12 - Yıkanan Kadının Peliklerinin Hükmü Bâbı 770 - Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amrü'n - Nâkıd, İshâk b. ibrahim ve İbn Ebî Ömer hepsi birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. İshak dedi ki: Bize Süfyan, Eyyüb b. Mûsa'dan o da Saîd b. Ebî Saîd el- Makburî'den, o da Ümmü Seleme'nin âzâdlısı Abdullah b. Râfi'den, o da Ümmü Seleme'den naklen haber verdi Ümmü Seleme şöyle dedi. «Yâ Rasûlüllah. Ben başımın peliğini ören bir kadınım, cünüplükten yıkanmak için onu çözeyim mi?» dedim. «Hayır! Başına yalnız üç avuç su atman sana yeter; sonra üzerine suyu dökünür ve temizlenirsin.» buyurdu. 771 - Bize Amru'n - Nâkıd'da rivâyet etti (Dedi ki): Bize Yezîd b. Hârûn rivâyet etti. H. Bize Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti (Dedi ki): Bize Abdürrezzak haber verdi (Yezid ile Abdürrezzak) demişler ki bize Sevri, Eyyüb b. Mûsa'dan naklen bu isnadla haber verdi. Abdürrezzak hadîsinde «Onu hayz ve cünüplük dolayısıyle çözeyim mi? (Peygamberimiz) «Hayır, » dedi cümlesi vardır. Sonra râvî Hadîs-i İbn Uyeyne hadîsinin manâsîyle zikretmiştir. 772 - Bu Hâdîs-î bana Ahmed ed-Dârimi dahi rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Zekeriyâ b. Adiy rivâyet etti. (Dedi ki): Bize yezîd yanî İbn Zürey’ Ravh b. Kâsım'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Eyyüb b. Mûsa bu isnadla rivâyet etti. ve: «Onu cünüplükten dolayı çözerek yıkayayım mı?» dedi Hayzı zikretmedi. 773 - Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ye Ali b. Hucr toptan İbn Uleyye'den rivâyet ettiler. Yahya dedi ki bize İsmail b. Uleyye Eyyüb'den, o da Ebû Zübeyr'den, O da Ubeyd b. Umeyr'den naklen haberler. Dedi ki: Âişe Abdullah b. Amr'in kadınlara yıkanacakları zaman peliklerini çözmelerini emrettiğini duymuş. Bunun üzerine; «Şu İbn Amr'a şaşarım, kadınlara, yıkanacakları zaman peliklerini çözmeyi emredermiş, başlarını tıraş etmelerini emretmiyormuş bârî, Vallahi, ben ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kaptan yıkanırdık. Başıma üç defa su dökmekten fazla bir şey yapmazdım» dedi. Bu rivâyetler gusül ederken kadının saçını çözmesi îcap etmediğini bildirmektedir. Dafr: Saç örgüsü yani pelik demektir. Bazıları bu kelimenin «Dufur» şeklinde okunacağını, dafr kırâetinin yanlış olduğunu iddia etmişlerse de bu iddia doğru değildir. Kelime iki şekilde de okunabilir. Ancak sabit ve muttasıl Hadislerde «Dafr» şeklinde zaptedildiği için o şekilde okunması tercih olunur. Hafne: Avuç dolusu demektir. Hâdis-i rivâyet eden Ümmül Müminin Seleme (radıyallahü anha)'nın ismi Hind'dir. Hadîs'in ahkâmı hakkında Nevevî şunları söyler.: «Cumhûr ulemâ ile bizim mezhebimize göre yıkanan kadının saçlarının içine ve dışına su işlediği zaman onları çözmek vacip değildir. Peliklerini çözmeden içlerine su işlemiyecekse çözmek vacip olur. Ümmü Seleme Hadisi onun saçlarına çözmeden su işlediğine hamledilir. Çünkü suyu saçların her tarafına vardırmak vâciptir. Hattâ İbrahim Nehâi'den rivâyet olunduğuna göre saçların içine su işlesin, işlemesin her halde onları çözmek