. Ribl EL - Kaysî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Hîşâm El-Mahzûmî, Abdülvâhid'den —ki İbn Ziyâd'dır — rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Osman b. Hakim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Amir b. Abdillah b. Zübeyr, babasından rivâyet etti.

Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda oturduğu vakit sol ayağını uyluğu ile baldırın araşma koyar, sağ ayağım yere döşerdi. Sol elini sol dizinin üzerine, sağ elini de sağ uyluğunun üzerine koyar; parmağı ile işaret de ederdi.

1336- Bize Kuteybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys, İbn Ac-lân'dan rivâyet etti. H.

Dedi ki: Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. Lâfız onundur.

Dedi ki: Bize Ebû Hâlid El - Ahmar, İbn Aclân'dan, o da Âmir b. Abdillah b. Zübeyr'den, o da babasından naklen rivâyet etti.

Dedi ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) teşehhud duasını okumak için oturduğu vakit sağ elini sağ uyluğunun üzerine, sol elini de sol uyluğunun Özerine koyar şehâdet parmağı ile işaret ederdi. Baş parmağını da orta parmağı üzerine koyardı. Sol ovucunu dizinin üzerine şarkı tirdi.

1337- Bana Muhammed b. Bâfi' ile Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Abd (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. İbn Râfi’ ise (bize Abdürrezzâk rivâyet etti) dedi. Abdürrezzâk: Bize Ma'mer, Ubeydullah b. Ömer'den, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi ki:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda oturduğu Vakit ellerini dizleri üzerine koyar, baş parmakdan sonra gelen parmağını kaldırırda onunla duâ eder, sol elini yayarak sol dizinin üzerine koyarmış.

1338- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme, Eyyûb’dan, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) teşehhudde oturduğu vakit sol elini sol dizinin Özerine koyar; sağ elini de sağ dizinin üzerine koyar ve elliüç İşareti yaparmış. Şehâdet parmağı ile de işaret edermiş.

1339- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

Dedi ki: Mâlikle, Mfta-lim b. Ebî Meryem'den dinlediğim, onun da Ali b. Abdirrahmân El -Muâvî'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Alî Şöyle dedi: Beni, Abdullah b. Ömer namazda çakıl taşları ile oynarken gördü. Namazdan çıkınca beni (bundan) nehiy ederek: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nasıl yapıyordu ise sen de öyle yap! dedi. Ben:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nasıl yapıyordu ki? dedim.

— Namazda oturduğu vakit sağ elini sağ uyluğunun üzerine koyar; bütün parmaklarını yumar; baş parmakdan sonra gelen parmağı ile işaret ederdi. Sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı... dedi.

1340- Bize İbn Ebî Ömer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân, Müslim b. Ebî Meryem'den, o da Alî b. Abdirrahmân El-Muâvî'den naklen rivâyet etti. Ali: «İbn Ömerin yanı başında namaz kıldım...» diyerek Mâlik'in hadisi tarzında rivâyetde bulunmuş. Yalnız «Süfyân dedi ki: Yahya b. Saîd bize bu hadisi Müslim'den rivâyet etmişti. Sonra onu, bana Müslim de rivâyet etti.» ifâdesini ziyâde etmiştir.

Bu hadîsler namaz kılarken nasıl oturulacağını; ellerin nereye ve nasıl konacağını; parmakların vazifesini göstermektedir.

Birinci hadîsden anlaşılıyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda oturduğu zaman sol ayağını, sağ ayağının uyluğu ile baldırı arasına sokar, sağ ayağını yere döşeyerek onun üzerine otururmuş, Ellerini de uylukları üzerine koyarmiş.

Nevevî diyor ki: «Râvînin zikrettiği bu oturuş şekli teverrükdür. Lâkin (Sağ ayağını yere döşerdi.) demesi müşkildir. Çünkü sünnet vecihle oturuşda sağ ayak bütün ulemânın ittifakı ile dikilecekdir. Buhârî ile diğer hadîs İmâmlarının sahîhlerindeki hadîslerde bunu göstermektedir. Kâdı îyâz (radıyallahü anh) şöyle demektedir: Fakîh Ebû Muhammed El-Huşenî: (Bu sözün doğrusu sol ayağını yere döşedi; demekdir.) mutâlâsında bulunmuşdur.

Fakat Kâdı, Fakîh Ebû Muhammed'in bu sözünü beğenmemişdir. Çünkü namaz kılan kimsenin sol ayağını sağ ayağının uyluğu ile baldırı arasına sokacağı bu rivâyette beyân edilmişdir. Kâdı bu bâbda şöyle dedidir: «Me'mûldür ki bu işin doğrusu sağ ayağı dikmekdir. Bu bâbdaki rivâyet sahîhdir. Sağ ayağı döşemenin mânâsı: onu parmakları üzerine dikmeyip ayağını yatırmakdır. Netekim ekseri ahvâlde böyle yapılır.»

Kâdî'nin zikrettiği bu son te'vîl muhtar olan kavildir. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun da caiz olduğunu göstermek için böyle oturmuşdur. Her ne kadar parmaklan dikerek oturmak müstehab ise de terki caizdir. Bu te'vîlin bahusus namaz Bâbında nazîrleri çokdur. Mezkûr te'vîl sahih rivâyetlerle sabit olmuş; Müslim'in bütün nüshalarında ittifakla kabul edilmiş bir rivâyeti hatâya nisbet etmekden evlâdır. Namazdaki teşehhüdlerde iftirâş sureti ile mi yoksa teverrük şeklinde mi oturmanın efdal olduğu hususunda ulemânın ihtilâf ettiklerini evvelce görmüşdük.