vaciptir. Hasan-ı Bâsrî ile Tavus «Hayzdan yıkanırken saçların çözülmesi vacip, cünüplükten yıkanırken vacip değildir, demişlerdir. Bizim delilimiz Ümmü Seleme Hadis'idir. Erkeğin başında peliği bulunursa onun hükmü de kadın gibidir.» Hanefîlere göre yıkanırken su saçların dibine işlemek şartıyle kadının peliklerini çözmesi vacip değildir. Hattâ Sahîh rivâyete göre pelik-lerini ıslatmak dahi lâzım değildir. «Hanefîlere» Bu Hadis haber-i vahittir. Binaenaleyh onunla Tealâ hazretlerinin «Cünüp olursanız tertemiz yıkanın.» âyet-i kerimesine ziyâde edilemez, şeklinde bir itiraz da vârid olamaz. Çünkü saç her cihetle bedenden değildir. Âyet-i Kerîmedeki emirse bedenin temizlenmesine aittir. Bir de gözlerin içi gibi zaruret yerleri yıkamaktan istisna edilmiştir. Zira bunda güçlük ve zarar vardır. Kadının saçını çözmesinde zarar yoksa da güçlük vardır. Peliklerin ıslatılmasına gelince: Sahîh Kavle göre bu da vacip değildir çünkü bunda da güçlük vardır. İmâm Hasan b. Ziyâd'ın Ebû Hanîfe‘den bir rivâyetine göre saçlar üç defa ıslanır ve her defasında sıkılır. Bu suretle aralarına suyun işlemesi temin edilir. Pelikler zaten çözülmüş ise Fakîh Ebû Cafer'den bir rivâyete göre onları ıslatmak vacip olur. Erkeğin başında pelik bulunursa çözüp çözmeyeceği ihtilaflıdır. İhtiyaten çözmesi vaciptir. Nevevî diyor ki; «Gerek cünüplükten gerekse hayz ve nifâs gibi şeylerden yıkanma hususunda erkekle kadının hükmü birdir. Yalnız hayz ve nifâstan yıkanan kadınların misk kullanmaları müstehabdır. Erkeklere Misk kullanmak müstehab değildir. Kadın bakire ise yıkanırken suyu fercinin dahiline ulaştırması vacip değildir. Bakire değilse fercinin kaza-i hacete oturduğu zaman açılan yerlerini yıkaması vacip olur. Çünkü o yerler bedenin dış kısmı hükmündedir. İmâm Şafiî ile ulemâmızın ekserisi bu ciheti nassan beyân etmişlerdir. Ulemâmızdan bâzılarına göre bakire olmayan kadının dahili fercini yıkaması vacip değildir. Bazıları da bunun hayz ve nifâstan temizlenirken vacip olduğunu, cünüplükten temizlenirken vacip olmadığını söylerler. Fakat Sahîh olan birinci kavildir. Hanefîlere göre kadının fercinin dış kısmını yıkaması vaciptir. Zira ağız hükmündedir. Parmağını dahile sokarak yıkaması vacip değildir. Fetvada buna göredir. Yani bu meselede Hanefîlerle Şafiîler hemen hemen ittifak etmiş gibidirler. Sünnetsiz erkeğin avret mahallindeki kılıfın içini yıkaması müstehabtır. Hattâ «En - Nevazil» nâm eserde yıkanmasının vacip olduğu bildiriliyorsa da esah olan birinci kavildir. Hazret-i Abdullah b. Amr'in yıkanırken kadınlarına saçlarını çözmelerini emretmesi bunu vacip gördüğüne hamledilir. Şu halde yıkama emrini vermesi ya suyun ulaşması îcap eden saç diplerinin yıkanması içindir. Yahut onun mezhebine göre yıkanacak kadının mutlaka saçını çözmesi vaciptir. Nitekim İbrahim Nehâi'nin mezhebi de budur. Bu takdirde İbn Amr (radıyallahü anh) Ümmü Seleme ve Âişe (radıyallahu anhüma) hadîslerini duymamış demektir. Mamafih İbn Amr'ın bu emri müstehab olmak üzere ihtiyaten vermiş olması da ihtimal dahilindedir. Allahüâlem. |