İmâm Mâlik ile ulemâdan bir kısmının mezheplerine göre namazda her iki oturuşda teverrük sureti ile oturmak efdaldır. Delilleri bu hadîslerdir.

Ebû Hanîfe ile ulemâdan Bazıları iftirâş sureti ile oturmayı efdal görmüşlerdir.

İmâm Şafiî ile ulemâdan bir taifeye göre namazda ilk oturuşda iftirâş; ikinci oturuşda teverrük sureti ile oturulur. Bunların delilleri «Sahîh-i Buhârî» de rivâyet edilen Ebû Humeyd-i Sâidî hadîsidir. Mezkûr hadîs iki teşehhüd arasında fark olduğunu sarahaten göstermektedir. Şafiî (rahimehüllah) (Teverrük veya iftirâş hususunda vârid olan hadîsler mutlakdır; bunlar da teverrükün veya iftirasın her iki teşehhüddede mi yoksa yalnız birin demi yapılacağı bildirilmemişdir. Bu ciheti Ebû Humeyd ile arkadaşları beyân etmiş ve İftirasın ilk oturuşda, teverrükün ise son oturuşda yapılacağını beyân etmişlerdir. Binaenaleyh bu mücmeli onların beyânına hamletmek îcâb eder.) demiş-dir.» Nevevî'nin izahatı burada bitti.

Gerçi hadîsde beyân buyurulan bu oturuş şekli Nevevî'nin dediği gibi teverrük denilen oturuş olabilir. Ancak teverrükü başka türlü tarif ve îzâh edenler de vardır. Bir tarife göre teverrük: Namaz kılan kimsenin butlarını yahut bir budunu yere sererek oturmasıdır. Başka bir tarife göre teverrük butlarını yere sererek ayaklarını da sağ tarafından çıkararak oturmakdır. İmâm Mâlik'in efdal olarak kabul ettiği tever-rükden murâd da budur. Hanefî mezhebine göre namazda kadınların oturuşu teverrükdür. Teverrük kadınlar hakkında müstehabdır. Erkekler hakkında müstehâb olan oturuş şekli onlara göre iftiraşdır.

İftirâş: Sol ayağını yere döşeyerek onun üzerine oturmak ve sağ ayağını dikerek parmaklarını kıbleye çevirmekdir.

Elleri uylukların üzerine koymak bu işin müstehâb olduğuna delildir. Filhakika bütün ulemâ elleri dizlerin üzerine yahut biraz daha geriye uylukların üzerine koymanın müstehâb olduğunda müttefikdirler. Bazıları otururken avuçları ile diz kapaklarını tutarmış gibi onları avuçlarının içine almanın lüzumuna kail olmuşlardır. Elleri dizler üzerine koymanın hikmeti onları abesle iştigâlden men'etmek içindir.

Namazda şehâdet parmağı ile işaret mes'elesine gelince: Bu husûsda hem rivâyetler hem de ulemânın kavilleri muhtelifdir.

Ulemâdan bâzılarına göre teşehhüd duasında sıra tam tevhide geldiği zaman tevhidin «Lâ ilahe» kısmı söylenirken sağ elin şehâdet parmağı yukarıya kaldırılır; «illallah» denilirken indirilir. Parmak kaldırılacağı zaman sağ elin parmaklan yumulur. Hanefîler'den İmâm Muhammed'den rivâyet olunan işaretin keyfiyeti, sağ elin baş «parmağı ile orta parmağını halka yapmak, diğer iki parmağını yumarak şahadet parmağını kaldırmakla olur. Bazıları parmakların yumulmadan işaret edileceğine; bir takımları da baş parmağı diğer parmakların altına getirmek sureti ile şahadet parmağı kaldırılacağını söylemişlerdir. Şehâdet parmağının kaldırılmasına lüzum görmeyenler de bulunmuşsa da onların kavilleri sahih rivâyetlere muhâlifdir. Keydânî namazda parmak kaldırmanın haram olduğunu söylemişse de Aliyy ü’l-Kaarî kendisine pek şiddetli bir cevap vermiş ve yaptığının büyük bir hata olduğunu söyledikten sonra: «Eğer Keydanî hakkında hüsnü zan olmasa idi açık açık küfür ve irtidad etmiş sayılırdı...» demiştir.

«Elliüç akdetmek.» araplarca mâruf olan bir sayma usûlüne işâretdir. Onlar bunu hesap ondalıklarında kullanmayı İstılah edinmişlerdir. Elliüç adedini göstermek için sağ elin baş parmağını şehâdet parmağının altına uzatır, öteki parmaklan yumarlarmış.

Şehâdet parmağı ile işaret yapılırken tevhidi yani Allah'ın birliğini ve ihlâsı niyet etmek gerekir.

Rivâyetlerin bâzısında şehâdet getirirken şehâdet parmağı kaldırıl-dıkdan mâda hareket ettirileceği de ifâde olunmuşdur.